M. Zülküf YEL
Küfrün av köpeklerine karşı, Hakk'a dayanan halk savunması
Darbe teşebbüsünün savuşturulmasından sonra, adeta kamikaze dalışına geçen FETÖ, her gün yeni bir tehdit savurmaya ve halkımızı tedirgin etmeye devam ediyor. Özellikle suikast girişimleri ve memleketi iç savaşa sürükleme girişimleri, en fazla ön plana çıkan seçeneklerdir. FETÖ'nün lideri durmadan tehditler savurmakta ve taraftarlarına da metanetli olma çağrısı yapmaktadır. Şeytani heybesinden yeni turpların çıkacağının müjdesini müritlerine vermektedir. FETÖ taraftarları verdikleri mesajla, 14 Ağustos'u işaret etmektedir. Her türlü rezilliği mubah gören bu yapı, her türlü rezilliği yapabilir; ama 14 Ağustos mesajları daha fazla psikolojik harp kokmaktadır. “Kuluçka mesajı” ile taraftarlarına sabır telkin eden Gülen'in, başka bir mesajı ise, suikast için düğmeye basma olarak değerlendirilmektedir. Bazıları ise, FETÖ'nün bu saatten sonra yer altına çekileceğini söylemektedirler. Bu saatten sonra dış istihbarat örgütlerinin eli ile bu omurgasız yapıdan her şey beklenmelidir. Hiçbir İslami, ahlaki ve insani kriter tanımayan ve gözleri hırs ile körelmiş bu yapı, küfrün av köpeği rolünde halkımıza her türlü zararı verebilir. Mesela, Pkk ile tam mutabakat içerisinde toplumsal kaos için, kalkışmalar ve suikastlar olabilir. Başta Doğu olmak üzere, farklı yerlerde darbeye karşı direnmiş olan İslami cemaatler ve şahıslar hedef alınarak büyük çaplı saldırılar başlatılabilir. Bu itibarla müteyakkız olmakta fayda vardır. Şu an hem Türkiye, hem de İslam ümmeti için tarihi bir kırılma anı yaşıyoruz. Bu süreç, hayati öneme sahiptir ve çok iyi idare edilmesi lazımdır. Küfrün kucağındaki FETÖ, bu zor durumdan kurtulmak için sürekli efendilerine daha önce sadakatle yapmış olduğu hizmetleri hatırlatmaktadır. Israrla Türkiye'ye dışarıdan bir müdahaleyi, yani işgali talep etmektedir. Vatanperverlik ve milliyetperverlik cübbesi ile insanları kandıran Gülen'in gerçek yüzü her geçen gün daha iyi açığa çıkmaktadır. Dışarıdan dostlarına güvenen Gülen, içeride ise deşifre olmamış kripto elemanlarına güvenmektedir. Bu saatten sonra kriptocuların deşifresine ve tasfiyesine özellikle dikkat edilmelidir. Bunun için en iyi ipucu da, Gülen'in kudretli olduğu zamanda yanında saf tutanların tamamını bir torbaya koyup torbanın ağzını bağlamaktır. Pişmanlık ayaklarına yatanlar, yarın fırsat buldukları zaman ihanet kaftanlarının altına sakladıkları hançerlerini sıyırıp halkımızı arkadan vurabilirler.
Kökü son derece derinde olan ve halkımızın bildiğinden çok daha fazla iç ve dış ilişkilere sahip bu yapıyı toplumun idari yapısından söküp atabilmek için öncelikle çok kararlı olmak lazımdır. Bu noktada en etkili adım, yapısal adımlardır. Şimdilik tespit edilemese de kripto FETÖ'cüleri etkisiz kılmanın acil çözümü, kurmuş oldukları ve yıllarca işlettikleri tezgahları, yapısal hamlelerle çöpe atmaktır. Bu konuda son derece etkili adımlar atılmaktadır. Kurumların yeniden yapılanması, hükümete en azından toparlanıp köklü hamleler ve birebir saha çalışması yapması ve bu esnada potansiyel tehlike ve tehditleri savuşturması için önemli bir adımdır. Bu yapısal adımlar atılırken, şiddetle muhalefet edenler, tüm boyutları ile bu tehlikenin farkında değiller. Bir kısmı ise, art niyetlerinden dolayı ve oluşan çarktan nemalanan şahıs ve kurumlardır. Toplumsal mutabakatın önemli olduğu bu dönemde, toplumsal mutabakat ruhuna zarar vermeden bu direnç savuşturulmalıdır ve asıl mutabakatın milletle olması gerektiği unutulmamalıdır. Bu saatten sonra kahraman halkımızı hayal kırıklığına uğratacak hiçbir adım atılmamalıdır. Ölümüne destek veren halkın talepleri, tüm taleplerin üzerinde tutulmalıdır. Çünkü hem sahadaki dengeler açısından, hem de yapmış olduğu fedakârlıklar itibariyle bu halk bunu fazlası ile hak etmektedir. Bu ülke sathında en fazla değerlerine sahip çıkan ve bedel ödeyen ve ödeyecek olan halkımızdır. Eğer sağlam bir idari ve toplumsal yapı inşa edilmek isteniyorsa, yapısal adımlar, yeni büyük adımlarla ete ve kemiğe büründürülmelidir. Yapısal adımlar tek başına zaman kazandırabilir; ama kesin çözüm değildir. Başta askeriye, emniyet, istihbarat gibi önemli kurumlar olmak üzere, tüm kurumlara alımlar yapılmalıdır. Türkiye bağırsaklarını temizlerken, ikamesini iyi yapmak zorundadır. Titizlikle yapılan çalışmalar neticesinde alınan bu personel sözleşmeli olmalı, kadroya geçirilmesi ise, ortalık durulduktan sonra yapılacak daha ince bir çalışmaya göre olmalıdır. İlk gece meydanları dolduran yüzbinlerce üniversite mezunu genç vardı. Bunların belki de önemli bir kısmı işsiz veya önemsiz bir işte çalışıyor. İşte devlet, bu yiğit gençlere emanet edilmeli, devletin omurgası bu yiğit gençler üzerine kurulmalıdır. Büyük alımlarla halkına ve ülkesine sahip çıkan bu gençler kamu bünyesine alınmalı, kamuda olanlar belirleyici konuma getirilmelidir. Kısacası; bu halkın ve ülkenin geleceği, milletin evlatlarına emanet edilmelidir. Nasıl ki zor zamanda bu millet ile bir darbe savuşturulduysa, bu darbenin artıklarını bertaraf edildiği bir süreç milletin evlatları ile yürütülmelidir.
Adres bellidir: Hakka dayanan bir halk ile yollar yürünmeli, dâhili ve harici düşmanlarla mücadele edilmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.