Kenan ÇAPLIK
Küfrün bombardımanı, Müslüman'ın cesedi
İslam beldelerinde her gün bir bombardıman haberi geliyor. Artık bir günde yüzlerce Müslüman kadın ve çocuğun cesedi defnediliyor. Bu acıklı durum her gün artarak devam ettiği için, dün gerçekleşen saldırıda ölenleri hemen unutuyoruz. Daha doğrusu bugün yaşadığımız dehşetli saldırının tahribatı, dünü hemen unutturuyor. Yarın ise daha da büyük bir saldırı ihtimaliyle, daha büyük can ve mal kaybı korkusuyla çekilmez bir hayata mahkûm ediliyoruz.
Batı, tek blok halinde İslam ümmetini adeta muhasara altına almış durumdadır. İlk defa böyle bir üst birliktelik oluşturup üzerimize acımasızca gelmektedirler. Neredeyse işgal edilmemiş ve saldırı altında olmayan tek bir İslam beldesi kalmamıştır. Fiili olarak işgal altında olmayan Türkiye gibi ülkeler ise ekonomik, siyasi ve diplomatik saldırı altına alınmış durumdadır. Her gün yeni bir müeyyide, yeni bir saldır hamlesi gelmektedir.
Batı küfür dünyası ellerindeki bombaları, işgal etmiş olduğu İslam beldelerindeki Müslüman kadın ve çocukların üzerinde denemektedir. Yerlerine ise daha gelişmiş olanlar almakta, bununla gücünü ve gaddarlığını pekiştirmektedir. Üzerimizde denediği ve yerine almış olduğu daha etkili silahların bütün parasını da yine bizden tahsil etmektedir. Ayrıca orta doğudaki her bir İslam ülkesinin batılı devletlerden milyar dolarlık silah alımları söz konusudur.
Bu paralarla yeni silahlar geliştirip üzerimizde denerlerken, içimizden onlara köle olmuş bazı zelillerin, onların bu alçaltıcı saldırılarına adeta zemin hazırlamaktadırlar. Bazen bu DEAŞ veya PYD/YPG'nin eliyle olmakta ya da ismini hiç duymadığımız bir ihanet çetesi marifetiyle gerçekleşmekte, bazen de Sisi veya bir satılmış kral eliyle ortam hazırlanmaktadır. Ama her şartta Müslüman kadın ve çocukların cesetlerini, insanlık dışı saldırılarda enkaza dönmüş evlerin yıkıntıları altında çıkarılmaktadır.
Londra'da bir İngiliz öldürüldüğünde İslam ülkelerindeki basın yayın dâhil, bütün dünya normal yayın akışlarını keserek bu tek kişilik ölüm haberini canlı verirlerken, Irak'ın Musul kentinde 200'den fazla kişi hava saldırısında öldürülüyor ama haber değeri bile taşımıyor. Camiler bilinçli bir şekilde vuruluyor ve içerisinde onlarca Müslüman ibadet esnasında katlediliyor, daha sonra yüzümüze pişkince ve hakaret edercesine 'yanlışlık vurduk!' diyebilmektedirler.
Veya herhangi bir İslam ülkesinin bir yöneticisinin hoşlarına gitmeyen bir sözünden dolayı diplomatik kriz çıkaran bu şer batı cephesi, bu katliamlar karşısında üzüntüsünü bile dile getirmeyi fazla görüyor. Zira kendisinin yaptığı bombardımanla öldürdüğü Müslüman çocukları için herhalde üzülecek hali yoktur.
Batı küfür dünyası bütün bu gaddarca saldırılarını, bu insanlık dışı uygulamalarını tükenmişliklerini ertelemek ve çöküşün eşiğine geldiklerini perdelemek için yaptıklarını söylemek her halde kehanet olamaz. Zira insanlık değerlerinin bu derece aşınması, birbirlerine karşı hümanist ama kendilerinin dışında ve özellikle Müslümanlara karşı düşman bir tavır içine girmiş olmaları, aslında gelecekleri açısından son çıkmaz viraja girdiklerinin de bir göstergesidir.
Her şeyi silah ve güç ile ölçenlerin insanlığa verecekleri şey de katliam, talan, yıkım ve gözyaşı olacaktır. Aslında İslam beldelerinde yapılan saldırılarda patlayan bombalar değil, batılı insanın beyninin orada infilak etmesidir. Vahşi bombardımanlarla harabeye dönmüş şehirlerin yıkıntıları değil, batılı küfrün beyninin içinin oraya akmasının tahribatıdır. Karşılıklı saldırı ve yok etme projeleriyle mülteci durumuna düşürülmüş insanların yollarda telef olmaları değil, batıda çoktan ölmüş olan insanlıktır.
Batı da insanlık öldüğü için bu kadar vahşi davranmaktadır. Ümit ise doğudadır. Ümit İslam'dadır. İnsanlığın kurtuluşu vahyin yeniden anlaşılmasındadır. Vahiy ise berrak bir şekilde karşımızda duruyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.