"Kur'an dersi verdiği için müebbet ceza verdiler"
Kur'an-ı Kerim dersi verdiği için 11 yıldır cezaevinde bulunan eşinin müebbet hapis cezası aldığını söyleyen mahkûm eşi, devlet yetkililerine seslenerek, herkese tanınan hakkın İslami davadan tutuklu bulunan kişilere de tanınmasını istedi.
BATMAN – İslami davadan dolayı 20 yılı aşkındır haksız yere hüküm giyen mahkûmlara yönelik uygulanan çifte standart zulmü devam ediyor. Ağır hastalıklara yakalandıkları halde yıllardır cezaevlerinde tutulan bu mahkûmların aileleri seslerini duyurmaya çalıştıkları yetkililere seslenerek, herkese tanınan hakkın kendilerine de tanınmasını istiyor.
Türkiye’deki cezaevleri İslami davadan dolayı yatanlarla adeta doldu taştı. Bu cezaevlerinde sürgün üstüne sürgünler yaşayan, cezaevlerinde ağır hastalıklara yakalanan ve 20 yılı aşkındır tutuklu bulunan mahkûmların aileleri, yetkililerden adalet istiyor.
Bu tutuklulardan bir tanesi de 41 yaşındaki M.Ali Geçer. Batman Üniversitesi Elektrik-Elektronik bölümünden mezun olan Geçer, 2003 yılında sadece camide Kur’an-ı Kerim dersi verdiği için tutuklanarak İstanbul Bayrampaşa cezaevine konuldu.
Sırasıyla İstanbul, İzmit, Diyarbakır, Erzurum, Elazığ ve şuanda bulunduğu Adıyaman’da ki cezaevlerine sürgün üstüne sürgün yaşayan Geçer, cezaevinde bulunduğu süre içerisinde İlahiyat Fakültesi İlahiyat Lisans ile Medya İletişim Önlisans bölümünü bitirdi. Geçer, şimdi de Bilgisayar Programcılığı bölümünü okuyor.
21 yıldır cezaevinde olan M.Ali Geçer ile 1993 yılında evlendiğini söyleyen Türkan Geçer, camide Kur’an dersi verdiği için eşinin haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklanarak cezaevine konulduğunu belirtti.
Eşinin 11 yıldır suçsuz yere cezaevinde tutulduğunu ifade eden Geçer, bu yüzden 4 çocuğunu tek başına büyütmek zorunda kaldığını söyledi.
“Çocuklarım babalarını cezaevinde tanıdı”
Eşine yıllarca sürgün zulmünün dayatıldığını ifade eden Türkan Geçer, “11 yıldır cezaevinde tutulan M.Ali Geçer’in eşiyim. Eşimle 21 yıllık evliyiz ve 4 çocuğumuz var. 11 yıldan beri eşim cezaevindedir. Çocuklarım cezaevinde babalarını tanıdı. Eşim, sırasıyla İstanbul, İzmit, Diyarbakır, Erzurum, Elazığ ve şuanda bulunduğu Adıyaman’a sürgün edildi. Eşim ile birlikte il il bizleri gezdiriyorlar. Aydan aya ancak görüşe gidebiliyoruz. İmkânlarımız sık sık gitmemize elvermiyor. Bir de görüş süresi çok kısıtlıdır. Bazen bir saat, bazen de 45 dakika görüştürüyorlar. Yaklaşık 2 gün yol gidiyoruz ama bize tanınan süre en fazla bir saattir.” dedi.
Eşinin 13 yıl önce cezaevine girmeden önce hiçbir rahatsızlığının olmadığına dikkat çeken Geçer, eşinin cezaevine girdiğinden beri Hepatit B hastalığına yakalandığını belirterek yetkililerin seslerini duymalarını istedi.
“Kur’an dersi verdiği için müebbet ceza verdiler”
Eşinin dosyasında hukuksuzlukların olduğunun altını çizen Geçer, “Eşimin hiçbir suçu yokken tutuklandı. Eşime camiye gidip Kur’an dersi verirken ve İslami faaliyetlerinden dolayı müebbet ceza verdiler. Eşime haksız yere o cezayı verdiler. Eşim gibileri halen cezaevindeyken Balyoz davasındaki sanıkların salıverilmesini duyduğumda çok üzüldüm. Bizler de bu ülkenin vatandaşlarıyız. Yasalar çıkarken herkesin o yasalardan faydalanması gerekir. Niye KCK ve Balyoz davasındaki sanıklar bırakılıyorken İslami dava tutukluları bırakılmıyor? Biz neciyiz? Bizim de çocuklarımız var, bizim de babadır, bizim de evlattır. Ama biz hiçbir şeyden faydalanamıyoruz. Buradan sesimizi Başbakana, Cumhurbaşkanına duyurmak istiyoruz. Bizim eşlerimiz için de artık bir şeyler yapsınlar.” diye konuştu.
“Kampanyaya destek bekliyoruz”
Yaşanan çifte standarda son verilmesi için sosyal medyada “Yusufilere Özgürlük” adıyla açılan kampanyadan haberdar olduklarını ve herkesin desteklerini beklediklerini vurgulayan Geçer, kampanyayı çıkaranlara ve destekleyenlere teşekkürlerini iletti.
“Çocuklarımız babasız büyüdüler”
Devlet yetkililerine çağrıda bulunan Geçer, “Artık bize de bir kapı, bir çıkış yolu açsınlar. Çocuklarımız babasız büyüdüler. Kızım 8 aylıkken şimdi 7. sınıfa gidiyor. Ama kızım babasının sevgisini alamadan büyüdü. Çocuklarım baba sevgisi görmeden büyüdüler. KCK, Balyoz davasındaki sanıklar için neler yapmışlarsa artık bize de o hakkı tanısınlar. İsteğimiz onlara verilen imkânların bize de sağlanmasıdır.” dedi.
“Artık babamı dışarıda görmek istiyorum”
Babasızlığın ne kadar acı bir şey olduğunu anlatmakta güçlük geçen M.Ali Geçer’in kızı Gülcan Geçer ise, “Ben 8 aylıkken babamı cezaevine koydular. Babamı hiç dışarıda görmedim. Biraz büyüdükten sonra annem beni cezaevine götürürken babamı tanımadığım için ondan korkup kaçıyordum. Daha yeni yeni babama alışmaya başladım. Babamın bırakılmasını istiyorum. Onu hiç dışarıda görmedim. Bize haksızlık yapıyorlar ve artık babamı dışarıda görmek istiyorum.” diye sitem etti.
Babasız geçen 11 yıl
M.Ali Geçer’in diğer kızı Yasemin Geçer de, 11 yıldır babasız geçirdiği yılları geri isteyerek, “Bende babamı hep cezaevinde gördüm, onu hiç dışarıda görmedim. Artık babamı dışarıda görmek istiyorum. Buradan Cumhurbaşkanına, Başbakana, savcılara sesleniyorum; başkalarına yaptıkları yasaları bize de yapsınlar. Babamızın yanına giderken derslerimizden geride kalıyoruz. Artık babamı dışarıda görmek istiyorum.” şeklinde konuştu. (M.Fatih Akgül-İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.