"Kur'an, En Güzel Okunması Gereken Kitaptır"

"Kur'an, En Güzel Okunması Gereken Kitaptır"

Van merkeze bağlı Ağartı köyü imamı Yunus Çakır, bir Müslüman'ın mutlaka tecvid bilmesi gerektiğinin altını çizerek Kur'an-ı Kerim'i tertil ile okumanın tıpkı namaz ve zekat gibi farz olduğunu söyledi.

VAN - Tecvidi, Kur'an-ı Kerim'i okumanın teknik ve kuralı olarak tanımlayan Van merkez Ağartı köyü imamı Yunus Çakır, Kur'an-ı Kerim'in Müslümanlar tarafından okunması gereken en güzel kitap olduğunun altını çizerek, Müslümanların mutlaka tecvidi öğrenmesi gerektiğini ifade etti.

 

Kuralsız, hiç bir şeyin olmayacağını söyleyen Çakır, "Mehmet Talu hoca efendinin tecvid kitabının başında şöyle bir bilgi var: 'Hz Muhammed, (sav) Tecvit bilmedikleri takdirde sahabelerin Kur'an okumalarını yasaklamıştır.' Zira Allah, Cebrail'e Kur'an'ı tecvitli öğretti. Cebrail, Hz Muhammed Mustafa'ya Kur'an'ı tecvitle okudu. Hz Muhammed, tecvitli öğrendi, Ashab-ı Kiram'a tecvitle öğretti. Yani; etle tırnak gibi. Bir nevi Kur'an'ı Kerim'in kuralıdır. Tecvit diyoruz. Ama tecvit deyince insanlar anlamıyor. Tecvide yabancı kalmış. Tecvit Ku'ran-ı Kerim'i okumanın teknik ve kuralıdır. Kuralsız hiçbir şey olmaz. Affedersiniz, İslam'da tuvalete girmenin bile bir kuralı vardır. Nasıl olur da Allah kelamının bir kuralı olmaz, bir kanunu olmaz. Bugün kamu dairelerinde de muhtarlıktan başbakanlığa kadar bir kural vardır, disiplin vardır. Kuran bu disiplin içindedir" dedi.

 

"Yanlış Yapıldığı Takdirde Manayı Etkilemesi Sonucunda Namaz Bozulur"
Mezheplerin çoğuna göre yanlış yapıldığı takdirde manayı etkilemesi sonucunda namazın bozulacağını hatırlatan Çakır, Buna 'Zelletül Karii' denir. Zelletül karii meselesi, manayı bozacak şekilde harfleri düzgün söylemeyen kişi, namazı bozmuştur. Hatta İmam Şafi Hazretlerine göre 'Veleddâllin' sonundaki 'da', 'z' olarak söylenirse kesinlikle namaz bozulur. Hanefilerde biraz farklıdır; azı dişleri sürterek çıkar. Şafi mezhebinde, aynı Araplar gibi kalın bir 'da' çıkar. Ama, bu manayı bozmaz. Örneğin, 'Min şerri ma xalak' demek; Allah'ın yarattıklarının şerrinden sığınırım. Fakat, 'Min şerri ma halak' demek, Allah'ın tıraş ettiği ya da Allah'ın helak ettiği… Mana komple değişir" diyerek kılınan namazlarında bu yüzden bozulacağını ifade etti.

 

"Biz Babalarımızdan Böyle Gördük"
Kur'an'ın, en güzel okunması gereken kitap olduğunu kaydeden Çakır, "Her şeyi bir kenara bırakalım. Normal bir mantıkla düşündüğümüz zaman; Allah kelamıdır. En güzel okunması gereken kitaptır. Ama bir de şu var. İnsanlara tecvit dediğimiz zaman; 'Biz böyle öğrendik, böyle gideriz', diyorlar. Bu düşünce kimin düşüncesidir biliyor musunuz? Kur'an-ı Kerim'de peygamberlerin kıssaları anlatılırken Allah, peygamberlerin ağzından şöyle der: "Ey kavmim Allah'a ibadet edin, dediklerinde onların cevabı şöyledir: "Biz babalarımızdan böyle gördük." Bu cahillerin bahanesidir. Yani biz böyle gördük böyle yaşadık, biz düzelmeyiz demektir. Sen ne kadar anlatırsan anlat bu kelimenin altı çok kötüdür" dedi.

 

"Kur'an-ı Kerim'i Tertil Üzere Oku"
Tecvit konusunda din görevlilerini eleştiren Çakır, "Biz, tecvitten bahsettiğimiz zaman insanlar, hatta bu bizim kendi meslektaşlarımızın arasında da var: 'Yo, o kadar önemli değil, insanları zorlamaya gerek yok.' Bu zorlama değil ki. Kur'an-ı Kerim'de Allah; Kur'an-ı Kerim'i hakkıyla okurlar' der. Yine Kur'an-ı Kerim'de; "Kur'an-ı Kerim'i tertil üzere oku", emirdir. Bugün namaz kıl, oruç tut, zekat ver nasıl Allah'ın emriyse Kur'an-ı Kerim'i tertil ile oku, o da emirdir. Tamam, insanlar cahil kalmış olabilir. Avam halk için bir şey demiyorum" ifadelerini kullanarak bunun en başta suçlusunun din görevlileri olduğunu söyledi.

 

"Tecvit Konusunda Çok Büyük Eksiğimiz Var"
Çakır, tecvit ilminin mahreçle başladığını belirterek, "Bugün bir çocuğa -'ayn- harfini hiç çıkarttırmadan 'dad, sad' harflerini öğretmeden, peltek harfleri öğretmeden zaten elif cüzünü bitirmeleri hatadır. Allahu Teala herkese akıl vermiş. Hele taklit aklı çocuklarda daha çoktur. Ben, bu çocuğa bir kural öğretmiyorum ki. Sadece, beni taklit etmesini istiyorum. Bugün Japonların çizgi filmlerini izleyen çocuklara bakıyoruz onların isimlerini söyleyebiliyorlar. Onların her türlü oyunlarını söyleyebiliyorlar. Ben söyleyemiyorum. Demek ki, çocuğa ne verebiliyorsan onu alabiliyor. Büyüklerimiz ne demiş: ağaç yaşken eğilir. Çocuk eğitiminde ya da tecvit konusunda çok büyük eksiğimiz var" dedi.

 

"Yaş, Bahane Değil"
Tecvidi öğrenmek için yaşın bahane edilemeyeceğini dile getiren Çakır, "Bir de şu var: 'bu yaştan sonra öğrenebilir miyim?' Şimdi, bu bahane de yanlış. Kur'an-ı Kerim indiğinde sahabelerin çoğu, seksen, altmış, otuz… farklı yaşlardaydı. Onlar demediler ki ben bu yaştan sonra öğrenemem. Demek ki, yaş da önemli değil. Yeter ki Allah'ın kelamı bilinci olsun. Yani, bu sıradan bir insanın veya birinin kelamı değil. Bu düşünce oldu mu, insan Kur'an-ı Kerim'i hakkıyla okumaya gayret gösterir" ifadelerini kullandı.

 

"Kur'an'a Saygı Sadece Hareketle Değil, Dille de Olması Lazım"
Çakır son olarak, "Kur'an deyince insanların aklına bir kitap kavramı geliyor. Okumayan bir millet olduğumuz için de kitap kavramı bizim bilinçaltımızda çok alt derecede. Ama; Allah'ın kelamıdır, sözüdür, bu düşünceyle insan aklına, kalbine yer ettirirse o zaman, benim buna en güzel şekilde hizmet etmem gerekir, der. Kuran'ı nasıl ki, elimizde düzgün tutuyorsak, nasıl ki düzgün taşıyorsak, belimizden aşağı tutmamaya çalışıyorsak aynı şeyin okumada da olması lazım. Kuran'a saygı sadece hareketle değil, dille de olması lazım." (Fırat Arslan - İLKHA)





 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.