DİYARBAKIR - Diyarbakır'da (Amed) dükkânında Kur'an-ı Kerîm okuduğu sırada mürted örgüt tarafından atılan bombayla katledilen 59 yaşlarındaki Hacı Nuri Tangüneş'in yakın arkadaşı Molla Fuat Demir, Hacı Nuri Tangüneş ile arkadaşlıklarını ve hayatını İlke Haber Ajansıyla paylaştı. Demir, Hacı Nuri'nin zamanını kitap ve Kur'an-ı Kerim okumakla geçiren bir dava adamı olduğunu söyledi.

Kardeşleri sayesinde Hacı Nuri'yle ile tanıştığını söyleyen Molla Fuat Demir, "Kardeşlerim bir gün eve geldiklerinde malzemelerinin yanlarında olmadığını gördüm. Ben de merak edip sordum. 'Malzemeleriniz nerede' dedim. Onlar da 'Malzemelerimizi bir Müslüman'ın dükkânına bıraktık. 'Kimdir bu Müslüman dediğiniz adam' dedim. 'Güzel bir hacıdır, Adı Hacı Nuri'dir. Biz gittik adama malzemelerimizin ağır olduğunu ve eve götürmekte güçlük çektiğimizi söyledik adam da dükkânın arkasına bırakın sabah yine gelip alırsınız ve istediğiniz zaman buraya bırakabilirsiniz dedi' dediler. Yani bu da gösteriyor ki hiç tanımadığı halde ilk defa gördüğü bu gençlerin eşyalarını yanına alıyor. Bu onun ne kadar insancıl ne kadar merhametli ve şefkatli olduğunu gösteriyor. İlk tanıdığı insanların eşyalarını dükkânına bırakıyor, mesuliyeti üzerine alıyor" ifadelerini kullandı.

Demir, Hacı Nuri'yi anlatmayı şöyle sürdü: "Daha sonra merak edip Hacı Nuri'yi görmeye gittim. Sakallı mütebessim münevver bir çehresi vardı. Selam vererek içeri girdim. Beni tanımadığını söyledi. Ben de kardeşlerimin ismini söyledim, 'Eşya satanlar mı' dedi 'Evet' dedim. 'Çok güzel insanlardır' dedi. Ben de 'Allah senden razı olsun' dedim. O günden sonra Şehid Hacı Nuri ile tanıştık."

'Şehid Hacı Nuri her gün bir kitap okurdu'
Hacı Nuri'nin İslami çalışmalarda elinden geldiğini yapmaya çalıştığını sözlerine ekleyen Demir, "Dava adamı olan Şehid Hacı Nuri, İslami çalışmalarda fevkaladeydi. Ben bazen düşünüyorum, yani Şehid'in o yaşlı haline rağmen mesela yaklaşık 59 yaşlarındaydı, o yaşıyla her gün bir kitap okuyor, gece gündüz Kur'an okuyordu. Mesela her gittiğimde başka bir kitap okuyordu. Hatta kitapları aldığı zaman bana da 'Götür kendine oku' diyordu. Bende okuyup tekrar iade ediyordum. Bir gün Şehidin dükkânındaydım. PKK yine kepenk kapatma eylemi başlatmıştı. Biz 2-3 tane arkadaş Şehid Hacı Nuri'nin dükkânındaydı. İslami hassasiyeti olan insanlar kepenk kapatma eylemi olmasına rağmen dükkânlarını kapatmazlardı. Şehit Hacı Nuri de bunlardan bir tanesiydi. Tedbir olsun diye biz de onun yanındaydık. Bir anda dışarıda bir kargaşa oldu. Ben kalkana kadar arkadaşlarım benden önce davranmıştı. İki tane adam bizim bir arkadaşımızı aralarına alıp dövmeye başlamışlardı. Bu adamlar dükkâna bakarken olmayan sözler sarf etmişler. O arkadaşımızda müdahale edince aralarında bir ardebe başladı. Bizde şehit Şeyhmus'un da aralarında olduğu 3 arkadaşla onlara doğru yürüdük en önde şehit Şeyhmus'tu. Tabi onlara doğru koşunca onlar da arkadaşımızı bırakıp kaçtılar. Korkudan nereye kaçacağını bilemeyip bir avluya atlayıp, o şekilde kurtuldular. Şehid Hacı Nuri, 'Maşaallah bizim gençler zincirleri kopmuş aslanlar gibidir. Ben size kurban olayım. Ben size kurban olmasam niçin yaşıyorum' diyordu. Şehid Hacı Nuri Müslüman gençlere aşırı derecede düşkündü" şeklinde konuştu.

'Metanet sahibi bir şehit'
Demir, katledilen Hacı Nur'inin psikolojik yönde rahatsız olan bir oğlunun olduğunu belirterek, "Hasta olan oğlu Dicle Nehri'nde suya girerken orada boğulmuştu. Biz taziyesine gittik. Orada Şehid Hacı Nuri'nin oradaki sabrı, metaneti kayda değerdi. 'Biz Allah'tan gelmiş Allah'a gideceğiz' diyordu. 'Takdir-i ilahi buymuş' diyerek kendisi bize teselli veriyordu. Çok sakindi. Ben onun gibi çok az insan gördüm. Taziyede nasihat ediyor, sohbetler veriyor" dedi.

'Kur'an-ı Kerim okurken şehit oldu'
Fuat Demir, Hacı Nuri'nin katlediliş anını ise şöyle anlattı: "Şehid olmadan birkaç gün önce kepenk kapatma eylemi vardı yine. Tabi Şehid Hacı Nuri de onlara uymadığı için demek ki bunlar onu tespit etmiş, ona suikast yapacaklarını belirlemişlerdi. Tabi takdir-i ilahi de ayrı bir şeydir. Hava sıcaktı dışarıda pek fazla insan da yoktu. Şehid Hacı Nuri de genellikle saat 09.30 buçuk 10.00 civarında dükkânını açıyordu. O gün geliyorlar sabah 11-12 arasında, Şehid Hacı Nuri de o sırada Kur'an okuyordu. Cüzünü genellikle dükkânda okuyordu. Zaten her gittiğimizde Kur'an'ı önünde açık okuyordu. O gün de tam o sırada, Kur'an'ını açmış okurken bu zalimler Şehid Hacı Nuri kardeşimize bomba atıyorlar. Kur'an'ı da şahittir. Kur'an'ın üstüne kan sıçramıştı. Ve o açık olan Kur'an'ında birkaç tane şarapnel parçası saplanmıştı. O oturduğu yerin tam arkasında küçük bir kitaplığı vardı. O kitapların hemen hemen yarısı o şarapnel parçalarıyla parçalanmıştı. Ve böylelikle o gün o bombayla şehid abemiz orada şehadet şerbetini içti. O gün çok rahatsız olduğumdan dolayı ona uğramadan eve gitmiştim.

'O gerçekten yaşıyor'
Hacı Nuri'nin yaşadığını ifadelerine ekleyen Fuat Demir, " Cenazesi fakültedeydi. Ben gittiğimde daha musalla taşında yıkanıyordu. Allah şahittir, denilse ki Hacı Nuri canlıdır, yaşıyor, o söz gerçekten yerinde olur. Arada yaklaşık 4-5 saat geçmesine rağmen kanı akıyor, durmuyordu. Kendisine baktım yaşıyor gibiydi. Gözleri açıktı, bize bakıyor gibiydi. Tabi kendimi tutamadım ağladım. Arkadaşlar beni geri çektiler, 'Ağlama, bizim kardeşimiz şehid olmuş. Biz şehitlerin arkasında üzülebiliriz, fakat ağlamayız. Çünkü bizim kardeşlerimiz şehadetleriyle bizi ihya ediyor. Şehidlerin kanı hiçbir zaman boşa gitmeyecektir. Onların kanı birçok insanın uyanmasına vesile olacaktır inşallah' diyerek beni teselli ettiler. Şehit ağabeyimizin cenazesini yıkadık. Tekbirlerle salâvatlarla büyük bir kalabalık eşliğinde arkadaşlarla birlikte Yeniköy Mezarlığına defnettik" şeklinde ifadeler kullandı.

'Şehid Hacı Nuri Marksist Leninist zihniyete karşıydı'
Mürted örgütün kepenk kapatma eylemi yaptığından dolayı Hacı Nuri'nin onlara uymayıp dükkânını açtığını bunun nedenini ise onların Marksist Leninist bir örgüt olduğunu söyleyen Demir, Hacı Nuri'nin şu tespitine yer verdi: "Arkadaşlar, vallahi eğer bunlar gerçekten Kürtlerin haklarını savunsalardı biz de destek verecektik. Biz onlara canımızı bile kurban edecektik. Çünkü Kürt halkının haklarında en önde gelen bir hak İslam dinidir, Kur'an'a göre hükmedilmektir. Vallahi bu insanların Kürtlerle bir alakası yoktur. Bunlar sadece ve sadece bu Müslüman Kürt halkının çocuklarını komünistleştirip dinsizleştirmek ve yoldan saptırmak için uğraşıyorlar. Biz de eğer bu insanlara uyarsak vallahi yarın mahşer gününde bunun vebalinden asla kurtulamayız. Ve bu Müslüman Kürt halkı da bizim yakamıza yapışacak, Cenab-ı Allah da mahşer günü bunun hesabını bizlere soracaktır."

'Gençler Şehid Hacı Nuri'nin şehadetinden sonra dinlerine daha çok sahiplendiler'Hacı Nuri'den sonra gençlerin dinlerine daha çok sahiplendiğini ifade eden Demir, "Şehid Hacı Nuri gerçekten tok gözlü bir insandı. Çok fedakârdı onun fedakârlığını ne kadar anlatsak da azdır. Şehid Hacı Nuri'nin kanı bir bereket oldu. Birçok Müslümanın uyanmasına sebep oldu. Onun kanı fetihlere sebep oldu. Şehid Hacı Nuri bizim Diyarbakır'ın ilk şehididir. Şehid Hacı Nuri deyip geçmemek lazım. Diyarbakır'da bize Şehadet kapısını açtı. İslami gençliğe bir ışık oldu. Âlimlerin bir sözü vardır ya, 'Şehid bir mum gibidir, nasıl ki mum kendini eritip etrafını aydınlatıyorsa Şehit Hacı Nuri de Diyarbakır için böyle oldu. O kendi fedakârlığıyla, kendi mertliğiyle, kendi cesareti ile kendini eritti, fakat Diyarbakır Müslümanlarını Diyarbakırlı Müslüman gençlerin uyanmasına vesile oldu. Çok cesaretliydi. Karşısında bir ordu olsaydı ve tek başına da kalsaydı o hiçbir zaman korkmazdı. O gençleri ihya etti. Camide sohbette otururken gençler hocalarına hocam bize dua edin bizde Şehid Hacı Nuri gibi şehid olalım diyordu. Gençler Şehid Hacı Nuri'ye çok özeniyorlardı" ifadelerinin altını çizdi.

Hacı Nuri'nin rüyasında bile şehit olacağını gördüğüne dikkat çeken Demir son olarak gençlere şu çağrıda bulundu: "Şehit Hacı Nuri'nin yolunu takip etmenizi isterim. Bütün gençlimize bütün Müslümanlara tavsiye ediyorum. Şehitlerin yolunu takip edersek Allah'ın izniyle zafere ulaşacağız. Hem dünyada hem de ahirette bizim için inşaallah hayırlı olur. Şehadet Peygamberlerin arzusudur." (M.Sait Adiyaman / Hüseyin Yalçın-İLKHA)