Mustafa CANAN
Kürdoloji Mağdurlarını Duydunuz mu?
Allah’ın adıyla
Malumunuz olduğu üzere, Mardin Artuklu Üniversitesi başta olmak üzere artık birkaç üniversitede lisans ve yüksek lisans düzeyinde Kürtçe dil ve edebiyat dersleri veriliyor.
Bu, Türkiye’de iyileşme, sivilleşme adımlarından biri olarak hak/hukuk adına sevindirici bir gelişmedir.
Kısa vadede zor görünüyor olsa da uzun vadede verilebilecek ana dildeki eğitimin gerekli önkoşullarını gereğinden fazla sağlayacaktır.
Kürtçe konuşmanın ve Kürtçe dinlemenin yasak olduğu günlerden bu günlere gelmek yeterli olmasa da gerçekten kayda değer bir gelişme olarak görmek gerekir.
Bu adımın belki de en güzel taraflarında biri de birileriyle pazarlık konusu yapılmadan atılmış olmasıydı. Her ne kadar bu adımlar zamanında kepçelerle alınıp bu gün kaşıkla veriliyor olsa da.
Fakat, maalesef sevincimiz kursağımızda bırakıldı. Kürdoloji adımı pürüz üstüne pürüz doğurdu.
Birinci mesele, Kürdolojinin para ayağıydı. Kürdoloji pastası dememin yegane sebebi de budur. Mardin Artuklu Üniversitesi’nde yapılan sınav sonucu Kürdoloji bölümünde Yüksek lisans eğitimi almaya hak kazanmış olanlardan dörder bin TL alınmasının anlamı neydi?
Allah aşkına hangi bölüm için bu kadar para alınıyordu. Bu kadar para alınması bir yana hangi bölüm için para alınıyor. Görünen o ki, Kürdoloji pastasından biraz daha fazla pay almak için yapılan bir hamlenin gereğiydi.
Harçların bile kaldırıldığı bu dönemde Kürdoloji öğrencilerinden bu kadar parayı istemek akıl karı da değildi. Adeta kaşıkla verilen bu hak neden milletin burnundan getirmekti. Sahipsiz mi bulundular, neyin nesi? Mantık mı bu! “Ya bu deveyi güdersin, ya bu diyardan gidersin” öyle mi?
Bitti mi, sıkıntılar? Maalesef, bitmedi.
Başta beş yüz kişi alındı, bir süre geçtikten sonra sınavla girmesine rağmen parasını borç harç ederek bulup ödemesine rağmen “sadece iki yüz elli kişiyi alıyoruz” dediler.
İtiraz sesleri yükselince de “yok efendim, şöyle oldu, böyle oldu. YÖK, şöyle, böyle”
Topu kim kime atsa da, bu hususta kim ihmalkar veya kasıtlı olsa da olan mağdurlara oldu.
Mardin Artuklu Üniversitesinde Kürdoloji bölümünde Yüksek Lisans yapacağım deyip ta Konya’dan gelip Mardin’e, Kızıltepe’ye yerleşenler var. Orda okuyacağım deyip, öğretmenlik tercihini Mardin’e verenler var. Altınını satıp, borç harç edip bunun ücretini verenler var. Peki, bu mağdurları, bu mağduriyetleri gören mi var. Mağduriyetleri gideren mi var. Şu an için üniversitenin yaptığı sadece paraları iade etmek. Fakat, yetkili birisiyle yaptığım görüşme neticesinde mağdur olan 250 kişinin de ikinci dönemde alınması planlandığını belirtmesi içime su serpti.
İkinci husus, bu bölümü okuyanlara formasyonun verilmeyeceğinin açıklamasının yeni yapılmış olmasıdır. Sorun, Mardin Artuklu Üniversitesiyle beraber bir ara derslere girmeme eylemlerinin bile olduğu Bingöl Üniversitesidir.
Açıklama, bu bölümdeki öğrencilerle alay etmekten başka bir şey değildir. Dönem başında bunun ince detayına kadar düşünülmemesi, ya da düşünülenin paylaşılmamasının getirdiği bir zafiyettir. Kürdoloji mezunları sadece seçmeli olan Kürtçe derslere gireceklerse ana dilde eğitim düşünülmeden, konuşulmadan rafa mı kalktı? Gerçekten, bu Kürdoloji, açılımın neresinde?
Hak/hukuk işi ciddiyet gerektiren bir iştir. Önemle üzerinde durulmalıdır. Kürdoloji mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesi adına atılacak adımlar takip edilmelidir. Öğrencilere yapılan para iadesiyle birlikte diğer mağduriyetleri de masaya yatırılıp giderilmelidir. Öğretmen olabilmeleri ve bu bölümden öğretmen atamalarının yapılması için kendilerine formasyon verilmelidir. Bunun için gerekli çalışmalar yapılmalı, gerekli eğitimler mevcut eğitimleriyle birlikte verilmelidir.
Selametle kalınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.