İnsanlık Kürtlerin İslamlaşması ile birlikte yeryüzünde Ahlak abidesi bir Kavim'le tanışmıştır...

 

Dürüstlük, doğruluk, sadakat, mertlik, kardeşlik, İhlas, kulluk, ahde vefa, namus ve Ümmet Mefhumları, Kürtlerin İslamlaşması sürecinden sonra  en fazla gündemlerine aldıkları ve yaşamlaştırdıkları Dini-Ahlaki kavramlardır...

 

İnsanlık bu İslami faziletleri yürekten yaşayan kavimlere nadir tanıklık etmiştir...

 

Kürtler kendilerine İslami ve İnsani düşmanlık politikası yürütmeyen hiç bir kavmi arkadan hançerlememiştir...

 

İttifak halinde olduğu hiç bir Devleti politik çıkar hesapları uğruna muarız ve muhaliflerine satmamıştır...

 

İslami Kimlik ve Tevhidi kişilik sayesinde Kürtler Zulüm, Zulmet ve Zillet'ten kurtulmuşlardır...

 

Allah'ı her işlerinde hesaba katan bir kavim olmaları Kürtleri Erzel'den Ekrem'e, Esfel'den Eşref'e çıkarmıştır...

 

Allah'sızlığın Ahlaksızlık olduğunun şuurunda olan Kürtler, Fıtrat'la buluştuktan sonra ''Allah yokmuş'' gibi yaşamanın getirdiği Zillet-alud hayata tenezzül, tevessül ve teveccüh etmemiştir...

 

Kürtler Allah'ı hesaba kattıkça, Allah da Kürtleri hesaba katmış ve İnsanlığı Müstekbir güçlerin tasallut, tarassut ve tahakkümünden kurtaran mükerrem bir Kavim olmakla taltif etmiştir...

 

Selahaddin'i bağrından çıkaran Ümmet-Perver ve Hakperest bir topluma dönüşmüştür...

 

Şeyh Xalid'le Cahiliyye bataklığından kurtulup İlim ve İrfan merkezli disiplinli bir örgütlenmeye kavuşmuştur...

 

Melayé Cizîrî'nin İslami Kimlikle yoğrulan Şiirleriyle yeniden silkiniş ve diriliş iklimini solumuştur...

 

Ehmedé Xanî'nin Kitaplarındaki temel İslami öğretileri okuyup gündemleştirerek ''Fıtrat''la buluşmuştur...

 

Melayé Bateyî'nin Allah ve Peygamber aşkını İhya ve İnşa etmeyi hedefleyen çıkışıyla ''Hilkat''e yönelmiştir...

 

Feqiyé Teyran'ın ''Ey Dîlberé'' şiiriyle Allah'ı, ''Ez'' şiiriyle Kendini/İnsanı tanıtması ile ''Öze Dönüş''ü gerçekleştirmiştir...

 

Bedî'uzzeman Se'îd-î Nursî'nin tebliğ ettiği İman Hakikatleri ile Dini bir uyanış, ''Îçtimaî Dersler'' eseri ile birlikte Siyasi bir bilinç kazanmıştır...

 

Şéx Se'îd-î Palewî'nin Batıcı Jön-Türk kadrolarından oluşan İttihat ve Terakki şebekesinin İslamî ve kavmî kimliğe yönelik Faşist ve Militarist siyasetine karşı başlattığı Ulusalcı-Milliyetçi etkilerden tamamen uzak İslami Kıyamıyla Selahaddinî köklerine yeniden dönmüştür...

 

Rézan Huséyné Bavé 'Ebdila'nın tohumlarını attığı Bağımsız İslami Mücadele hattı ile Statüko ve bileşenlerine karşı, yok olmaya yüz tutmuş İslami kimliğin tekrardan ayaklanmasıyla alternatif direniş çizgisine kavuşmuştur...

 

Pozitivist ideolojik köklere sahip Kemalist sistemin Kürtleri ''İslamsızlaştırma Operasyonları''na ''Mustazaflar Ayaklanması'' ile karşılık vermiştir...

 

Resmi ideoloji Harici/Dıştan müdahalelerle ''Mustazaflar Ayaklanması''nı bastıramayacağını ve İslami yükselişin önünü alamayacağını anladığından Dahili/İçten operasyonlara yönelmiştir...

 

Statüko PKK ve ona müzahir Kemalist zihinsel kodlara sahip işbirlikçi yapıları palazlandırarak Kürdistan'da İslam'ın hızını ve nefesini kesmeyi hedefledi/hedefliyor...

 

PKK ve sivil/siyasal ayakları üzerinden Mustazaf Kürt halkına karşı ciddi bir ''Batılılaştırma'',''Kemalistleştirme'',''Hafızasızlaştırma'',''Ahlaksızlaştırma'' ve ''Köleleştirme'' operasyonu yürütüyor... 

 

PKK'nin yüklendiği misyon Kürtleri kadim İslami değerlerinden koparmak, İslam'la yoğrulan geleneklerine yabancılaştırmak, Tarihe adını altın harflerle yazan Müslüman Kürt şahsiyetlerin oluşturduğu manevi iklimden uzaklaştırmak ve Kürt Tarihinin İslam öncesi dönemini kutsallaştırarak, İslam sonrası gerçekleşen fevkalade değişim, dönüşüm ve tekamülü manipüle etmek ve doğal olarak Tevhidi duruşu kirlenmiş, Cahiliyye taraftarı bir Kürt toplumu oluşturmak...

 

Bugün yaptıkları tam da bu amaca matuf politik/ideolojik mücadelenin yansımasıdır...

 

PKK'nin Kürtleri ahlaksızlaştırma mücadelesine yakın bir örnek veriyoruz...

 

Haberin ilk gündeme getirildiği günden beri takip edip sonucunu görmek isteyen biri olarak ibretlik bir olayı kısaca aktarayım...

 

Diyarbakır İl Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tesislerinde mevcut bulunan yüzme havuzuna 7–12 yaş grubundaki kız ve erkek çocukların farklı zaman dilimlerinde gireceği kesinleşince, PKK İfsad Medya mekanizması üzerinden çığlık kopararak kamuoyu oluşturmaya çalışmış ve İl Müdürü'ne geri adım attırarak kız-erkek çocukların havuzda beraber yüzmelerinin önünü açmıştır...

 

 

Kendisine ait legal/illegal gençlik kurumlarında bu ahlaksızlıklar patlama yapıyor...

 

PKK'nin güdümündeki sivil kurumlarda ve evlerde yaşanan yüz kızartıcı iğrençlikleri anlatmaktan Allah'a sığınırım...

 

''Parti Çalışması yapılacak'' ayağına bilmedikleri evlere götürülen Kürt gençlerini hiç tanımadıkları kızlarla baş başa bırakarak ifsada zemin hazırlayanların gerçek yüzlerini görmemiz gerekiyor...

 

Seçim ve Miting çalışması kılıfı altında Kürt kız ve kadınlarını ailelere baskı kurularak namahrem erkeklerle sokak sokak dolaştırıp gece yarısı babalarının ve kocalarının evlerine bırakanların neyin peşinde olduklarını sorgulama vakti geldi, geçiyor...

 

Bu arada Mitinglerde Kur'an-ı Kerim havaya kaldıran bir Mollanın! sonradan PKK tarafından başına getirilen tufanı anlatayım mı bilmiyorum?..

 

Eğer bu yazımı okuyacak olan kardeşler anlatmamı isterlerse bir yorum atsınlar yeter... 

 

Biz de düşünürüz...