M. Ziya GÜMÜŞ
Lafla Peynir Gemisi Yürür
Bir zamanlar deyimlerin hikâyelerine merak sarmıştım. Epey eğlenceli ve de bilgilendiriciydi bu hikâyeler. Bugün, biraz da geçmişi yâd ederek “Lafla peynir gemisi yürümez” deyiminin hikâyesine bakacağız.
İstanbul’da Edirneli bir peynir taciri varmış. Trakya’dan aldığı peynirleri İstanbul’a, İzmir’e getirip satıyormuş. Malını gemilere yükleyen bu tacir, kaptanlara yol ücreti vermiyormuş. Kendisinden yol parası istendiğinde de: “Hele peynirlerimi bir satayım, Allah wekiyl paranızı vereceğim” der, dururmuş her seferinde… Ama nerede?
Bir gün yine peynirlerini gemiye yükleyip yola çıkacakken kaptan yol ücretini istemiş. Defalarca aldanmıştı kaptan ama bu sefer işi sıkı tutmuştu: “Önce paranı ver” demiş. Hilekâr tacir nakaratını tekrarlamış: “Hele peynirlerimi bir satayım…” Kaptan ezberlediği bu nakaratını tamamlamasına izin vermemiş, lafını kesmiş ve: “Beybaba!” demiş: “Bu gemi kömürle hareket ediyor, yürüyor. Lafla peynir gemisi yürümez, ver paramı” demiş. Kaptan böylece hayatımıza bir deyim kazandırmış.
Aslında lafla peynir gemisi yürürdü. Hem de nasıl! Bizim tacir uzun zaman lafla peynir gemisini yürütmemiş miydi? Ama o gün teknik bir hata yapmıştı. Tacirin yeteneğine bağlı olarak lafla peynir gemisi yürüyordu. Eğer tacir yeni bir strateji geliştirebilseydi, yeni bir laf üretebilseydi, o gemiyi de yürütebilecekti. Yaptığı teknik hata ile bu sefer gemiyi yürütememişti.
Peynir tacirinden ilham alan politikacılar, yıllarca meydanlardaki lafları sayesinde, bırakın peynir gemisini ülke gemisini hem denizde hem de karada yürütme başarısını göstermediler mi? Süleyman Demirel ürettiği laflarla yedi kere gidip sekiz kere gelerek milleti hem gemiye hem de dolmuşa bindirip yürütmemiş miydi? “Cenab-ı Hak” lafzı ile azgın ve dev dalgaları bile aşıyordu. Öyle ki, ömrünün sonuna kadar lafla yürüttüğü bütün gemileri limana kadar götürebilmiş ve kaptan köşküne oturabilmişti. Lafla peynir gemisini en iyi politikacılar yürütür, sadece yürütmekle kalmaz, kaptan köşküne dahi oturabilirlerdi. Öyle ki yeteneğine bağlı olarak politikacılar lafla peynir gemisini karadan bile yürütebilirlerdi.
Konumuz olan deyim, laf üreterek, va’d ederek işlerin yürümesinin imkânsızlığı için söylenir. Bu deyime bir neşter vurmak istedik. Politikacılar, vaat ambalajına sardıkları laflarla gemiyi yürütmekle kalmazlar, bizi bindirerek hem de karadan bile yürütebilirler. Bir üfürükle ve simülasyon marifetiyle senin denizde yüzdüğün hissini bile sana yaşatabilirler.
Demem o ki, lafla peynir gemisi yürümez, diye bir deyim olsa da, öyle bir kaide yok. İyi bir lafazan yani laf üreticisi iseniz, peynir bidonları ambalajlarına iyi bir laf sarabilirseniz, gemileri yürütebilirsiniz diyorum.
Belki de şu anda da bir peynir gemisinde veya bir uzay gemisinde bir bilinmezliğe doğru yol alıyoruz. Ne bileyim!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.