Laneti hak etmek

Amerika’nın Irak’a müdahalesinin ve işgalinin üzerinden çok fazla zaman geçmedi. Bu olayla ilgili insanların hafızasında neler kaldı, diye sorarsak çok iç karartıcı cevaplar alacağımız konusunda herkes hemfikirdir sanırım. Tonluk bombalar, tahrip edilen şehirler, yağmalanan bir tarih ve kültür… Peki ya Ebu Gureyb unutulabilir mi? İnsan onurunun bu derece ayaklar altına alındığı bir başka olay daha var mı?

İnsan şeklinde psikopat katiller sürüsüne üniforma giydirilmiş, ellerine silah verilip Irak topraklarına salınmışlardı.

İşkencelerin, tecavüzlerin, vahşi cinayetlerin resimlerini çekip hatıra olarak yanlarına alacak kadar korkunç yaratıklardı işgalciler.

Bu alçakça işlerin sadece Amerikan askerlerine has olmadığı, İngilizlerin de bu yamyamlıkta onlarla yarıştıkları sonradan ortaya çıkacaktı.

Kimi Amerikalı askerler tarihi eserleri kaçırırken yakalanınca ne kadar çok eserin götürüldüğü daha yeni anlaşılacaktı.

Peki, ne idi bu işgalin sebebi, hatırlayan var mı?

Kimse hatırlamıyor, zaten pek önemi de yok.

Amerika ve müttefikleri güya Irak’ı, elindeki kitle imha silahlarından dolayı işgal etmişlerdi.

Amerika’nın dönemin Dış İşleri Bakanı Colin Powell, 5 Şubat 2003’te Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda konuşmuş ve Irak’ta hareketli biyolojik silah laboratuvarları olduğunu ileri sürmüştü. Powell, sözde laboratuvarların yerlerini bilgisayarda çizilmiş bir harita üzerinde göstermişti.

Uyduları vardı ver her şeyi görüyorlardı ya…

Amerikan kemiğiyle beslenen medya, bu açıklamaların üzerine askeri uzmanların görüşlerini de ekleyerek dezenformasyona katkı sağlamıştı.

İşgal sonrası bazıları bu gerekçeyi sorgulamaya başlayınca işi pişkinliğe vurdu Amerika ve müttefikleri.

Yakıp yıktıkları, katliam ve tecavüzlerle, işkencelerle kirlettikleri coğrafyaya “demokrasi” götürdüklerini iddia etmişlerdi.

Yıllar sonra Powel’a “Irak’ta ne buldunuz?” diye sorulunca topu başkasına atmıştı.

El Jazeera’ye verdiği röportajda şunları söyledi Powel:

``Konuşmamı, aylar öncesinde yapılmış ve Kongre’ye sunulmuş olan istihbarat tahminlerine dayanarak, bana konuşmadan dört gün önce haber verilmesi üzerine yaptım. CIA başkanı, yardımcısı ve tüm CIA uzmanları o konuşmadaki bütün kelimelerin üzerinden geçmişti. Hiçbir şeyi ben uydurmadım; araya hiçbir şey sıkıştırmadım. Bazı insanlar konuşmaya istihbaratın doğrulayamadığı şeyler eklemeye çalıştılar, ama ben ‘hayır’ dedim. Böylece elimdeki bilgileri sundum. Bunlar Başkan’ın inandığı bilgilerdi, hükümetteki meslektaşlarımın inandığı bilgilerdi. Ama sonradan anladık ki istihbaratçıların tanık gösterdikleri kaynaklardan pek çoğu hatalıydı.”

Allah’ın, meleklerin ve bütün lanet edicilerin laneti Amerika ve dostlarının üzerine olsun.

Bunları neden mi hatırlattım?

Gazze’de yaşanan katliam ve vahşetin gerekçesinden söz edildi bir süre.

Batı Yaka’nın işgal altındaki el Halil kentinde üç yerleşimci genç kaçırıldı.

Siyonist rejim güçleri bunu bahane edip binlerce kişiyi tutukladı.

Sonra bu gençlerin cesedi bulundu.

Her türlü zalimliği yapabilecek karakterdeki yerleşimci katiller, Filistinli bir çocuğu kaçırıp korkunç bir şekilde katlettiler.

Ne tutuklamalar ne de vahşi cinayet, kanla beslenen Netenyahu ve köpeklerini tatmin etmiyordu.

Gazze’yi hedef alacaklarını açık açık söylediler.

İslami Direniş Hareketi HAMAS, daha ilk günlerden itibaren bu kaçırma eylemiyle bir ilgisinin bulunmadığını açıkladı.
Siyonist medya ağı ise sadece HAMAS’ı suçladı ve hedef gösterdi.

Ve Gazze katliamı başladı.

Yüzlercesi çocuk olmak üzere 2000’e yakın kişi katledildi ve 30 bin ev yıkıldı.

Camileri, okulları ve hastaneleri vurma alçaklığıyla övünebilir terör şebekesi.

Sonra kara birliklerini geri çektiler.

Ve sarsıcı bir itiraf!

İsrail polis sözcüsü Micky Rosenfeld, BBC muhabiri Jon Donnison’a itirafta bulundu.

Rosenfeld, “Üç Yahudi genci kaçırıp öldürenler Hamas üyesi değildi, tamamen bireysel bir eylemdi. Ama biz onları Hamas olarak lanse ettik” demişti.

Şimdi yaşananlara bir daha baştan bakalım.

İsrail’in Gazze saldırısının gerekçesi ne idi?

Bunun bir önemi var mı?

Ortada tahrip edilen bir Gazze, yüzlercesi çocuk olmak üzere katledilen 2000 sivil insan…

Bu topluluk da, bu Siyonist terör şebekesi de babaları ve amcaları gibi laneti hak ediyorlar öyle değil mi?

Allah’ın, meleklerin ve bütün lanet edicilerin laneti Amerika, israil ve dostlarının üzerine olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.