Mahmut OLĞUN
Lanetli Mantık Nasıl Kahrolmalı
Kahrolsun israil…
Kahrolsun israil…
Kahrolsun israil…
Yıllarca ve hali hazırda attığımız sloganlar…
Acaba bir şeyin kahrolması neden gerekli?
Siyonist israil niçin kahrolmalı?
Yeryüzünde illa birilerinin lanetlenmesi mi gerekiyor ki sürekli birileri lanetleniyor.
Kahrolsun…
Kahrolsun…
Kahrolsun da…
Acaba bir şey neden ve niçin kahrolmalı?
Temel felsefesi ötekileri katletmek ve yok etmek üzerine kurulu olan lanetli bir mantığı kuşanmış kim olursa olsun elbette ki kahrolmalı.
Lakin bu lanetli mantık nasıl kahrolmalı?
Kahrolmalı mı? Olmamalı mı?
Olacaksa, hak ediyorsa ne zaman kahrolmalı?
Onu kahredecek argümanlar neler olmalı?
Kimin eliyle, nasıl kahrolmalı?
Yoksa birileri insan kutsiyetine her saldırdığında, toplumsal anlamda terör estirdiğinde, yeryüzünde durmadan kan akıttığında kahretmeli miyiz?
Yoksa sadece kahrolsun deyip belli bir müddet sonra tekrar yerimizde mi oturmalıyız.
Yoksa kahrolmanın yol yöntemleri üzerinde kafa mı yormalıyız?
Kahretmek bizim için bir hayat felsefesi mi olmalı?
Ya da hayat felsefemiz merhamet mi olmalı?
Kötülüğe ve zulme taraf olan, mazlumların kanını akıtan zihniyet, kötülüğün temsilcileri sayıca az olmalarına rağmen neden çoğunluğa hükmetmekte?
Çoğunluk, azınlık karşısında neden aciz kalmakta?
Azınlık, çoğunluğu nelerle vurmakta?
Çoğunluk veya azınlık gücün ölçüsü mü?
Güç demek meşruluk mu demek?
Güçsüzlük ve azınlık gayri meşru bir şey mi?
Yıllardır Siyonizmin, mazlum Filistinlileri katlettiğine tüm dünya şahit.
Bizler de şahidiz ve fakat slogandan öte zulümlerini ve katliamlarını kahredemiyoruz.
Meydanlara inip kahretmek elbette ki o mazlum halklara birer moral ve motivasyondur,
Zalimlere ise korkudur.
Fakat asıl bunlar ve yeryüzündeki diğer lanetli tüm mantıklar nasıl ve ne zaman kahrolacak biliyor musunuz?
Fikir ve düşünce ürettiğimiz zaman.
Bilimde ve ilimde, iletişim ve ulaşımda çığır açtığımız, ahlaklı ve erdemli bir toplum çıkardığımız zaman.
Hırsızlığı, talanı, vurgunu terk ettiğimiz zaman.
Birbirimize zulmetmekten vazgeçtiğimiz zaman.
Ve teknolojik olarak, ekonomik olarak, sosyal, siyasal, düşünsel, felsefe, tarımda, sağlıkta üretimi sağlayarak kendimiz olabildiğimiz ve mazlum halklara ışık olduğumuz zaman.
Bağımlı olmamak ve kendi öz kökleri üzerinde ayağa kalkarak…
Sanayide devrim yaratmak, gece gündüz plan ve program dahilinde çalışmak.
Adaleti içselleştirecek bir toplumun inşasına çalışmak.
İşte bütün bunlar olduğu zaman, asıl o zaman yeryüzündeki kötülüğün temsilcileri kahrolacak.
Bununla belki lanet sloganları yerine rahmet ve merhamet sloganları atarak kötülüğe engel, kötü mantığa engel de olunacak.
Bir nevi caydırıcı bir güç olacak.
Ve gün gelir mazlum ve mustazaf halklara belki de birer umut ve kalkan olunacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.