Mahkum ailelerin çift standarda tepki

Mahkum ailelerin çift standarda tepki

İslami davadan 10 yıldır cezaevinde bulunan mahkum eşi, "Ahirette elimiz yetkililerin yakasında olacak. Ülkeyi kaosa sürükleyenleri serbest bırakanlar bizim sesimizi ne zaman duyacaklar." diyerek yetkililere seslendiler.

GAZİANTEP - İslami davadan 10 yıldır cezaevinde olan Melek Sain'in Sevim eşi Sevim Sain, eşinin, çeşitli hastalıklara yakalanmış olmasına rağmen hiçbir delil olmadığı halde 10 yıldan bu yana haksız bir şekilde cezaevinde tutulduğunu söyledi.

 

Eşinin cezaevine girmeden önce mide ülseri hastalığına yakalandığını cezaevine girdikten sonra cezaevinin olumsuz koşullardan etkilendiğini belirten Sevim Sain, eşinin şu an hem (Diyabet) şeker hastalığına hem de böbrek hastalıklarına yakalandığını belirtti.

 

Eşinin 24 Aralık 2004’te Kur’an dersi verdiği için yakalanarak cezaevine konulduğunu ifade eden Melek Sain, ilk olarak Kocaeli kandıra cezaevine ardından 8 yıl Diyarbakır D Tipi Cezaevine buradan da Tokat T Tipi cezaevine sürgün edildiğini belirterek, "Eşime ve bize zulüm üstüne zulüm uyguladılar." dedi.

 

Çocuklar sırayla babalarını ziyaret ediyor
Eşinin kilometrelerce uzaklara sürgün edilmesinin büyük bir haksızlık olduğunu vurgulayan Sain, “Eşim 24 Aralık 2004 yılında tutuklandı. Bir şahsın eşime dindar kimliğinden dolayı iftira atması sonucu cezaevine konuldu. Eşim 3 ay Kocaeli cezaevinde kaldı. Kocaali’den sonra Diyarbakır’a getirildi. En son 2,5 yıl önce Tokat cezaevine sürgün edildi. Ben ve çocuklarım Gaziantep’te ikamet ediyoruz. 3 tane çocuğum var. Eşimin ziyaretlerine gidemiyoruz. Mesafe çok uzun ben kendimde yaşadığım sıkıntılardan dolayı rahatsızım eşimin iftira ile cezaevine girmesi yetmezmiş gibi bir de bizden kilometrelerce uzaklara sürgün edilmesi haksızlıktır. Çok zor günler yaşıyoruz. Ayda bir defa ancak 37 saat yol gittikten sonra gidebiliyoruz. Şu an rahatsızım ve fazla gidemiyorum. Hem yol masraflarını karşılayamıyoruz. Her ay çocuklarım sırasıyla babalarının görüşlerine gidiyorlar.” ifadelerini kullandı.

 

Çocuklarının yıllardır perişan olduğunu ve ailece cezaya mahkûm edildiklerini belirten Sain, “Eşim cezaevine girmeden önce mide ülseri hastasıydı. Tokat soğuk olduğundan dolayı ve cezaevinin olumsuz şartlarından etkilendiğinden şu an eşim böbrek hastası 3 ay önce kalbinden rahatsızlanarak anju ameliyatı geçirdi. Şuan da (Diyabet) şeker hastalığına da yakalanmış. Eşim çeşitli hastalıklara yakalandı. Buna rağmen eşim hala cezaevinde tutuluyor. Bizim gidiş gelişlerimiz bayağı ciddi bir sıkıntı oluyor. Eşimin ziyaretine gidebilmemiz için Antep’ten Diyarbakır’a, Diyarbakır’dan da Tokat’ a gidiyoruz. Bu kadar eziyet karşılığında ancak bir saat görüşebiliyoruz. Eşimi ve arkadaşlarını haksız yere çok uzak şehirlere sürgün ettiler. Sürgüne gerekçe olarak ise cezaevlerinin dolu olmasını gösterdiler. Defalarca dilekçe verdik şehrimize yakın olması için fakat vermiş olduğumuz dilekçelere olumlu veya olumsuz hiçbir cevap verilmedi. Benim çocuklarım 10 yıldır bu yollarda perişan oldular.” dedi.

 

"Suçlular serbest, suçsuzları ise kimse duymuyor"
Hükümetin çıkarmış olduğu paketleri ümitle beklediklerini her defasında hayal kırıklığına uğradıklarını belirten Sain, “Eşim sürekli bizim sabretmemizi tavsiye ediyor. İnşallah bir gün çıkacağız diyerek o bize teselli veriyor. Ne eşimin ne de arkadaşlarının yeniden yargılanması söz konusu değil, maalesef tüm engeller bize karşı çıkartılıyor. Ergenekoncuların ve diğerlerinin serbest bırakılması eşimin ve arkadaşlarının ise hala bırakılmamaları en büyük haksızlıktır. Allah bu haksızlığı ve adaletsizliği onların yanına bırakmayacaktır. İnşallah Rabbim Müslümanların hakkını onlara bırakmaz. Suçlu olanlar dışarıya bırakılması bizleri gerçekten üzmüştür. Ben bu devletin hukukundan adaletinden bir şey anlamadım suçlular serbest suçsuzların ise hiç kimse seslerini bile duymuyor. Babası cezaevine girdiğinde kızım 3 yaşındaydı. Şuan kızım 13 yaşında, kızım büyüyünceye kadar eşimin hasta olduğunu ve hastanede yattığını söylüyordum çocuğuma. Allah aşkına bunların hiç vicdanı yok mu? Her defasında çıkacak olan bu yasada belki bırakılır diyerek umut ediyoruz. Fakat adalet sadece suçlular için geçerli bizim için geçerli değil.” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

 

"Sürgün üstüne sürgün yaşıyoruz"
Sürgün üstüne sürgünler yaşadıklarına dikkat çeken Sain, “Bu yapılanlar bize büyük bir haksızlıktır. Onların suçları olmasına rağmen onlar serbest bırakılıyor. Peki, 18, 20 yıl ve daha fazla cezaevinde olanların sıkıntısı görülmüyor mu? Diğer aileler ile beraber ziyaretlere gittiğimizde hepsinin mağduriyetlerinin hesabını nasıl verecekler diyorum. Çünkü tanıdığımız öyle aileler var ki, eşi cezaevine girdiğinde çocuğu yeni doğmuş şu an ise evli ve onun çocuğu var. Bunun neresi adalet neresi hukuk biz başka bir ülkenin mi vatandaşıyız. Bunlar yetmezmiş gibi sürgün üstüne sürgünler yaşıyoruz. Bu büyük bir haksızlıktır, büyük bir zulümdür. Allah bizim hakkımızı onlara bırakmasın.”ifadelerini kullandı.

 

Yusufilere Özgürlük kampanyasına kulak versinler
Yusufilere Özgürlük kampanyası başlatanlara teşekkür eden Sain, “Bizler de Allah’ın izni ile bu kampanyayı destekleyeceğiz. İstiyoruz ki tüm mahkûmlar serbest bırakılsın. Biz nasıl acı yaşıyorsak tüm mahkûm aileler aynı acıyı yaşıyor. Sıkıntılarımız hep aynı, aynı acıları paylaşıyoruz. Hepimizin eşi suçsuz yere iftiralar sonucu mahkûm olmuş. Haksız yere tutuklanmışlardır. Artık eşlerimizin serbest bırakılmasını istiyoruz. Eşimin şuan bir sıkıntısı olduğunda bilemiyoruz. 2 ayda bir ancak ziyaretine gidebiliyoruz. Yetkililer bu kampanyaya kulak verip eşlerimizin serbest kalmasını istiyoruz. Ellerini vicdanlarına koysunlar tüm Müslüman mahkûmları serbest bıraksınlar. Her hangi bir suç işlememişler etraflarına baksınlar suçlu kim suçsuz kim iyi görsünler. Eşlerimizi Allah rızası için serbest bıraksınlar. Bizler ne acılar çekiyoruz Allah şahittir. Bu kampanyayı başlatanlardan Allah razı olsun.” diye konuştu.

 

"Suçluları serbest bıraktıkları gibi suçsuzları da serbest bıraksınlar"
Babasının sadece Allah’ın dinini yaşadığı için cezaevinde olduğunu ve yetkililerin artık seslerini duymasını isteyen Melek Sain'in oğlu İbrahim Sain ise, “Babam haksız yere cezaevine atıldı. Babamı suçlu kılacak hiçbir delil yok. Aksine babamın delilleri var. Fakat babamın delilleri kabul edilmedi. Babam 36 yıl cezaya çarpıtıldı. Babam zaten rahatsız idi. Cezaevine girdikten sonra hastalıkları daha da çoğaldı. Babam birkaç ay önce kalp ameliyatı geçirdi. Görüşlerine pek fazla gidemiyoruz. 2 gün boyunca yol gittikten sonra ancak bir saat görüşebiliyoruz. Babamın ve arkadaşlarının serbest bırakılmasını istiyoruz. Babam sadece Allah’ın dinini yaşadığı için cezaevinde yetkililerin sesimizi duymasını istiyoruz. Nasıl ki suçluları serbest bırakıyorlar. Asıl suçsuz olanları serbest bıraksınlar.” dedi.   (İbrahim Koçyiğit - İLKHA)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.