Mahmut Esad Coşan Efendi
İlme çok önem verin!.. Kur`an`ı öğrenin, hadisi öğrenin, dinimizi öğrenin!.. Ama, bizim metodumuz sabır ve sevgi metodudur.
Feyzullah Zerey / Doğruhaber Gazetesi
Nakşibendi tarikatı Gümüşhanevi Dergahı Şeyhi Prof. Dr. Mahmud Es`ad Coşan Hocaefendi, 1938 tarihinde Çanakkale’de dünyaya geldi. Seyyid olan Mahmud Es`ad’ın büyük dedesi Molla Abdullah Efendi, Gümüşhâneli Ziyâüddin Efendi’nin yakın bağlıları arasındaydı. Dedesi ise Fatih medreselerinde okuyup icazet aldıktan sonra, Birinci Cihan Harbi’nde şehit düşmüştür. Babası Hâfız Halil Necati Efendi ise Mehmed Zahid Kotku Hazretlerinin en yakınında bulunan kişilerdendi.
İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da bitiren Mahmud Es`ad Hocaefendi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi bölümünü 1960 yılında bitirdi. Fakültede son sınıfta iken Mehmed Zâhid Kotku Efendi’nin küçük kızı Muhterem Hanımefendi ile evlendi. Mahmud Es`ad Hocaefendi, 1965 yılında “İlâhiyat Doktoru” ünvanını aldı. Çeşitli üniversitelerde dersler verdi. 1982 yılında A.Ü. İlahiyat Fakültesinde Profesör unvanı aldı. Emekli olduğu 1987 yılına kadar aynı okulda dersler vermeye devam etti.
Üniversite öğretim üyeliği yanında, Milli Eğitim Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilatı bünyesinde kurulan çeşitli komisyonlarda üye olarak görev yaptı. Aynı zamanda İsveç, Almanya, Avusturya, Irak, Libya, Ürdün, Suudi Arabistan ve İran gibi ülkelerde uluslararası toplantı ve konferanslara katıldı, araştırma ve incelemelerde bulundu.
İSKENDER PAŞA CAMİİNDEKI HADİS DERSLERİ
Mahmud Es`ad Hocaefendi, irşad faaliyetlerine daha fazla zaman ayırabilmek amacıyla 1987 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrılıp hadis dersleri veremeye başladı. Birçok vakıf ve sosyal derneğin kuruluşunda öncülük eden Mahmud Es`ad Hocaefendi, çok sayıda kitap yazdı ve muhtelif dergilerde makaleler kaleme aldı.
Mahmud Es`ad Hocaefendi, halifesi olan Zahid Kotku Hazretleri gibi üniversite öğrencilerine ve üst düzey yöneticilere önem verdi. Açtığı çeşitli yurt ve kurslarda öğrencilerin barınmasını ve yetişmesini sağladı.
“İSLAM DERGİSİ”
Çıkarmış olduğu “İslam” adlı dergi zamanın en yüksek tirajlı dergisi olup 100 binin üzerinde baskı yaptı. İslam Dergisi’nin Ankara’da bir şirketin mescit olarak kullandığı küçük odasında, bir masa, bir eski daktilo ile yayın hayatına başladı. İçerik olarak da çok zengin olan “İslam Dergisi” İskenderpaşa Camiinde verilen vaazların tüm yurt çapına yayılmasını sağladı. Cemaatin fikirlerini okuyuculara taşıyan “İslam Dergisi” cemaat içi iletişimi de sağladı. Cemaat üyelerine yönelik yazılar yazan Mahmud Es`ad Hocaefendi, derginin ilk sayısından son sayısına kadar başyazılarını yazdı. Derginin başyazarı “Halil Necatioğlu” idi. Aslında bu isim; Profesör Mahmut Esat Coşan’ın müstear adıydı. Prof. Coşan müstear isim olarak, babası Halil Necati Coşan’ın adını kullanmıştı.
Yapılan bir ankette okuyucularından yüzde 19’u üniversiteli olduğu “İslam Dergisi” 28 Şubat sürecinde yayın hayatına son verdi.
“İslam Dergisi”nin yanı sıra “Kadın ve aile” “İlim ve sanat” isimli dergiler de çıkardı. 1998 yılında “Sağduyu” adında günlük bir gazete çıkardı. Bu dergi bir buçuk yıl yayın hayatına devam ettikten sonra kapandı.
YURTDIŞI FAALİYETLERİ
1997 yılından itibaren yurt dışına gidip gelmeye başladı. 1998 yılında Avustralya’nın Brisbane şehrine yerleşti. Avrupa’nın pek çok yerinde cami ve kültür merkezleri açtı. Brisbane camisinde her sabah ve yatsı namazlarında hadis sohbetleri verdi.
VEFATI
4 Şubat 2001 Pazar günü bir cami açılışı yapmak için Grifit Şehrine giderken geçirdiği bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Nâşı Türkiye’ye getirildi. 9 Şubat 2001 tarihinde Fatih Camii’nde Cuma namazını müteakip kılınan cenaze namazına, ona gönül veren yüzbinlerce seveni ve talebeleri katıldı. Mezarı halen Eyüp Sultan Mezarlığı’nda bulunmaktadır. Yerine oğlu nurettin coşan geçti.
GÖRÜŞ VE AÇIKLAMALARINDAN BİR DEMET: NE MUTLU ÇALIŞKAN MÜSLÜMANLARA!
Amacımızın çok yüksek, işimizin çok zor, çalışmalarımızın çok zahmetli ve çileli, hayatımızın çok tehlikeli ve sıkıntılı olabileceğini görüyor ve biliyoruz; Cenâb-ı Hak yârimiz ve yardımcımız olsun, bizi korusun, bizi zorlu imtihanlara tâbi tutmasın, kusurlarımızı bağışlasın, rahmetine erdirsin…
Halka halka, iç içe, çeşit çeşit ödev, görev ve sorumluluklarımız var, zaman çok kıymetli ve çok kısıtlı; ömür kısa, yol uzun, iş çok. Halk cahil, dost zayıf, düşman kavi, tuzak çok, fitne ve fesat yaygın, sorumlular gafil, şartlar çetin, uyanık mü’min az...
Çok okumalı, çok gezmeli, çok görmeli, çok düşünmeli, çok üzülmeli, çok ağlamalı, çok çalışmalı, çok çalışmalı, çok çalışmalıyız…
Çare var, çıkış var, ümit var, yeis yok, korku yok, gevşeme yok, zarar yok!.. Sonuç zafer, sonuç başarı, sonuç mutlaka kâr, sonuç gazilik veya şehitlik, sonuç cennet, sonuç ebedî saadet!
Ne mutlu Müslümanlara!
Bazı tavsiyeleri
» Size en büyük tavsiyem: Bulunduğunuz dalda vazgeçilmez eleman olmaya çalışın!.. En yüksek eleman olmaya çalışın!.. Her şeyi bilmeye çalışın, bilmediğiniz bir şeyin kalmamasına çalışın!.. Kütüphaneniz ihtisas kütüphanesi olsun... Hiç bir kimsede bulunmayan kitap, sizde bulunsun... O dilde olmayan, yabancı dilde olan eserleri de kütüphanenize alın...
Adam sizinle konuştuğu zaman hayretler içinde kalsın... “Ya, adam Rus Edebiyatı`nı da takib etmiş, Alman Edebiyatı`nı da takib etmiş, İngiliz`i de incelemiş, Amerikalıları da incelemiş; kendi sahasıyla ilgili her şeyi biliyor!” desin. Bu bakımdan sizi ilim yolunda çalışmaya davet ederim... Devamlı çalışmaya davet ederim, her gün çalışmaya davet ederim. “İki günü de eşit olan, ziyandadır.”
» İlme çok önem verin!.. Kur`an`ı öğrenin, hadisi öğrenin, dinimizi öğrenin!.. Ama, bizim metodumuz sabır ve sevgi metodudur. Meşakkati vardır, sıkıntısı vardır bu yolun... Hizmetin dertleri vardır. Sabrederiz, uykusuz kalırız, aç kalırız, yaralanırız, parasız kalırız... Para vermemiz gerekebilir, çok koşturmamız gerekebilir, terlememiz gerekebilir... Sabredeceğiz ve hizmetimizi severek yapacağız.
» Haberleşme çok önemlidir. Birbirinden haberi olmayan insanları fenâ aldatırlar. Fenâ yenerler... Bizim Suud`dan haberimiz olmalı... Endonezya`dan, Malezya`dan haberimiz olmalı... Rusya`dan, Almanya`dan haberimiz olmalı...
Amerika`dan haberimiz olmalı... Bu da basınla olur. En önemli araç, İslâm`a en güzel hizmet vasıtası basındır. Onun için, buna önem verelim!.. Ben de önem vereyim, ben de olanca gücümle katılayım; siz de olanca gücünüzle katılın!.. Çünkü, bundan daha mükemmel bir silâh bilmiyorum.
» Basına giremezseniz, basın hayatını tadamazsanız, dünyadan haberiniz olmaz... Türkiye’den haberiniz olmaz... Olanlardan haberiniz olmaz, gelişmelerden haberiniz olmaz... Böyle geri kafayla da, İslâm’a hizmet edemezsiniz.
» Hizmet yaygın olmalı; her Müslüman lider olmalı!.. Her Müslüman gayretli olmalı!.. Hizmet, hiç bir şekilde aksamaz hale gelmeli. Onun için ben, sivriltilmiş liderlerin karşısındayım; birkaç bakımdan... Yâni, “Tek lider, vazgeçilmez insan...” Öyle şey olur mu?.. “Şu adamı ben beğenmiyorum, bir şey beceremez!” Sen fırsat ver, bak neler becerir.
» Türkiye dışından evlenin!.. Tayland`dan evlenin, Endonezya`dan evlenin, Etyopya`dan evlenin, Sudan`dan evlenin!..” Neden?.. Müslümanlar kardeş değil mi? Sen o kardeşinden nasıl haberdar olacaksın?.. Dilini bilmiyorsun, kültürünü bilmiyorsun, ülkesini bilmiyorsun, gelip gitmiyorsun... Nasıl haberdar olacaksın?..
» İslâm Alemi`ni tanıyacaksınız. Her biriniz ve her birkaç kişiniz, bir grup teşkil edin; bir ülkeyi seçin, tanıyın!.. O ülkeyle canlı ilişkileriniz olsun.
» İslâm ülkelerinden, her ülkenin başına bir hain getirilmiştir. Ülke onun hakimiyeti altına sokulmuştur. Müslümanlar birbirleriyle çarpıştırılmaktadır. Alimler mağdurdur, hapislerdedir, idam edilir, yok edilir...
» Köyünden başka yeri bilmeyen, şehrinden başka yeri bilmeyen insandan ne hayır gelecek?.. Yabancı dil bilmiyor, karşı taraftan haberi yok... Müslümanlarla uzlaşmamış, tanışmamış, işbirliği yapmamış, ticaret yapmamış...
» Güzel giyinin, güzel giyinmeye dikkat edin! Çünkü Allah kendisi güzeldir, güzelliği sever. Bir de siz İslâm`ı temsil ediyorsunuz, uzaktan görenler İslâm`dan korkmasınlar; bir müslüman nasıl olur, görsünler…
» Aman kütüphanenize her kitabı sokmayın!.. Evinize her adamı alır mısınız?.. Dükkânınıza her adamı bekçi koyar mısınız?.. Kasanızın başına her insanı kasadar olarak oturtur musunuz?.. Kızınızı her isteyene verir misiniz?.. Oğlunuza, sokaktan geçen her kızdan herhangi birini alır mısınız?.. Lütfen okuduğunuz kitabı iyi seçin!.. Sağlam alimlerin, müttakî alimlerin, hakîkî alimlerin kitaplarını okuyun! Lütfen bozuk kitapları okumayın!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.