Ayasofya Camisinin tekrar ibadete açılması, Müslüman halkımızın özlemle beklediği bir karardır. Uzun bir süredir milletimizin sürekli dile getirdiği, ama idarecilerimizin kulak tıkadığı bu haklı talep görmezlikten gelinmektedir. Artık birilerinin çıkıp, mertçe bu olaya bir açıklık getirmesi gerekiyor.

Halkın özlem ve taleplerinin görmezlikten gelinmesinin acziyeti bir tarafa; 80 seneden fazladır, Ayasofya Camisi’nin yaşadığı mahzuniyeti göremeyecek kadar basiret körlüğü yaşayan idarecilerimizi de tekrardan iz'ana davet ediyorum. Yüzlerce yıl Allah'a ibadet edilen bir mekânın, 'ne idüğü belirsiz' bir kararla ibadete kapatılması, İslam'a düşmanlık değilse akıl tutulmasından başka bir şey değildir.

İstanbul Fethi’nin sembollerinden olan bu mabet, Fatih Sultan Mehmet'in emriyle camiye çevrilmiş, İlk Cuma namazını burada kılarak fetih adeta bu adımla tamamlanmıştır. Kurduğu vakıfla buranın cami olarak işlev görmesini vasiyet etmiş, camiden başka bir amaçla kullanılmasını lanetlemiştir. Bu Cami kimliğinin değiştirilmesine sebebiyet verenleri de lanetlemiştir.

Birileri, batılı efendilerine verdikleri sözlerden dolayı, Fatih'in lanetini üzerlerine alma pahasına Ayasofya Camisi’ni müzeye çevirme zilletine düştüler. Ve bir anlamda İstanbul'un Fethi’nin rövanşını aldılar. Hatta daha ileri giderek, Türkiye'nin anayasasından 'Devletin dini İslam'dır' hükmünü çıkararak, Müslüman halka ve İslami değerlere olan kin ve nefretlerini açıkça ortaya koydular.

Ayasofya Camisi’nin, müzeye çevrilmesini tek başına değerlendirmek, eksikliktir. Bilakis devletin dinsizleştirilmesiyle beraber, halkın da dindar kalmasının önüne geçmek amacıyla, batılı efendilerin yerli taşeronlarının eliyle bir bir uygulamaya koyduğu, tasarlanmış bir projeler bütünüydü. Bu projeler büyük oranda gerçekleştirilmiş, aradan geçen 90 yıllık süreçten sonra bile, bu yanlışa yanlış demenin bile imkânsızlığını hala konuşuyoruz.

Şimdi cesaret ve vicdan sahibi bütün yetkililere sesleniyoruz; Ayasofya Camisi’nin müzeye çevrilmesi, bu Müslüman halkın isteği değildi. Uyduruk siyasi bir kararla ve zillet içerisinde bu oldu-bitti gerçekleştirilmiştir. Şu anda Müslüman halkın özlem ve talepleri doğrultusunda, izzetli siyasi bir kararla Ayasofya Camisi’ni asli hüviyetine tekrardan kavuşturunuz.

İbadet amacıyla inşa edilmiş bir mabedin, müzeye dönüştürülmesi kabul edilemez. Hele yüzyıllardır, içinde Allah'a ibadet edilen Ayasofya Camisi’nin bu şekilde mahzun bırakılması asla kabul görmemiştir. Bu mahzuniyetin ortadan kaldırılmasının izzet ve onuru da çok büyük olacaktır. Bugün bu izzet ve onuru elde etmenin önünde hiçbir engel yoktur. Hatta bütün şartlar bu izzetli kararı almaktan yanadır.

Ey Ayasofya Camii! Bunca yıldır, ibadetsiz geçirdiğin günlerin hüznü içerisindesin, bunu biliyoruz. Buna sebebiyet verenlere, mahşerde davacı olacak ve buna sessiz kalanlardan da hesap sorulmasını da isteyeceksin. Ve şimdi de bu mahzuniyetine sessiz kalıp, yeniden ibadete açılmana ortam sağlamayanlardan da davacı olacağını net olarak biliyoruz.