Mardin’de yapılan dünyanın ilk tıp medresesi: Emineddin Darüşşifa Medresesi

Mardin’de Emineddin Sökmen Bey tarafından yapılan ve 916 yıla aşkın ayakta kalan Emineddin Darüşşifa Medresesi, Gevher Nesibe Darüşşifası’ndan 100 yıl önce inşa edilmiştir.

Emineddin Darüşşifa Medresesi, Emineddin Mahallesinin güneybatı kesiminde Birinci Artuklu Sultanı Necmettin İlgazi (1108/09-122/23) ile kardeşi Emineddin'e mal edilen bir yapılar topluluğudur. Kaynaklar, inşaatı Emineddin'in başlattığı, ölümünden sonra da Necmettin İlgazi'nin bitirdiğini yazar. Birinci yapı topluluğu maristan (hastane), cami, medrese, hamam ve çeşmeden oluşur. Necmeddin Külliyesi adıyla bilinen ikinci yapı topluluğu ise birbirini kesen tonozlu mekânlar, bir minare kalıntısı ve ek mekân izlerinden ibarettir.

Emineddin Külliyesinin önemi 12’nci yüzyılın başında Anadolu’da bilinen ilk külliye olmasından dolayıdır. (Kayseri ve Sivas Selçuklu şifahanelerinden daha erken bir yapıdır). Cami yatık bir dikdörtgen alanı kaplar ve topluluğun en güneyinde yer alan caminin anında taş döşeli platform eklinde bir namazgâhı vardır. Külliyenin hamamı, Mardin’de bilinen en eski Türk hamamıdır. 11 metre çapında bir kubbe ile örtülmüş kare bir mekân olan yapının büyük bir kısmı yıkık ve özel mülkiyet alanı içerisindedir.


916 yıla aşkın cami olarak hizmet görevi gören Emineddin Medresesi'nin tarihçesi hakkında bilgi veren Mardin Medreseler Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı İbrahim Yüksel, Mardin’de Emineddin Sökmen Bey tarafından yapılan Emineddin Şifahane Medresesi'nin, Gevher Nesibe Darüşşifası’ndan 1 asır önce inşa edildiğini aktardı.

Yüksel, ayrıca Emineddin Medresesinin mimarı olan Emineddin Sökmen Bey’in türbesinin kayıp olup günümüzde hala bulunmamasının kabul edilemez bir durum olduğunu vurguladı.

“Artukluların kurduğu ilk yapılardan birisidir”

Emineddin Sökmen Bey’in Kudüs Valiliği görevi sonrasında kutsal emanetlerle beraber Mardin'e geldiği belirten Yüksel, “Emineddin Külliyesi, Emineddin Sökmen Bey'in bu memlekete miras, bıraktığı muhteşem bir külliyedir. Emineddin Sökmen Bey, Kudüs Valiliği görevi sonrasında kutsal emanetlerle beraber Mardin'e dönüp Haçlı akınlarını bir taraftan Anadolu'da durdurarak burada mukabele edip dağıttılar. Bir yandan da kaleden ibaret olan Mardin şehrini kale dışına taşıyarak yeni bir şehir inşa ettiler Kudüs şehir planında. Bu yapı Artukluların kurduğu ilk yapılardan birisidir. Cami, şifahane, tıp medresesi ihtiva eder.” ifadelerini aktardı.

Dünyanın asıl ilk tıp medresesinin Emineddin Medresesi olduğunu ifade eden Yüksel, “Üniversite giriş sınavlarında dünyanın ilk tıp fakültesi ve ilk şifahanesi neresidir diye sorulan sorunun cevabı Gevher Nesibe Hatun Külliyesi olarak cevaplandırılır. Hâlbuki aynı medeniyet tam bir 100 yıl önce Mardin'de bir şifahane ve bir tıp medresesi kurmuştu. Hatta bölgeye hitap eden ta Musul gibi kadim bir şehirden hastaların geldiği, tedavi olduğu muhteşem bir şifahane olarak uzun asırlar devam etti.” şeklinde belirtti.

“İlk tıp fakültesini inşa etmiş bir devlet başkanının türbesinin kayıp olması kabul edilebilir bir şey değil”

Yüksel, birçok ilkleri barındıran il tıp medresensin mimarı olan Emineddin Bey'in Mardin’de kabristanının kayıp olması kabul edilir bir durum olmadığını vurgulayarak, “olmasına rağmen Emineddin Bey'in de maalesef birçok Artuklu hükümdarı gibi türbesi kayıp durumda. Böylesi muhteşem bir külliyeyi ilk tıp fakültesini ilk şifahaneyi, ilk tıp medresesini inşa etmiş bir devlet başkanının türbesinin kayıp olması kabul edilebilir bir şey değil. Yetkililerin bir an önce türbeyi bulup ziyarete açılmasını talep ediyoruz.” ifadelerini kaydetti. (İLKHA)


HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.