M. Medet SOLMAZ
Maske, Bu Çocuklara Şık Gelmiyor!
Bismihi Teâlâ
Nihayet cüzi de olsa yüz yüze eğitimin 2.aşamasında 1.hafta geride kaldı. Seyreltilmiş gruplar halinde ilkokul öğrencileri okullarına ve akranlarına kavuşmanın sevincini bir nebze de olsa tattı. Pandemi korkusu mu, ebeveynlerin tedirginliği mi; umurunda mı melek yüzlü,masum bakışlı miniklerin!..
Şu var ki, peşinen söyleyelim, süreç itibariyle öğrenim çağında olan bireyin akademik kaybı beri tarafta kalsın, öte yandan tam 7 ay yani yılın yarısından fazlası akranlarından, okullarından, kaleminden, kitaplarından uzak kalan çocuklarımızın psikolojileri neredeyse iflasın eşiğine geldi!
Her birisi bu yaşlarda dijital bağımlı olmaya gönüllü elemanmış gibi tehlikeli bir pozisyonun içinde kendini buldu... Hatta belki azımsanmayacak sayıda yavrularımız bu noktada mesafe bile kat ettiği söylenebilir.
Kentlerde, betonarme yapılar içerisinde her geçen gün oyun alanları kısıtlanan ya da sınırlandırılan zamane çocukları, sanki doğal ortamda oynamak, akranlarıyla vakit geçirmek istemiyor gibi bir algı ve kadercilikle muhatap kalınmayla yüz yüze!..
Kesinlikle çocuğun kaderi bu değildir ya da bu olmamalıdır.
Aslında fıtrat yüze, simaya bakmayı ister. Lisan, yakını gördüğü zaman, Güneş’i gören ay çekirdeği misali, açılır. Kalp göze baktığı zaman sinerji almaz mı?..
Öz olarak dünya hoş. Kabahat dünyayı çekilmez hale getirenlerde!
Dünya; yararlı işlere açılmış alan lakin zehir etmek isteyenler zararlı!..
Yeryüzü Rahman’dan sofra, lakin necisler kirletir.
Eskilerden bir şairin dediği gibi:
(…)
“Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü...”
Bu coğrafya ve yeryüzünün ekser yeri eşi görülmemiş bir şekilde maskeli okulluları gördü. Maske belki hastane gibi enfeksiyon riskinin yoğun olduğu yerlere şık gelse de eğitim kurumlarına hiç şık düşmüyor..! Gaye, toplum sağlığı olunca söylenecek söze de hacet kalmıyor doğrusu…
Kuşkusuz, pandemi bulaşına karşı belki de en önemli silahlardan biri maskedir. Zira bu maske bence bu güzel yavrularımıza hiç oturmadı. O masum gözlerin ferinin ortaya çıkmasına gerek mi var?.. Ondaki o sevimli simayı örtmesine gerek mi var?..
Akranına karşı samimiyetine sosyal mesafe mi dersiniz valla pek de uzun sürmez. Zira o, riyasız yakınlaşmaya engel konulmasına rıza göstermez. Çok ilginçtir ki zaten bu virüs bu minikler üzerinde çok da tesir bırakmıyor.
İşte asıl; maske, mesafe bize -biz günahla hemhal olana- uyar. Zira içimizdeki o şeytanlaşmış nefis en azından görünmesin diye maskeyi takalım.
Dili; içinde bulunduğu kilidi yalana, gıybete, çirkin söze karşı maskeyi takalım...
Riya ve gösteriş yaklaşımlarına karşı mesafeyi koruyalım.
Menfaat ve çıkar sağlamak adına mesafeyi aşmayalım.
Mahrem sınırları aşmama adına, kişisel alana müdahil etmeme adına haddi bilerek nerde duracağımızı bilelim.
Kısacası haramla olan mesafemizi takınarak; her türlü ribadan, iddiadan, rakıdan, rakstan, şans oyunlarından kaçınalım… Asıl mesafeyi burada gösterelim.
Her birisi ayrı bir virüs, ayrı bir illet; etkisi ve yıkıcılığı sadece bu dünyayla sınırlı kalmayacak kadar tehlikeli olan bu mikroplara karşı asıl mesafemizi takınalım… O zaman Rahman’la olan mesafemiz daraldıkça daralacaktır!..
Kalın sağlıcakla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.