M. Zülküf YEL
Mayın tarlası
Suriye sahası çok değişken bir yapıya sahiptir. Siyasi ve askeri açıdan her an rüzgâr başka bir istikamette esebilir. Sürecin yönü ve istikameti itibariyle de hiçbir şeyin garantisi yoktur. Türkiye, Fırat Kalkanı operasyonu çerçevesinde Suriye topraklarına girdi. Suriye topraklarına girmeden evvel Rusya, İran, hatta Şam rejimi ile temasa geçildi. Bütün bu gelişmelerden sonra Amerika da duruma razı olmak zorunda kaldı. Engel olamadığı bir operasyonun kendi kontrolü dışında de fakto neticeler ortaya çıkarmaması için, bazı yerlerde sürecin bir parçası haline geldi. Böylece hem süreci yakından kontrol etme hem de yeri geldiğinde manipüle etmek için başta IŞİD'ın elindeki bazı yerlerin bombalanması olmak üzere, bazı noktalarda çeşitli düzeylerde destek verdi. Ama bu destek hiçbir zaman PYD'ye karşı olmadı. Hatta ABD'nin tavrı, Türkiye'nin PYD'nin üzerine gitmesini engellemeye çalışmak şeklinde oldu. Şimdiye kadar görünen o ki, Türkiye önüne koyduğu hedeflerin bazılarına ulaşmış gibi gözüküyor. Farklı dengeler ve hesaplar, Türkiye'nin çabuk ilerlemesine neden oldu. Ama güneye doğru derinlik arttıkça itiraz sesleri yükselmeye başlayacaktır. Oluşan aleni ve zımni konsensüs, belli bir sahayı içeriyordu. Ama bir sınırdan sonra bu geçici konsensüsün ortadan kalkması ve farklı şartlara tabi bir pazarlık halini alması kuvvetle muhtemeldir. Şu an Türkiye, El Bab'ı hedefine koymuştur. TSK desteğinde, ÖSO unsurları El Bab'a doğru ilerliyor. Hatta bir adım daha öteye gidilerek ABD ile beraber Rakka'ya operasyon yapma konuşulmaktadır. Türkiye, bundan sonraki hamlelerin zor olacağının bilincinde olmalıdır. El Bab, sahip olduğu özellikler itibariyle bütün tarafların almak ve denetimi altında bulundurmak istediği bir şehirdir. TSK desteğindeki ÖSO'nun burada ne kadar başarılı olacağını zaman gösterecektir. Ama El Bab ele geçirildiği zaman, PKK/PYD'nin devlet kurma hayali büyük ölçüde suya düşecektir. Ve aynı zamanda PKK/PYD, ABD nezdinde rağbet edilen kıymetli bir piyon olma statüsünü de kaybedecektir.
Türkiye buraya saldırırken, sürpriz saldırılara ve kayıplara da hazır olmalıdır. Güçlü olan bazı direniş gruplarının Halep sahası başta olmak üzere çeşitli cephelerde zorlanması, TSK'nın harekâtına yeterince destek verememelerine neden olabilir. Direniş gruplarından bazılarının kuzeyde savaşması, safların zayıflayarak Halep'in kuşatma altına girmesine neden olmuştu. Bu durum da direnişçi gruplar arasında önemli tartışma ve problemlere sebebiyet vermişti. Halep'in yanı sıra, şu an sıcak olan en önemli cephelerden birisi olan Hama harekâtı için yoğun askeri desteğe ihtiyaç vardır. Yani sahadaki duruma göre, bazı yapılar TSK ile koordineli bir şekilde yürütülen harekâta yeterince destek sağlayamayabilir.
Böylesi bir durumda, TSK daha fazla risk almak zorunda kalacaktır. TSK'nın hezimeti ise, Türkiye açısından bir felaket olur. Özellikle Rakka harekâtı bir felaket ile neticelenebilir. Tabiri caiz ise, ABD pazarlığı kızıştırarak, kendisine gönüllü bir mayın eşeği aramaktadır. Rakka'nın konumu detaylı olarak düşünüldüğü zaman, ufukta büyük risklerin olduğu söylenebilir. Büyük kayıplar göze alınmalıdır. Kamuoyunun bu kadar ağır bir kaybı kaldırıp kaldıramayacağı mutlaka sorgulanmalıdır. Sadece muhaliflerin karada kullanılması, böyle bir operasyon için yeterli olmayabilir. Olumsuz bazı neticeler karşısında ABD'nin PYD'yi de operasyona dâhil etme isteği olabilir. Bu durumda Türkiye'nin ya daha fazla risk ve kaybı göze alarak savaşması gerekecek ya da PYD ile beraber savaşmayı kabul etmesi gerekir. Yani Türkiye, atmak istemediği adımları atmak zorunda kalabilir. İstemediği bir sürecin içerisinde kendisini bulabilir. Türkiye'nin içeride yaşadığı çeşitli krizler ve sıkıntılar da göz önüne alındığı zaman, ABD ile beraber, Rakka ve Musul operasyonları gibi çok iddialı operasyonlara girişmek ve direkt savaşa girmek yerinde bir tercih olmayabilir. Öyle gözüküyor ki, başkalarının büyük bedeller ödeyerek Irak ve Suriye sahasında kazanacağı zafer de ABD'nin zaferi olacaktır.
Bu itibarla El Bab'a yönelmek büyük riskleri beraberinde getiriyorken, Rakka ve Musul operasyonları için çok iyi düşünmek gerekir. Hesap kitap için sağlam bir zemin mevcut olmadığından, müttefikleriniz de gerçekten dostunuz olmadığından dolayı, bastığınız kaygan zemin ayağınızın altından kayabilir ve düşebilirsiniz. Ya da tam, “kazandım” derken, fırsatını bulduğu zaman arkanızdan sizi hançerleyecek Brütüsler sizi arkadan vurabilir. Geri dönmek isteseniz de dönemeyebilirsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.