“Medyada ahlaki kurallara uymayan birçok yayın var”
Medya ve TV programlarının gayri ahlaki yönlerine dikkat çeken Çocuk Gelişimi Uzmanı Esra Ömür, cinsel istismarın, çocuk istismarını da içine alan sosyal bir sorun olduğunu söyledi.
Medya ve TV programlarının gayri ahlaki yönlerine dikkat çeken ve ahlaki sınırları zorlayan birçok program ve filmin pervasızca yayınlandığını söyleyen, Siirt Üniversitesi Sosyal Bilimler Yüksek Okulu Çocuk Gelişimi Uzmanı Esra Ömür, cinsel istismarın, çocuk istismarını da içine alan bir suç olduğunu ve toplumun her kesimini etkileyen sosyal bir sorun olduğunu söyledi.
Televizyonlarda yayınlanan gayri ahlaki programların aileler tarafından sanki her şey çok doğalmış gibi izletilmesinin, bu durumun doğal olarak algılanmasına neden olduğunu söyleyen Ömür, öncelikli olarak, cinsel istismarlara ve çocuklara yönelik sapıkça yaklaşımları tetikleyen medyadaki yaklaşımlara müdahale edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
“Cinsel istismar toplumun her kesimini etkileyen sosyal bir sorundur”
Çocuğun duygusal ve cinsel istismarının, toplumun her kesimini etkileyen sosyal bir sorun olduğunu söyleyen Ömür, çocuk istismarı kavramına işaret ederek, çocuğun ebeveynleri, bakıcıları, onunla ilgilenen bütün yetişkinler tarafından ortaya konan özellikle fiziksel ve duygusal sömürülmelerin çocuk istismarı olarak tanımlanabileceğini söyledi.
“İhmalden sonra en sık rastlanılan toplumsal sorun fiziksel istismar”
Toplumda çocuğu ihmalden sonra en sık rastlanılan toplumsal sorunun fiziksel istismar olduğunu söyleyen Ömür, sözlerine şöyle devam etti:
“Çocuğa yönelik sergilenen dayak, itme, yumruk atma, tırmalama, tokat atma, boğazını sıkmak, tehdit etme en çok rastlanan fiziksel istismar türlerindendir. Özellikle anne ve babalar veya çocuk ile ilgilenen bakıcılar tarafından bu istismarlar uygulanabiliyor. Bu tavır çocukta duygusal, davranışsal ve bununla beraber zihinsel problemlere yol açabilecek davranışlardandır. Bir de duygusal istismar olayı var. Duygusal istismarda ret etme, sorularına cevap vermeme, bununla beraber çocukların yaşıtları ile oynatılmaması, çocuğa model olamamak, duygularını doğrulayamamak ve en önemlisi sevgi ve sıcaklık gösterilmemesi durumudur. Anne babalar! Lütfen, çocuklarımızı alalım, okşayalım, onları sevdiğimizi ve bizim için ne kadar değerli varlıklar olduklarını onlara his ettirelim,”
“Cinsel istismara karşı dik durulmalı”
Cinsel istismar olayının toplum açısından ciddi bir sorun olduğunu dile getiren Ömür, gerek televizyon programlarında gerekse de medyanın diğer kanallarında sürekli olarak cinselliğin ön plana çıkarılmasının cinsel istismarı tetiklediğini söyledi.
Ömür, “Toplumumuzda tecavüz ya da şahit olduğumuz sapkınlık ve iğrenç olaylar karşısında anne ve babalar en önemlisi de biz eğitimcilerin dik durması gerekiyor.” dedi.
“Çocuklarımıza, cinsel istismarın mutlaka cezalandırıldığını öğretelim”
Çocuklara, kendilerini cinsel istismardan nasıl koruyacakları konusunda eğitim verilmesinin önemine de değinen Ömür, her ailenin bu gibi konularda çocuğunu mutlaka eğitimden geçirmesi gerektiğinin de altını çizdi.
Ömür, “Kimsenin onlara dokunamayacağını ve böyle bir durum karşısında neler yapabileceklerini kendilerine izah etmemiz lazımdır. Çocuklarımıza, böyle bir durum karşısında çığlık atmalarını, yakınlarında kim varsa, onlara bu olayı anlatması gerektiğini, bunu dile getirmekten utanılmaması gerektiğini, bunu yapmanın iğrençliğini ve suç olduğunu ve bu işi yaptığından dolayı yapanın mutlaka cezalandırılacağını öğretmemiz gerekiyor. Eğer çocuk bunun farkında olursa yaşadığı olayı asla gizlemeyecektir. Bizim, burada ne yapmamız gerekiyor? Çocuklarımıza susmayı değil, sessiz kalmayı değil konuşmayı öğretmemiz gerekiyor. Biz anne, baba ve eğitimciler çocuklarımıza onların yanında olacağımızı, onların korkmaması gerektiğini anlatmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Ahlaki kurallara uymayan birçok yayınlar var”
Medyada ve hemen hemen herkesin evinde bulunan televizyonlarda yayınlanan programlarda ahlaki kurallara uymayan birçok yayın olduğunu ifade eden Ömür, “Maalesef birçoğumuz da bu yayınları yerli yersiz oturup ailemizle izliyoruz veya çocuklarımıza izletiyoruz veya onların izlemesine müsaade ediyoruz. Tabi ki bu programlar ahlaki anlamda, çocuklarımızın sanki her şey çok doğalmış gibi algılamalarına neden oluyor ve bu çok yanlış bir davranış. RTÜK’ün buna bir set çekip böyle programların yayınlanmasına izin vermemesi gerekiyor.” dedi.
“Sadece hadımlaştırmak meseleyi çözmez”
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Adalet Bakanlığının istismarcılara yönelik “Hadımlaştıralım” önerisinin çok etkili bir yöntem olacağını zan etmediğini söyleyen Ömür, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bir önceki konuşmamda değindim; ihmal, istismar, şiddet, tecavüz gibi eylemler sadece hadımlaştırmak ile çözülemez. Bu gün çocuğa bir temas bile bir istismardır, bir tokat, duygularına cevap vermemek, onu sevmemek, ona değerli olduğunu hissettirmemek bile bir istismar olduğuna göre bence çözüm bu değil. Bu gün çocuğumuzu banyo yaptırıyoruz. Çocuğumuza banyo yaptırırken bir anne olarak üstümüzün giyinik olması gerekiyor. Çocuklarımıza mahremiyet duygusunu kazandırmamız için örtünmesini sağlamamız gerekiyor. Cinsel eğitim aslında ailede başlıyor ve devamlılık arz ediyor ve okulun desteği ile bütünleştiğini düşünüyorum,” dedi.
“Ailelerimizi bilinçlendirmemiz ve mahremiyet duygusunu öğretmemiz gerekiyor”
Cinsel istismarın önlenebilmesi için mutlaka toplumun bilinçlenmesi gerektiğini söyleyen Ömür, sözlerini şöyle bitirdi:
“Çocuk ailesinde neyi görürse onu yaşar. Bizim de, ailelerimizi bilinçlendirmemiz ve namahremiyet duygusunu öğretmemiz gerekiyor. Çocuklarımızın kimlerden kendisine zarar gelebileceğini öğretmemiz gerekiyor.” (Murat Orhan İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.