Mehri İslam Olan Kadın! Ümmü Suleym Binti Milhan (r.anha)
Onun mehri ise ne altın, ne gümüş, ne de lüks hayattı. Onun mehri insanlığın kurtuluşu olan İslam`dı ve o bu davranışıyla kıyamete kadar genç kızlara örnek olacaktı
Neccar oğullarından Milhan b. Halid’in kızı ve künyesi Ümmü Suleym olan sahabinin ismi Rumeysa’dır. Ümmü Suleym, Malik b. Nadr ile evliydi ve Enes b. Malik bu evlilikten doğmuştur…
Ümmü Suleym evinden ayrılmakta olan oğlu Enes b. Malik’i uğurlamak için ayağa kalktığında, Resulullah (s.v.s)’ın şehri Medine ay ışığına boğulmuştu. Ümmü Suleym oğlunu kucaklayarak; “Allah seninle olsun, seni korusun ve bize salimen geri göndersin” dedi. Ümmü Suleym ciğerparesini uğurlarken, Medine sokaklarında gözden kayboluncaya kadar ayakta durup bekledi. Daha sonra kapıyı kapatıp minderin üzerine oturdu. Hatıralar zihnine akın etti… Kendini Ensar’ın ilk Müslümanlarıyla birlikte Müslüman olup Resulullah’a bey’at ettiği günde buldu…
O sırada kocası Malik İbnu Nadr yoktu. Dönünce ona: “Sen dinden çıktın, sapıttın mı?” dedi. Ümmü Suleym; “Ben dinden çıkmadım ve sapıtmadım. Fakat o zata iman ettim” dedi. Malik İbnu Nadr çıktığı Şam yolculuğunda vefat etti. Onun ölüm haberi Ümmü Suleym’e ulaşınca şöyle dedi: “Çocuğum sağ olarak süt emmeyi bırakana kadar onu kesinlikle sütten kesmeyeceğim. Enes bana emretmedikçe ve o, ‘Annem görevini yerine getirdi. Allah benim yüzümden ona hayırla karşılık versin. Annem bana iyi bir velilik yapmıştır’ demedikçe evlenmeyeceğim.”
Enes b. Malik süt emmeyi terk ettikten sonra Ebu Talha, Ümmü Suleym’e evlilik teklifi etti. Ebu Talha müşrik olduğu için Ümmü Suleym ona: “Sen, sana zararı ve faydası olmayan bir taşa tapmayı nasıl uygun görürsün? Ey Ebu Talha, bir marangozun getirip senin için yonttuğu ve ona bir ateş parlatacak olsanız, onun tutuşup yanacağını bilmez misin?” dedi. Ebu Talha: “Bırak düşüneyim” diyerek ayrıldı. Daha sonra tekrar geldi. Ümmü Suleym: “Ne yaptın?” diye sordu. Ebu Talha sustu. Ümmü Suleym: “Ebu Talha! Senin gibisi reddedilmez ama sen kâfirsin ben de Müslüman bir kadınım. Seninle evlenmek bana uygun düşmez”dedi. Ebu Talha: “Senin benimle evlenmene engel olan şey bu değil?” Ümmü Suleym sordu: “Peki, benim seninle evlenmeme engel olan nedir?” Ebu Talha: “Sarı ve beyaz (altın ve gümüş)” diye cevap verdi. Ümmü Suleym: “Ben ne sarı ne de beyaz istiyorum, senin Müslüman olmanı istiyorum. Allah ve peygamberi şahit olsunlar ki, Müslüman olursan senden bir pul almadan seninle evleneceğim” dedi.
Ümmü Suleym, “Kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara, ekinlere olan ihtiraskarane sevgi, insanlar için bezenip süslenmiştir. Bunlar, dünya hayatının geçici birer faydasıdır.” (Al-i İmran /14) hakikatine binaen ebedi olanı fani olana tercih etti. Zira o; “Ey Muhammed de ki: Bundan daha iyisini size haber vereyim mi? Allah’a karşı gelmekten sakınanlara Rablerinin katında altlarından ırmaklar akan ve orada temelli kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve Allah’ın rızası vardır. Allah kullarını hakkıyla görücüdür.” (Al-i İmran / 15) ayeti celilinde de belirtildiği gibi, Allah (c.c)’ın rızasının olduğu yerde, sonsuz nimetlerin de olacağına iman ederek ne sarıyı ne de beyazı istemişti…
Ebu Talha: “Bana bu konuda kim yardımcı olur?” diye sordu. Ümmü Suleym: “Bu konuda sana Resulullah yardımcı olur” dedi. Ebu Talha peygamberi aramak üzere yola çıktı...
Resulullah (s.a.v) ashabının arasında oturuyordu. Ebu Talha’yı görünce: “Ebu Talha alnındaki İslam nuruyla size geldi” dedi. Ebu Talha orada şehadet getirerek Müslüman oldu. Ebu Talha Ümmü Suleym’e gelerek: “Artık bende senin dinine girdim” dedi. Ümmü Suleym oğlu Enes’e: “Enes! Kalk, Ebu Talha’yı evlendir” dedi. Böylece Ümmü Suleym Ebu Talha’yla evlendi. Onun mehri ise ne altın, ne gümüş, ne de lüks hayattı. Onun mehri insanlığın kurtuluşu olan İslam’dı ve o bu davranışıyla kıyamete kadar genç kızlara örnek olacaktı…
Ümmü Suleym bu evlilikten Umeyr adında bir çocuk dünyaya getirdi ve çocuk büyüyüp yürümeye başladı… Babası Ebu Talha bahçelerinden birindeyken, Umeyr hastalandı ve öldü. Ümmü Suleym çocuğunu yıkayıp kefenledi ve üzerine bir örtü örttü. Ev halkına da şöyle dedi: “Sakın Ebu Talha’ya oğlunun öldüğünü ben kendisiyle konuşmadıkça söylemeyin!” (Ebu Talha o gün oruçluydu) Ebu Talha geldi ve “Çocuk nasıl?” diye sordu. Ümmü Suleym: “Rahatladı” deyince, Ebu Talha çocuğun gerçekten iyileştiğini sandı. Ümmü Suleym akşam yemeğini getirdi. Ebu Talha yiyip içti. Ümmü Suleym o güne kadar hiç yapmadığı şekilde özenerek süslendi ve süslü görünmeye çalıştı…
Sabah olunca Ümmü Suleym: “Ebu Talha! Görmedin mi, falanca aileyi? Faydalanmak için, aldıkları emaneti gidip istediğim zaman ağırlarına gitti” dedi. Ebu Talha: “Hiç iyi etmemişler” dedi. Ümmü Suleym: “Senin oğlunun da Allah’ın bir emaneti olduğunu kabul et. Allah emanetini geri aldı” dedi. Ebu Talha Ümmü Suleym’in soğukkanlılığına hiddetlenip, “Madem öyle bana neden daha önce söylemedin!” dedi.
Ertesi gün Ebu Talha, Resulullah’a giderek durumu kendisine anlattı. Peygamber (s.a.v): “Geçen gecenizi Allah mübarek kılsın. Beni hak peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, Ümmü Suleym çocuğunun ölümüne sabrettiği için, Allah onun rahmine bir erkek çocuk ilka eylemiştir” buyurdu. Ümmü Suleym o gece hamile kalmıştı. Ensar’dan bir Müslüman diyor ki: “Ben Hz. Peygamberin duasının neticesini gördüm, o geceden Ebu Talha’nın oğlu Abdullah doğdu. Onun da on tane oğlu oldu. Hepsi de Kur’an’ı hatmederek ondan ilim almışlardır.”
Ümmü Suleym’in çocuğu öldüğü halde kocasına duyurmayacak kadar sabır ve cesaret göstermesi büyük bir meziyettir. Kocası oruçlu olduğundan, şayet oğlunun öldüğünü duyarsa üzüntüden yemek yiyemez, daha da perişan olur düşüncesiyle bu acıya sabrederek söylememiştir. Bu onun aynı zamanda Allah (c.c)’ın kaderine olan teslimiyetinin bir göstergesidir. Ümmü Suleym (r.anha); ilerleyen yıllarda eşi ve çocuklarıyla İslam’a nice hizmet ve fedakarlıklarda bulunmuş, ayrıca Resulullah’ın: “Cennet’e girdim, bir ayak sesi duydum. Bu nedir? Dedim. ‘Bu er Rumeysa-bint Milhan’dır’ diye cevap verdiler” buyurduğu cennetlik sahabidir.
Mehri iman, ihlâs ve takva olanlardan olmak dua ve temennisi ile… Vesselam.
Zehra Ayhan / Nisanur Dergisi - Haziran 2012
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.