Zülküf RÜZGAR

Zülküf RÜZGAR

Melek Maskeli Şeytanlar

ABD’li kuruluşların zararlı faaliyetlerinden dolayı Bolivya’dan sınır dışı edilmesi ve en son Bill & Melinda Gates Vakfı’nın skandalları, gözleri bir kez daha ABD ve Batılı diğer devletlere ait kurum ve kuruluşlarının uluslararası alanda göstermiş olduğu faaliyetlere ve bu faaliyetlerin gerçek misyonunun ne olduğuna çevirdi.


Batılılar, diğer milletleri egemenlikleri altına almak ve sömürmek için, türlü türlü yollar kullanırlar. Farklı adlar altında uygulanan bu programlar, aslında emperyal emellere ulaşabilmek için uygulanan kapsamlı programın birer saç ayağıdır.


Meşum emellerine ulaşabilmek için insan hakları, çocuklara yardım gibi çok hassas insani değerler hayâsızca suistimal etmektedirler. Meşum emelleri fark edilip faaliyetleri engellenince de ellerindeki kamuoyu imkânları ile muhataplarını adeta linç ederler, insanlığa düşman ilan ederler.


Tesis edilmiş olan uluslararası kimliğe ve misyona sahip kurumların hiçbirisi, ifade edilen resmi misyonu için kurulmamış ve bu misyonu da icra etmemektedirler. Uluslararası kurumsal kimlik adı altında her türlü talan, yağma ve zulüm gerçekleştirilmektedir.


Özellikle fakir bırakılmış ülkelerde ve İslam beldelerinde yüz yıllardan beri bu programlar yoğun bir şekilde uygulanmış ve halen de uygulanmaya devam etmektedir.


Ta coğrafi keşiflerden (daha doğru bir tabirle coğrafya istilalarından) bu yana, Batı’nın hâkimiyetinin tesisi ve hedef toplumların içten yıkılabilmesi için, milli ve folklorik kültürlerinin ortadan kalması için, kısacası bir toplumu toplum yapan ve ayakta tutan değerlerin tahrip edilmesi için yoğun çaba sarf edilmiştir.


Din adına, insani yardım adı altında işlenmedik rezalet kalmamıştır. Çoğu kez kamuoyunda takdirle karşılanan insani yardım kuruluşlarının faaliyetlerinin aslında çok sinsi faaliyetlere bir maske olarak kullanıldığı görülmektedir.


Bilinmelidir ki hangi alanda ve hangi düzeyde faaliyet gösterirse göstersin, bu tür kuruluşlar başka maksatlar için kurulmuş olup başka maksatlara dönük olarak faaliyet göstermektedir.


Şimdi bunlara birkaç örnek verelim.


Amerikalı bilişimci ve dünyanın ikinci zengin insanı olduğu ifade edilen Bill Gates; sahibi olduğu vakfı aracılığıyla başta çocuklar olmak üzere fakir bırakılmış Afrika insanına çeşitli alanlarda yardım faaliyetlerinde bulunduğunu açıkladı. Bu davranış, kamuoyunda takdirle karşılandı. Kazanılan devasa servetin büyük bir kısmı yine insanlık yararına(!) harcanıyordu.

Çok geçmeden bu faaliyetlerin arka planından kötü kokular yükselmeye başlandı. İmkânsızlık ve zaruret içerisinde olan bu insanlar, söz konusu vakfın kendilerine sunduğu tıbbi imkânları bir nimet olarak görürken birer birer facia haberleri gelmeye başladı. Vakfın yapmış olduğu aşılar sebebi ile onlarca Afrikalı çocuk öldü ve yüzlercesi de felç kaldı. Bunlar, kamuoyuna yansıyanlar. İletişimsizlik nedeni ile kamuoyuna yansımayan hadiselerin ve rakamların kat be kat fazla olduğu düşünülmektedir. Söz konusu facia Bill Gates’e sorulduğunda şeytan ruhlu Gates şöyle der: “Tanrı’nın işini yapıyorum.” Bu söz herhalde fazla yoruma gerek bırakmıyor. Bu tür aşıların bir milletin tamamını tehdit ettiğini ve gerçek etkilerinin/zararlarının yıllar sonra ortaya çıkacağını da belirtelim.


Yine Batılıların sağlık alanında faaliyet gösteren kuruluşlarının birçoğunun uluslararası organ kaçakçılarıyla işbirliği yaptıkları ve bazen de bizatihi bu işi kendilerinin yürüttükleri ortaya çıkmıştır.


Somali’de faaliyet gösteren yardım kuruluşlarının birçok skandala karıştığı yine basına yansıdı. 1990’lı yıllardan beri bu faaliyetler devam etmektedir. BM’nin oluşturduğu sığınma kamplarında tedavi adı altında insanlar üzerinde tıbbi deneyler yapılmakta ve insanlar kobay olarak kullanılmaktadır.


Tedavi maksadı ile götürülen insanların organları alınmaktadır. İnsanlar bazen ceset şeklinde, bezen de yarı insan olarak sahiplerine teslim edilmektedirler.


1991 yılında Mogadişu Hava Alanı’ndan organ kaçakçılığı yapan 18 doktor alınıp  kurşuna dizilince “Somali’ye yardıma giden 18 doktor, teröristler tarafından öldürüldü” denildi. Ve dünya ayağa kalktı. Hâlbuki doktor üniformalı olan ve yüzlerce mazlumun organlarını çalıp onları öldüren 18 cani, 18 terörist cezalandırılmıştı.


Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu çatısı altında ABD ve Batılı ülkelerin, başta İran olmak üzere çeşitli ülkelere ajan sokmaya çalıştığı bilinmektedir. IMF, BM ve NATO’nun durumları zaten malum…


Batılı yardım(!) kuruluşlarının ve kurumlarının meşum icraatları saymakla bitmez.


Kısacası, tanımlanan görev ve misyonları ne olursa olsun tüm uluslararası kurumlar ve kuruluşlar, küresel emperyalist hedeflere hizmet etmektedirler.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.