Mensubu Olmadığım İhvan’ı Neden Savunuyorum?
Mensubu Olmadığım İhvan’ı Neden Savunuyorum?
Hamas liderlerinden biri bazı gazeteci ve yazarlarla yapacağı toplantıya beni de davet etti. Telefonla görüştüğüm Hamas liderine mazeretimi bildirdim ve katılamayacağını söyledim. Bunu, siyasi tutumumun hiçbir şahıs ve örgütün görüş ve bakış açısından etkilenmemesi için yaptım. Ben, Hamas hareketi ben sevsin veya Fetih hareketi kızsın diye yazmıyorum. Ben siyasi olarak gördüğüm, inandığım ve doğru bulduğum şeyleri yazıyorum. Yazdıklarım bir hareketin görüş ve düşünceleriyle kesişirken, bir diğerininkiyle de çelişebiliyor. Birilerinin beni belli bir hareketle anmaması, birilerine mensup görmemesi için davete icabet etmedim.
Ben yeryüzünde en adil bir davanın sahibiyim çünkü. Davam, ismi Filistin olan bir vatanın davasıdır. Siyonist Yahudiler bu vatan parçasını altmış kusur yıl önce işgal etti. İşgal boyunca Siyonist medya ve onunla birlikte hareket eden Arap basını hakikati ters göstermeyi başardı. Bunun sonucunda benim davam insani bir meseleye dönüştü. Bütün toprakları kurtarma söylemlerimize güldüler. Biz kimlik arayışı içine girmeye başladık. Bütün Filistin topraklarını kurtarma sloganı yerine, 1967 savaşından sonra bütün Araplar Filistin davası için adil çözüm arayışına girdiler. Bunun sonucu olarak Camp David Anlaşması doğdu. Bununla adil çözüm ortadan kalktı ve komşuyla birlikte yaşama düşüncesi ortaya atıldı ki sloganın adı barış ve yaşananlar da tek seçenek oluverdi. Bundan sonra Oslo Anlaşması geldi ve mümkün olan çözüm arandı. Ey liderler mümkün olan nedir? Dediler ki mümkün olan direniştir ve üzerinde bulunduğumuz topraklarda ayakta kalmaktır. Biz artık bu topraklarda bulunuyoruz ama direnişten uzak bir yaşam sürdürüyoruz. Düşmanla görüşmeler yapıyoruz. Durumu fırsat bilen ve geri kalan Filistin topraklarını da gasp etmeye çalışan Yahudi yerleşimcileri sadece seyrediyoruz.
Filistin davam siyasi bir davadır. Ancak ümmetin uyanışıyla uyanır ve ancak onunla kurtulur. Benim gasp edilmiş Filistin topraklarım ancak Sykes-Picot anlaşmasının parçaladığı Arap dünyasının birlik sağlamasıyla geri alınabilir. Arap halklarını tek bir bayrak altında toplama fikrini ortaya atan tek hareket Müslüman Kardeşler olduğuna göre ben de onu destekliyorum. Ben ona karşı yapılan komplo ve tuzakların boyutunu görüyorum. Var olan siyasi dengeleri değiştirebilecek tek taraf ve güç İhvan hareketidir.
Müslüman Kardeşleri destekledim, çünkü onlar ümmetin diriliş projesine sahiptir. Iraklı, Faslı, Sudanlı, Suriyeli, Arabistanlı, Yemenli ve Mısırlının buluşabileceği ortak paydaya sahiptirler. Mensup olmadığım Müslüman Kardeşler`in dışında ulusal, sosyalist, baasçı veya kapitalistlerden tek ümmeti ortaya çıkaracak bir tek parti veya hareket yoktur.
Müslüman Kardeşler`i destekledim çünkü onlar Siyonistlerin bu topraklardan tamamıyla çıkarılmasının gerekliliğini söylüyor ve onlarla birlikte yaşamayı desteklemiyorlar. Müslüman Kardeşler`i destekledim çünkü onlar, kitleleri güç ve kuvvetle silahlandıracak, ona irade ve başkaldırmayı yükleyecek tek taraftır.
Rakip kabul etmeyen küresel güçler tarafından her yerden kovulmaya çalışılan Müslüman Kardeşler`i destekledim. Bunlar küresel güçler tarafından istenmedikleri gibi, ortaklığı kabul etmeyen Arap rejimlerinin de takibindedirler. Müslüman Kardeşler`i destekledim, çünkü onlar düşünce, etki, bilgilendirme, bilinçlendirme ve halkı toplamada harikadırlar. Ancak ne yazık ki onlar meyve toplamasını bilmiyor ve çirkin, aşağılık siyasi oyun ve entrikaları iyi beceremiyor, güzel yalanlar uydurmasını da beceremiyorlar. Onun için laiklerin tuzaklarına düştüler ve yırtıcılara yem oldular.
Müslüman Kardeşler`in hatalardan ders çıkarması için Allah’a dua ediyorum. Çünkü bütün Filistin topraklarını kurtarmak için siyasi sahada bulunan umudunu taşıyor ve çevresine de umut veriyorlar.
Dr. Fayiz Ebu Şemmale/filistinhaber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.