‘Kişi sevdiği ile beraberdir’ hadisi, kişilerle ilişkilerimizde ne derece dikkatli olmamız gerektiğini ortaya koyuyor. İlişkide bulunduğumuz, dostluklar geliştirdiğimiz kişilerin zihniyeti, yaptıkları şüphesiz bizi yakından ilgilendirmelidir.

Başbakan Erdoğan, Seul’de Barack Obama ile görüştü. Ekranlara yansıyan görüntüler Amerika hayranlarınca övgülere boğuldu. Obama, elini Erdoğan’ın beline atmış, Erdoğan da mukabelede bulunmuş. Erdoğan, Obama’ya ‘Barack’ diye seslenmiş. Obama da Erdoğan’a ‘Meslektaşım ve arkadaşım’ diye seslenmişmiş.

Bu görüntüler şüphesiz olağan durumlarda ve olağan kişilerce sergilenirse takdir toplayacak davranışlar olarak değerlendirilebilir. Ancak en azından Obama kesinlikle olağan bir insan değildir. Dolayısıyla bu ilişki sorgulanmalı ve yanlışlığı ortaya konmalıdır.

Obama’nın neden olağan bir insan olmadığını uzun uzun anlatmaya gerek yok. Çünkü nerdeyse hergün dünyanın farklı yerlerinde ya direk ya da onun sebep olduğu, Müslümanlara yönelik bir katliam haberini duyuyoruz. Daha geçen gün bir Amerikan askeri 9’u çocuk 16 sivil Müslümanı katletmedi mi?

Onun işgali sonucu Irak’ın tarihi boyunca işlenmemiş cinayetlerle milyonu aşkın insan hayatını kaybetmedi mi? El an da körüklediği savaşın sonucu olarak nerdeyse her gün insanlar katledilmiyor mu?

Afganistan, Pakistan onun ateşinde el an da yanmıyor mu?

Guantanamo’da yüzlerce Müslüman binlerce kilometre ötede zulüm altında inletilmiyor mu?

Tüm bunlarla beraber Müslümanların yeraltı kaynaklarını sömürmek suretiyle milyar dolarlarla silah satışı yaparak halklara zulmetmiyor mu?

Ve tüm bunların üstünde kutsal beldemiz Kudüs’ümüzde, Filistinimizde şimdiye kadar on binlerce kadın çocuk, yaşlı ve genci acımasızca katleden  siyonist teröristlere Obama, “İsrail’in güvenliği söz konusu olduğunda ABD, her zaman arkanızda olacaktır” demedi mi?

Halen siyonist zindanlarında binlerce Müslüman her türlü zulüm altında inletilmekte olduğu halde ona desteğini sunan Obama değil mi?

Şimdiye kadar terörist siyonistlerin aleyhinde onları mahkûm edecek birleşmiş milletler kararlarının tamamını Obama/Amerika veto etmedi mi?

Dünya’da en çok kimyasal silah barındıran ülkelerin başında siyonist katiller olduğu halde onlara yönelik bir ambargo’dan bahseden bir Amerikan başkanından bahsedildiği görülmüş mü?

İşte tüm bu ve sayamadığımız sebeplerden dolayı Obama’nın eli Müslüman kanına girmiştir ve onun eli tutulamayacak, onunla muhabbet kurulamayacak kadar kirlidir. Onunla dostluk kurmak, ona muhabbet beslemek Allah muhafaza onunla beraber haşrolmayı getirecektir.

İşin Erdoğan ile ilgili olan boyutunda kafaya takılan sorulara değinmeden geçemeyiz. Bir yandan çok takdir edilen siyonist katillere karşı duruşu, öte yandan, siyonistlerin en büyük hamisi konumundaki Amerika ile geliştirdiği tatbikatlar, stratejik ortaklıklar, çelişkiden başka neyle izah edilebilir ki? Erdoğan, katledilen Filistinlilere karşı siyonistlere gereken tepkiyi ortaya koyabiliyorken, neden Amerika’nın Afganistan’daki katliamlarına, son olarak da 16 sivilin katledilmesine yönelik bir kınama mesajı dahi yayınlamıyor? Hangi ‘ilm-i siyaset’ mantığı bu çelişkiyi izah edebilir ki? 

Suriye’deki olaylara sessiz kalınmaması gerektiğine biz de inanırız. Ancak Suriye’ye bir şekilde tavır konulması gerektiğini dile getiren Obama’ya, Erdoğan ‘sen ki, milyonlarca Müslüman’ın kanını akıttın, hala akıtıyorsun da senin veya askerlerinin yaptığı katliamlara karşı da bizim sessiz kalmamamız gerekmez mi?’ deme hakkına sahipken neden sessiz kalmayı tercih ediyor?

Son olarak, acaba birileri var olan Amerika antipatisini, Erdoğan sayesinde sempatiye mi çevirmek istiyor? Erdoğan bu oyuna gelir mi bilinmez ancak, Amerika’nın ve onun eli kanlı başkanlarının yaptıkları orta yerde dururken, Erdoğan dâhil hiç kimsenin gücü bu halka Amerika’yı sevdirmeye yetmeyecektir.

Allah’a emanet olunuz.

Doğruhaber Gazetesi