Bingöl İl Sağlık Müdürü Dr. Süleyman Budunoğlu, soba zehirlenmeleri ve mevsim geçişlerinde yaşanabilecek sağlık sorunları konusunda uyarılarda bulundu.

Budunoğlu, her yıl onlarca kişinin özellikle sobadan sızan karbon monoksit gazından zehirlendiğini belirterek,  vücuda solunum yoluyla giren karbon monoksit gazının, doğrudan kana geçip ksijen alımını engelleyerek zehirlenme ve ölüme neden olabileceğini söyledi.

“Yatmadan önce sobaya kesinlikle yakıt konulmamalıdır”

“Aşırı doldurulan sobanın duman yolu daralacağı, soba içinde düzensiz ısı dağılımı nedeniyle de baca çekişi zayıflayacağı için soba yakılırken aşırı doldurulmamasına dikkat edilmelidir.” diye uyaran Budunoğlu, “Sönmekte olan sobaya asla tutuşması güç yakıtlar konulmamalı, yakıt yavaş yavaş ilave edilmeli, yatmadan önce sobaya kesinlikle yakıt konulmamalıdır. İyi ısınmayan ve alttan yakılan kömür sobalarında karbon monoksit zehirlenmesi riski artacağından soba tutuşturulurken yakıtın üstten yanması sağlanmalıdır. Bilinmelidir ki soba zehirlenmeleri bilgisizlik ve yanlış kullanım sonucu oluşmakta, yeterli derecede havalandırma önemli yer tutmaktadır.” dedi.

Budunoğlu, kullanılan her türlü ısıtma cihazının kalite belgesine sahip olup olmadığına, garantilerine ve garanti sürelerine dikkat edilmesi gerektiğini ifade ederek, kullanılan yakıtın standartlara uygunluğunun kontrol edilerek, izin belgesi olmayan satıcılardan kömür alınmaması gerektiğini belirtti.

“Yaşanan bu mevsim değişikliklerinde her insanda farklı etkiler oluşturmaktadır”

Mevsim geçişlerinde yaşanan sorunlar ve korunma yollarıyla ilgili uyarılarda bulunan Budunoğlu, şunları söyledi: “Sonbaharla birlikte hava koşullarındaki ani ve kısa süreli değişimler, kişinin adaptasyon ve savunma mekanizmasını bozduğu için hastalıklara da davetiye çıkarmaktadır. Yaşanan bu mevsim değişiklikler her insanda farklı etkiler oluşturmaktadır. Bazı insanlar bu durumdan etkilenmezken bazıları ise psikolojik ve fizyolojik sorunlar yaşayabilir. Bu dönemin en sık karşılaşılan hastalığı olan grip doğru tedavi edilmezse sinüzit, orta kulak iltihabı gibi önemli sağlık sorunlarına neden olabilir. Ayrıca özellikle 65 yaş üstü kişiler, kronik kalp, akciğer, böbrek ve şeker hastaları, kanser hastaları ve sağlık çalışanları gibi risk grubunda bulunan kişilerin bu dönemde daha dikkatli olmaları gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.

Budunoğlu, Mevsim geçişlerinde meydana gelebilecek hastalıklara karşı beslenmenin önemli yer tuttuğunu vurgulayarak, “Bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesi ve başta enfeksiyonlar olmak üzere hastalıklardan korunabilmek için proteinden zengin, çinko, selenyum, demir ve folik asitin yanı sıra A ve B kompleks vitaminleri ile desteklenmiş bir diyet çok önemlidir. Ayrıca yumurta, süt, ıspanak, portakal, yeşilbiber, kayısı gibi sebze ve meyvelerde bulunan A vitamini güçlü bir antioksidandır. Bu besinlerin belirli ölçülerde tüketilmesi hastalıklardan korunmada önemli rol oynar. C vitamininin bağışıklık sistemine katkısı yadsınamazken, E vitamini de güçlü bir antioksidan olarak bağışıklık sistemini güçlendirir. Ispanak ve pırasa gibi yeşil sebzelerde bol bulunan magnezyumun bağışıklık sistemini destekleyen önemli minerallerdendir. Havuç, maydanoz, taze sıkılmış meyve suları, yeşil yapraklı sebzeler, fındık, ceviz, badem, yumurta ve beyaz etli balıkların bağışıklık sisteminin ihtiyacı olan tüm besin maddelerini sağlayacaktır.” diye konuştu.

Hastalıklardan korunmak için yapılması gerekenler

Budunoğlu son olarak, Hastalıklardan korunmak için yapılması gerekenleri de şu şekil sıraladı: “Kalp, akciğer ve böbrek yetmezliği gibi kronik hastalığı olanlar, şeker hastaları, yaşlılar, astım hastaları grip hastalığı ve bağışıklık sistemi problemi olan kişiler risk grubunda olup, bu kişiler gripten korunmak için grip aşısı yapabilirler. Mevsim geçişlerini rahat atlatabilmek için alınabilecek diğer önlemler arasında ise bol su tüketilmeli, vücut direncimizi düşürmemek adına yeterli ve dengeli beslenmeye çok dikkat edilmeli, dinlenme ve uyku saatlerine dikkat edilerek bu dönemde uyku saatlerinde önemli değişiklikler yapılmamalıdır. Özellikle sigara ve alkolden de kesinlikle uzak durulmalıdır. Eğer kapalı bir mekânda bulunuyorsak ortamın temiz olduğundan ve iyi havalandırıldığından emin olmalıyız. Strese sebep olan durumlardan kaçınmalı, düzenli spor yaparak bağışıklık sistemini güçlendirmeliyiz. Hastalıklardan korunmanın yollarından biri de temizlik konusunda hassas davranmaktır. Ellerin sık sık yıkanması, öksürürken veya hapşırırken ağız ve burnun mendille kapatılması, hasta kişilerin ilk 3-4 gün kalabalık ortamlara girmemeleri gibi alacağımız küçük ama önemli tedbirlerle hastalıkların topluma yayılmasını engelleyebiliriz. Tüm bu önlemlere rağmen enfeksiyon belirtileri varsa da mutlaka bir uzman hekim görüşü alınmalıdır.” (İLKHA)