Mısır halkının İslam'a sahip çıkmasını sindiremiyorlar

Mısır halkının İslam'a sahip çıkmasını sindiremiyorlar

Devrimin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen Mısır'da özellikle de Amerika ve İsrail'in verdiği destekle oynanan kirli oyunlar bitmek bilmiyor. Diyarbakır'da düzenlenen 'Kutlu Doğum' etkinliğine katılan Hürriyet ve Adalet Partisi Kültür Birimi Başkanı Muha

HABER MRK - Mısır'da devrimin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen ülkede hala karanlık bazı odaklarca çıkarılan karışıklıklar devam ettiriliyor. Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye yönelik sabotajlar, İhvan Hareketi'ne yönelik durmak bilmeyen saldırılarla ülkede bir kaos ortamı oluşturulmak isteniyor. Özellikle Amerika ve İsrail'in dışarıdan verdikleri destekle Mısır'ın istikrarsızlaştırılması için oynanan kirli oyunlar, Mısır halkının İhvan'a ve Mursi'ye karşı sevgisini engelleyemiyor.

 

21 Nisan'da Diyarbakır'da düzenlenen Kutlu Doğum etkinliği için Mısır'dan Türkiye'ye Peygamber Sevdalıları Platformu'nun davetlisi olarak gelen Hürriyet ve Adalet Partisi Kültür Birimi Başkanı Muhammed İbrahim Hubeyşi ile Mısır'daki son gelişmelerle ilgili geniş bir röportaj gerçekleştirdik. Mısır'daki istikrarsızlığın sebepleri, ülkenin ekonomik durumu, İhvan Hareketi'nin faaliyetleri gibi daha birçok konuda konuşma fırsatı bulduk. İşte Muhammed İbrahim Hubeyşi'nin sorularımıza verdiği yanıtlar!

 

Devrimlerde halkın istikrar bulması zordur, zaman istiyor

Mısır'daki devrimin üzerinden uzun süre geçmesine rağmen neden hâlâ olaylar durulmuyor?

 

Bismillahirrahmanirrahim. Hamd, âlemlerin Rabbine; salat ve selam onun Resulü Muhammed'in (SAV) üzerine olsun. Rabbim! Bize dünyada ve ahirette iyilikler ver ve bizi ateş azabından koru!

 

Devrimlerin tarihi, sayılarla ve az yıllarla ölçülmez. Bundan önce Fransa devrimi de onlarca yıl sürdü, sonunda istikrar buldu. İtalya devrimi ve yine Almanya devrimi yani devrimler sınırlı yıllarla istikrar bulmaz. Ancak Mısır devrimi bu devrimler arasında tektir. Çünkü Mısır devrimi iki yıl içerisinde Cumhurbaşkanını ve Mısır kanunlarını büyük ölçüde oluşturdu. Yine bazı kuruluşları da oluşturdu. Bunlardan bir tanesi millet meclisini, yine siyasete karışan askerleri ve askeri meclisi değiştirdi. Bunların hepsi iki yıl içerisinde elde edilen kazanımlardır. Ancak devrimlerde halkın istikrar bulması gerçekten de çok zordur. Halkın durumu sel gibidir. Mecrasını buluncaya kadar istikrar sağlanmaz. Devrim olduğunda veya siyasi bir değişim yaşandığında bazı sert ve sıkıntılı durumlar yaşanır. Bu durumun giderilebilmesi için de zamana ve değişime ihtiyaç vardır. Zannımca Mısır halkı bu durumun farkındadır.

 

Karışıklığı yapanlar birçok kesimden oluşuyor

Mısır'daki bu karışıklıklar, ülke içerisindeki derin yapıların mı yoksa ABD ve Siyonist İsrail'in müdahalesiyle içerdeki mihrakların eliyle mi gerçekleşiyor?

 

Orada bu karışıklığı yapanlar sadece bir tek kesim değildir. Bazıları şahsi ihtiyaçlarını gidermek için yapıyor, bazıları açlar ve aylıklarını fazlalaştırmak için ya da memur olabilmek için karışıklık çıkarıyorlar. Bazı siyasi gruplar da bakıyorlar ki halk onlara oy vermiyor. Bunun üzerine onlar da ortalığı velveleye veriyorlar ki, hükümete baskı yapıp seçim dışında bazı kazançlar elde edebilsinler. Bir de bunlardan bazıları da var ki özelikle de eski yönetimin adamları; dışarıdan, Birleşik Arap Emirlikleri'nden, Suudi'den, Körfez ülkelerinden, Amerika'dan ve İsrail'den para alarak Mısır'ı istikrarsız bir hale getirmek için çalışıyorlar. Çünkü Mısır demokratikleşiyor. Demokratikleşince de bölgede güç elde edecektir.

 

Mısır, önceden İsrail'e tabiydi. Onlar ne yapmasını isteseler onu yapmak zorundaydı. Çünkü İsrail, Mısır'ı stratejik hazinesi olarak görüyordu. Ancak Mısır'ın istikrar bulması, kendi halkının çıkarını gözetmesi ve halkın değerlerine sahip çıkması -ki Mısır halkı Müslüman olduğundan değerleri de İslam'dır- Siyonistler için büyük zarar oldu. Bunu sindiremiyorlar.

 

Endişeye gerek yok, Mısır tüm dünyaya örnek olacak inşallah

İslam dünyası Mısır'daki gelişmeleri endişeyle izliyor. Mısır'da İhvan'ın kaybetmesi, dünyanın çeşitli bölgelerindeki diğer İslami hareketleri de etkileyecek. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

 

Mısır'ın durumu, endişe ile bakılması gereken bir durum değildir. Durum şu an çok güzel bir haldedir. Biz, İslam âleminde bize sevgi besleyenlere teşekkür ediyoruz. Ayrıca bizimle konuştuklarında Mursi'ye ve Mısır'ın tecrübeleriyle Arap ve İslam âlemine örnek olabilmesi ve mevcut duruma galip gelmesi için dua ettiğini belirten kardeşlerimize de teşekkürler ediyoruz. Ancak biz, İslam âleminden yeni diyalogların kurulması için girişimde bulunmalarını istiyoruz. Böylece İslam âleminin vahdetini ve Mısır'ın bu vahdette önemli rol oynamasını istiyoruz. Nasıl ki Mısır eğitimde ve ilim adamlarının yetişmesinde önemli rol oynuyorsa dünya düzeyinde tesis edilecek vahdette de önemli rol oynamasını, İslam'ı ve Müslümanları bir güç haline getirmesini istiyoruz. Ki bu güçle de İslam âleminin bütün maslahatlarına ve sorunlarına sahip çıkarak çözebilsin. İnşallah Mısır dirilecek, tekrar eski rolünü üstlenecek, müstakil bir ülke olacak ve bütün dünyaya örnek olacaktır.

 

Karanlık medyanın saldırısı oyları düşürüyor

Halkın İhvan hareketine ve Muhammed Mursi'ye bakışı nasıldır?

 

Geçmiş zamanlarda basın; İhvan'a, Sayın Mursi'ye ve Müslümanlara şiddetli bir saldırı içindeydi. Yapılan anketlerde Mursi'yi destekleyenler yüzde 50'nin altına düşmedi. Anketlerin hepsi yüzde 50'nin üstündeydi. Eski parlamentoda Müslümanlar yüzde 75'ten daha fazla oy elde etmişti. Ancak basının İslami devlete, İslami kanunlara ve Muhammed Mursi'ye saldırısı ve karalamasının neticesinde gelecek seçimlerde yüzde 60 civarında oy alması bekleniliyor.

 

Halkın yüzde 40'ı açlık sınırının altında

Mısır'ın ekonomisi çok zayıf. Mursi'nin buna yönelik çalışmaları nelerdir?

 

Mursi, ekonomik bakımdan eski yönetimden çok ağır bir yük devraldı. Eski yönetimin ekonomiye karıştırdığı yolsuzluk mirasını devraldı. Tabi bu yolsuzluklar Mısır'ı ekonomik yönden büyük bir gerginliğe sokmuştu. Bu yolsuzluklar bütçe açığını 200 milyar cüneyh yani yaklaşık 30 milyar dolar'a ulaştırdı. Mısır halkının yüzde 40'ı açlık sınırının altında bulunuyor. Mısır'ın ekonomik altyapısı sağlıklı değildir. Mursi'nin Mısır'ın ekonomik sorunlarını çözme konusunda kısa ve uzun vadeli bir çözüm vizyonu vardır. Kısa vadeli çözüm vizyonuna göre Mursi öncelikle 30 milyar dolardan 13 milyar dolara kadar düşen merkez bankasındaki döviz rezervlerini tekrar eski haline getirmek, işsizlikle mücadele, eğitim harcamaları ve diğer adımları üzerine çalışacak. Bunun için Mursi dost ülkelerden Mısır'a kredi sağlanmasını bekliyor. Uzun vadeli çözüm vizyonu ise şöyledir: Süveyş Kanalı'nın gelirlerinin beş milyar dolardan 100 milyar dolara çıkarılması projesi. Bu çerçevede Süveyş'in iki yönlü gemi ulaşımına açılması, kanalın içinde lojistik merkezlerin kurulması, serbest ticaret ve sanayi bölgelerinin kurulması ön görülüyor. Ayrıca uzun vadeli vizyon çerçevesinde Sina'ya ve Mısır'ın Batı Sahra bölgesine vatandaşlarının yerleştirilmesi ziraata elverişli toprakların ıslah edilmesi, ayrıca Port Said bölgesinde fakirlikle mücadele çerçevesinde projelerin hayata geçirilmesi projeleri de mevcuttur. Böylece Mursi, 10 yıl içinde Mısır'ın hatırı sayılır bir ekonomik güç haline gelmesini hedefliyor.

 

İhvan, hakkın ve halkın hizmetindedir

İhvan hareketinin parti dışında yürüttüğü İslami faaliyetler nelerdir, anlatır mısınız?

 

İhvan, İslami bir harekettir. Vatandaşlarla her yönüyle ilgileniyor. İnsanları camiye çağırıyor. Caminin iç işleriyle ilgileniyor. Bununla beraber cami dışında halkla ilgileniyorlar. Fakir İnsanlara yardıma koşuyor. Onların hastalık sorunlarıyla ilgilenip tıbbi ilaç yardımı yapıyor. Yine insanlara ticari yardımda bulunuyor. İhvan, aynı zamanda spor yapan bir cemaattir. Maçlar düzenliyor. Yine insanlara Kur'an-ı Kerim öğretiyor, İslami davette bulunuyor.

 

İhvan, Hz Muhammed'in (sav) metodu üzere yürüyor

Bu son kısmı biraz açar mısınız?

 

Davet işlerini "davetçi" grubu yapıyor. Bunlar insanların kültürlü olmasının üzerinde duruyorlar. Bunlar camilerde Kur'an-ı Kerim oturumları düzenliyor, camilerdeki derslerle ilgileniyorlar ve düzenliyorlar. Caminin zekât derneklerine sahip çıkıyor ve zekât mallarını fakirlere dağıtıyorlar. Yine fakirlerin listesi çıkartılıp onlara aylık yardımlar yapılıyor. Çocukların eğitimi için ailelere yardımlarda bulunuluyor. Yetimlere sahip çıkılıyor.

 

Bizde siyasetle ilgilenen bir grup da vardır. Bunlar da siyasi işlerle ilgileniyorlar. Yine bizde terbiye ile ilgilenen bir grup vardır. Bunlar da belli bazı maddi ve manevi terbiye üzerinde duruyor. İnsanları yüksek düzeyde ahlaki bir seviyeye getirmek için çalışıyorlar.

 

İş bakımından çalışmalar yani doktorlar, mühendisler, çiftçi ve diğer işlerde çalışanlara yönelik çalışmalar var. Bunları bir araya toplayarak onların hem kendilerine hem de topluma faydalı olabilmeleri için uğraş veriyoruz. İhvan'ın çalışmaları çok yönlüdür. Bu çalışmaların hepsi Hz Muhammed'in (SAV) kurduğu gibi, İslami bir devletin kurulması ve onun metodu üzerinde gidebilmek içindir.

 

Vahdete giden yol…

İslam dünyasının birçok bölgesi ya işgal altında ya da işgalin yıkımıyla uğraşıyor. Tüm bunlar İslam ümmetinin vahdetten uzak kalmasının sonucudur. Özellikle Suriye meselesinin acı bir şekilde devam etmesi, ümmetin birlikte hareket etmemesinden kaynaklanıyor. Bu minvalde geçtiğimiz günlerde bir açıklaması yayınlanan Hizbullah Cemaati Lideri Edip Gümüş, İslam dünyasına yönelik önemli bir çağrıda bulunmuştu. Siz, İhvan Hareketi'nin önemli bir ismi olarak vahdete ve yapılan çağrıya yönelik neler söylemek istersiniz?

 

İhvan'ın menheci ilk olarak fertlerin terbiyesine yöneliktir. Ondan sonra ailenin terbiyesi, sonra İslam toplumu, ardından Müslüman memleketini yabancı kral ve başkanlıklardan veya onların güdümünde çalışanlardan kurtarmaktır. Peki, vatanımızı yabancı krallardan nasıl kurtaracağız? İnsanların ihtiyaçlarını gidereceğiz. Müslüman tacirlerin olması gerekir. Müslüman gazetecilerimiz olacak. Bizde sanatkâr Müslümanlar olacak. Yani Müslümanların yaptıkları işlerle insanların ihtiyaçlarını, toplumun ihtiyaçlarını ve devletin ihtiyaçlarını hepsini beraber karşılayarak kendini yönetmesi gerekir. Eğer bir devlet kendi sorumluluklarını yerine getirebiliyorsa ve bu sorumlukları batıya dayanarak değil sadece kendisi yerine getirebiliyorsa bu, güzel ve çok olumlu bir durumdur. Tamamen de batıyı terk etmesini istemiyoruz. Ancak batıya dayanarak kendini tamamen onların kontrolü altına koymaması gerekir. Batıyla maslahat icabı çalışabilir ama dengi dengine olması gerekir. Devletse devletçe, fertse fertçe diyaloglar olması gerekir

 

Yine İslami gereksinimlerini yerine getirmesi gerekir. Resulullah (SAV) nasıl bir yol çizmişse o da kendine ona göre bir yol çizer. Batının istediğini değil kendi yolunu kendisi belirlemeli ve İslami hudutlar çerçevesinde çizmesi gerekir. Yine kavmiyetçilikten, şahsi heva ve heveslerden de kaçınması gerekir. Ve "Lailahe illallah Muhammedun Resulullah" sancağı altında toplanması gerekir. Peygamberimiz ve sahabelerinin yolu üzerinden geçilmesi gerekir.

 

Diyarbakır muhteşemdi…

Diyarbakır'da düzenlenen Peygamber efendimizi anma etkinliğine katıldınız. Neler gördünüz, nelerle karşılaştınız? Duygu ve düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

 

Ben, Diyarbakır'da platformda oturuyordum ancak benim ruhum ve gözlerim meydanda olan insanlarla beraberdi. Meydanda ihtiyar bir adam gördüm, sırtı yamulmuştu. Bembeyaz sakalı vardı. Programın başından beri gelmiş ayakta duruyordu. Sevinç içinde durmadan "Allahumme salli ala Muhammed", "Allah-u Ekber, Muhammed Rehber" diye haykırıyordu. Bu gerçekten çok güzel ve mükemmel bir duygudur. İnsanı harekete geçiriyor. İnsan kendi kendine diyor ki: Eğer bu insanlardaki duygu güzel bir şekilde İslam için değerlendirilirse dünyada hiçbir şey Müslümanların önünde duramaz.

 

Eğer sizler bu duyguyu İslam'ın hizmetinde kullanabilirseniz. Peygambere (SAV) olan sevgi gibi, yine İslam ve Müslümanları sevdiği gibi İslam ve Müslüman düşmanlarından da nefret etmesi gerekir. Yani bugün Peygamber Sevdalısı olarak meydana gidenlerin yarın da Nevroz için aynı meydana gitmemesi gerekiyor. Yani İslam'ın, Newroz'u ve buna benzer etkinlikleri yasakladığını bu insanlara kavratmak gerekir. Müslüman gençlerin vatanlarını, dinlerini ve insanlarını sevip onların öncüleri olması gerekiyor. (Mehmet Özcan - İLKHA)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.