Mısır'da darbeden sonra tutuklanan kadınlar cezaevlerinde sürekli istismar ve tacizlere maruz kalıyor. Gözaltı sürecinde bile adi suçlardan hükümlü mahkumların koğuşuna konulan kadınlar, hem mahkumların hem de cezaevi yönetiminin istismarıyla karşı karşıya kalıyor.

Al Monitor'da yer alan bir haberde ise Mısır'da cezaevlerinde kalan kadınlara yönelik tacizlerle ilgili ilginç bilgilere yer veriliyor. Ülkedeki 10 insan hakları kuruluşunun 23 Haziran'da yaptığı suç duyurusu neticesinde Mısır Başsavcılığı konuyla ilgili bir soruşturma başlattı.

Soruşturma, Nedim İnsan Hakları Merkezi'nin kadın tutuklu ve mahkumlarla konuşarak hazırladığı rapor neticesinde başlatıldı. Raporda mahkumların ağzından taciz vakalarına yer veriliyor. 30 Mart'ta Ezher'de bir gösteriden sonra gözxaltına alınan ve yaklaşık üç ay tutuklu kalan 19 yaşındaki Darine Mutawia isimli kadın, üç ay boyunca tutuklu kaldığı cezaevinde çok defa cinsel taciz ve istismara maruz kaldığını belirtiyor.

Gözaltı sürecinde bile adi suçlardan hüküm giyenlerle aynı koğuşa konulduğunu belirten Mutawia, diğer mahkumlar ve gardiyanların kötü muamelesine maruz kaldığını ifade ediyor. Diğer tutukluların kendisine saldırdığını ve yaraladığını belirten Mutawia, cezaevi yönetimine durumu bildirdiği halde sadece koğuşunu ayırdıklarını, işkence ve dayağı dikkate almadıklarını ve doktor muayanesine izin vermediklerini belirtiyor. Mutawia, "Böcekelrle dolu bir banyoda beni dört gün kilitlediler. Her tarafım yara oldu" diyor.

İsminin açıklanmasını istemeyen bir başka kurbanın kardeşi ise ablasının cezaevinde işkenceye maruz kaldığını fakat bu konuda konuşmak istemediğini söyledi. Ailesinin de cezaevine yaptığı şikayet üzerine tehdit edildiğini belirtti ve daha fazla konuşmak istemediğini kaydetti.

Bu arada darbeden sonra tutuklanan çok sayıda kadın ise istismarlardan korunmak için tutuksuz yargılama talebinde bulundu. Bu talepleri kabul edilmeyince de açlık grevine başladı.

Mısır İçişleri Bakanlığı sözcüsü Tümgeneral Hani Abdüllatif ise cezaevlerinde herhangi bir istismarın söz konusu olamayacağını iddia etti ve konuşmayı reddetti. İddiaların tamamen yanlış olduğunu savunan Abdullatif, insan hakları kuruluşlarının her zaman cezaevlerine rahatlıkla girip çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Açlık grevi yapan tutuklu olmadığını da öne süren Abdullatif, Müslüman Kardeşler'in tutuklu kadınların sorunlarından menfaat temin etmeye çalıştığını iddia etti.