Hicran ASLAN
Moda
‘Moda' latince ‘Modo' kelimesinden gelir ve ‘şimdi, derhal' anlamı taşır, İtalyanca'da ise; farklılık, özentiyle toplum yaşamına giren seçici yenilik, anlamına gelir. Modaya ayak uydurma günümüzde zorunlu ihtiyaçlarımız(!) arasına girdi. 7'den 70'e herkes bir şeyleri taklit ya da bir şeylerden geri kalmamak için canla başla çalışıyor. Kadınlarımız komşunun aldığı yeni perdeleri, kızlarımız arkadaşlarının yeni aldığı moda'dan 100 tl'lik eşarplarını kıskanır hale geldi.
Binbir zorluk ile kurulan yuvalar abuk sabuk eşya mal-mülk hırsı yüzünden yıkılmaya başladı. Maalesef yazımızın başında belirttiğimiz ‘şimdi, hemen' anlamına gelen moda toplumu öyle bir yozlaştırdı ki ayak uydurmayan neredeyse kimse kalmadı. Bir zamanlar yasak olan başörtü bugün herkesin dikkatini cezbeder oldu. Tesettür asıl manasından uzaklaştırıldı, o kadar ileri gidildi ki tesettür moda dergileri dahi çıkmaya başladı. Çünkü asıl tesettürle bir alakaları yok, İslâm'a zarardan başka amaçları yok.
İslâm ümmetinin, özellikle İslâmî şuura sahip genç kardeşlerimizin, başka ülkelerin bize dayattığı sapık ideolojilere ve İslâm'dan uzaklaştırmak için kurulan tuzakların bir basamağı olan modaya ihtiyacı yoktur. Müslümanlar batının yaşam şeklini taklit edemez, çünkü batının İslâmî bir kaygısı olmamıştır.
Allahu Teala ayeti kerimede ‘dış kıyafetlerine dikkat etsinler' derken bugünkü sözde tesettür şekillerini kastetmemiştir. Modada bu ayetin aksine, dışarı çıkarken tuzağa davet vardır. Bu hususu Üstâd Bediuzzaman ne güzel dillendirmiş;
Ey bu vatan gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız! Âyâ, Avrupa'nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adavetten sonra, hangi akıl ile onların sefahet ve bâtıl efkârlarına ittiba edip emniyet ediyorsunuz? Yok! Yok! Sefîhane taklid edenler, ittiba değil, belki şuursuz olarak onların safına iltihak edip kendi kendinizi ve kardeşlerinizi idam ediyorsunuz. Âgâh olunuz ki, Siz ahlâksızcasına ittiba ettikçe, hamiyet dâvâsında yalancılık ediyorsunuz!.. Çünki şu surette ittibaınız, milliyetinize karşı bir istihfaftır ve millete bir istihzâdır!.. (17 lem'a 5. Nota)
Ebu Hanife'nin dediği gibi ‘helallerin kapısını kapatırsanız haramlara kapı açarsanız...' Tesettürümüze, yaşantımıza her alanda dikkat edelim, çocuklarımızı moda denen geçici özenti gölgesinden kurtaralım. Sadece başı kapatmak, görevimizi yerini getirmiş olmaya yetmiyor. Modanın gölgesi altında bilmem kaç TL'lik parayla alınan başörtüler, giyilen daracık pardesüler maalesef bizi gerçek manada tesettürlü yapmıyor, gençlik resmen tabiri caizse moda manyağı haline getirildi, önüne ne sürülürse onu giyip taklit ediyor. Son zamanlarda çıkan dikişsiz, kolsuz bir kıyafeti, bir kardeşim çobanların giydiği kepeneğe benzetmişti. Acaba o çoban kıyafetini daha önce getirip gençlere verseydik ‘giyin' diye acaba tepkileri ne olurdu? Şimdi o moda oldu ve her alanda giyenlere rastlamak da mümkün artık. Ne gülünç bir durum...(Amacım çobanlığa ya da giydiklerine dil uzatmak değildir.) dikkat edelim zira yayılan birçok fena iş, müslümanların başına gelen birçok felaket dikkat edilmediği için geldi. Kötülükler aşılana aşılana, insanların zihinlerine empoze edile edile yayıldı.
Her önümüze geleni robotmuşuz gibi ‘herkes yapıyor, ben de yapayım' ya da ‘herkeste var ben de alayım' zihniyetiyle yaklaşmayalım. Moda haşa yaratıcımızın bir emri değildir. Olmasa da olur hatta olmasa daha çok huzur, sevgi, güven ve muhabbet olur.
Kısacası moda, insanoğlunun kendi heva ve heveslerinin kurbanı olduğunu gösteren bir illettir.
Rabbim bizlere hakkı hak, batılı batıl olarak görebilmeyi nasip etsin. Selam ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.