Mısır'da askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve 130 kişinin yargılandığı "hapishaneler baskını" davasının görülmesine devam edildi. 

Mursi, başkent Kahire'deki Polis Akademisi'nde yapılan duruşmada, "Benim tavrımda bir değişiklik yok ancak bazen, özellikle de benimle ilgili meselelere açıklık getirmenin görevim olduğunu düşünüyorum" dedi.

Hakimin, "Şu anda mahkemedeyiz ve sen de sanık sıfatıyla burada bulunuyorsun, senin için adaleti ikame etmeye çalışıyoruz" demesi üzerine Mursi, hakim Şaban eş-Şami'ye, "Ben mahkeme heyetine değil yargılamaya karşıyım, sanıkları müdafaa edecek olan en iyi kişi de sensin" ifadesini kullandı.

25 Ocak devrimi sürecinde bulunduğu Vadi'n Natrun Hapishanesi'nden kaçtığı yönündeki suçlamaları, "Hapishaneden kaçmadım, üstelik yetkililere de ulaşmaya çalıştım ancak kimseden cevap alamadım" şeklinde reddeden Mursi, şunları kaydetti:

"Müslüman Kardeşler Teşkilatından (İhvan) 33 kişiyle 29 Ocak 2011'de Vadi'n Natrun Hapishanesi'ne götürüldüm. Hapishane yönetimi bizi 3 farklı bölüme dağıttı. Sonra, insanların hapishane kapısını çaldığını ve 'İçeride İhvan'dan başka kimse kalmadı, dışarı çıkmazsanız öleceksiniz' diye bağırdığını duyduk. Kapıyı açanlardan biri bana bir telefon verdi ve 5 dakika sonra telefon çalmaya başladı. El-Cezire televizyonundan aranıyordum. Ben de bunu fırsat bildim ve yakınlarımızı teskin etmek adına olayı tafsilatlıca anlattım."

Mursi daha sonra, dönemin içişleri bakanının Vadi'n Natrun Hapishanesi'ndeki 34 İhvan yetkilisinin serbest bırakılmasına karar verdiği yönünde haberler yayımlandığını hatırlattı. Mursi ayrıca 2012'deki cumhurbaşkanlığı seçimine aday olduğu dönemde hakkında yapılan itirazın ise Yüksek Seçim Kurulu tarafından reddedildiğini dile getirdi.

Mahkeme duruşmayı, savunma heyetinin dinlenmesine devam edilmesi için 4 Şubat'a erteledi.

Mısır'da "Vadi'n-Natrun Hapishanesi Olayı" olarak da bilinen davada, 106'sı firari ve 25'i tutuklu 131 sanık, 25 Ocak 2011'de Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in devrilmesiyle sonuçlanan halk ayaklanmasında, "11 hapishane ve karakola saldırarak, 3 subayı kaçırmak" suçlamalarıyla yargılanıyor.