Abdullah KAVAN
Muhammedi âşıklar haydin Diyarbakır’a
Varsın birileri bu sevdadan rahatsız olsun. Varsın birileri peygamber sevdalıları için belediye eliyle taşıma araçları vermesin. Varsın birileri Muhammedi sevdanın yükselişini hazmedemesin… Ancak bu kutlu kervan yola çıkmış ve Allah'ın izniyle hiç kimse peygamber sevdalılarının önüne geçemez.
Şimdiye kadar Diyarbakır çok değişik kalabalıklar ve etkinlikler gördü. Fakat son yıllarda bu aziz şehrimiz Muhammedi sevdaya sahiplik ettiğini görüyoruz. Muhammedi kalabalığın sokaklara ve meydanlara taştığını görüyoruz. Kalplerde olan salâvatlar artık meydanlarda “arşı-alaya” yükselmektedir. Birileri ısrarla bu Muhammedi kalabalıkları görmek istemeseler de mızrak çuvala sığmaz oldu… Aslında bunun birçok nedeni olmakla beraber özellikle bu şehirde meftun olan ashap, evliya ve asfiyanın ruhlarının bereketi olsa gerek. Fakat bunun yanında meydanlardaki Peygamber Sevdalılarının azmi ve Muhammedi aşkların filizlendiğini söyleyebiliriz. Bütün engel ve baskılara rağmen meydanlarda olmak; iman, aşk ve muhabbet ister. Kendi duruşlarıyla Peygamber Sevdalıları bunu göstermiştir.
Tarihte olduğu gibi Muhammedi davaya sahiplik edenleri, Allah’u Teâlâ her daim yükseltmiştir. Ona düşmanlık edenler de kaybetmiştir. Tarihteki Ebu Cehil’ler, Ebu Lehep’ler, Utbe’ler ve Şeybe’ler kaybettiği gibi bugünküler de kaybetmeye mahkûmdurlar. Ona sahiplik eden Muhacir’ler ve Ensar kazandığı gibi bugünküler de kazanacaktır. Onun davasını yükseltenler, kendileri de hem dünyada hem de ahrette yükselmişler. Bugün onun davasına “ensar” olanları Kutlu Doğum Etkinliğinde görüleceği şüphesizdir. O manevi iklimi gören herkes; bir kez daha onu solumak için yollara düşeceklerdir.
Bugünkü zulümler karşısında “adalet Peygamberi” olan Hz Muhammed (sav)`in çizgisine sarılmak, Onu meydanlara taşımak her Müslüman’ın ana görevidir. Onun sevgisini kalplere nakşetmek, adını yükseltmek için gayret sarf etmek her Müslüman’a farzdır. Bunun bir parçası olan “Mevlit Etkinliklerini” çoğaltmak, kalabalıklar oluşturmak için çaba göstermek hepimizin görevidir. 28 Nisan Pazar günü (yarın) bir kez daha bu iklim için Diyarbakır’da olmaya gayret etmeliyiz. Muhammedi mesajı ve Müslümanların birliğini, beraberliğini göstermeliyiz. Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Zaza’sıyla ve bütün etnik unsurlarıyla Muhammedi şemsiye altında bir olmanın tam zamanıdır.
Bütün insanlığın Muhammedi adalete ihtiyaç duyduğu bu zaman diliminde İslam âlemini aynı şemsiye altında toplayacak ruha ihtiyaç vardır. Tarihte olduğu gibi bugün de bu nurun semerelerini bu coğrafyada görüyoruz. Bu nura sahiplik eden “Peygamber Sevdalıları” birçok dengeyi değiştirmiştir. Buna sahiplik edenler ise aziz olacaklardır. Çünkü tarihte olduğu gibi, Muhammedi davaya sahiplik edenlere Allah'u Teâlâ da sahiplik etmiştir. Peygamber Sevdalıları da bu sevdayla aziz olmuşlardır. Bunun için diyoruz ki; aziz olmak isteyenler ve bu kokuyu solumak isteyenler haydin kutlu doğum etkinliğine, haydin Diyarbekire…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.