Meryem BAŞAK
Müslüman kadının mücadelesi
Toplumumuzun sessiz ancak güçlü dayanağıdır o. Büyük zorlukların ve ağır yükümlülüklerin talibi sıfatıyla her zaman vazifesini hakkıyla yerine getirmeye çalışmaktadır.
Dört duvar arasında eşi ve çocuklarıyla yıllar yılı paylaştığı hayatında yakınlarıyla hiçbir irtibatta bulunmadan uzunca süren hicret yıllarına tahammül etti. Kimi zaman hastalandı, doktora gitme imkanı bulunmadığından Allah’a havale edip acılarına katlandı. Kimi zaman evinde yiyecek bir parça ekmekten ya da dondurucu kış aylarında ısınmak için birkaç odundan mahrum kaldı. Ancak her zaman mücadelede eşinin yanında olduğunu azmiyle gösterdi. Gerek şartların zorlamasından gerekse de laik sistemin Müslüman kadını cezalandırmak için dayattığı tesettür yasağından dolayı okul okuma imkanı bulamadı. İslami bilgisini ailesinden ya da eşinden öğrendi.
İslami faaliyetlerinden dolayı eşi zindana atılınca yeni bir süreç başlıyordu. Hem anneliği ve hem de babalığı üstlenmek zorundaydı. Müslüman kadın olmanın bilinciyle onur ve izzetini korumaya çalıştı. Çocuklarının İslami bilinçten mahrum kalmaması için çabaladı. Yıllarca devam eden zorluklar ve yokluklarla yaşadı. Büyük çınarlar gibi sabır ve azametle yendi zorlukları. Çocuklarını İslami ahlak ve kültürle büyütüp kimsenin İslami mücadele nurunu söndüremeyeceğini gösterdi.
Bunca sıkıntı ve zorlukları yaşayıp bugüne adım atmış Müslüman kadını çok daha büyük sorumluluklar bekliyor. Toplum onların eliyle şekillendiğinden ve toplumun yarısını oluştururken, diğer bir yarısını da avuçlarında büyüttüklerinden daha fazla sorumluluk üstlenip toplumun İslami renk kazanmasında daha etkin roller üstlenebilirler.
Müslüman kadının en belirgin vazifesi annelik görevini yerine getirip çocuklarını İslami ahlak ve kültürle yetiştirmesidir. Ancak, bütün annelerin bu bilinçte olmaması ve toplumun büyük ölçüde bozulmasından dolayı diğer annelerin sorumluluklarının bilincine varmaları, İslami ruh ve bilinçle donanmalarını sağlama çabaları Müslüman kadının sorumluluğunu arttırmaktadır.
Müslüman kadının öncelikli vazifesi evini okul haline getirip en yakınlarından başlayarak kadın ve kızlarla birebir ilgilenip İslami bilinç eğitiminden geçirmesidir. Başkalarını etkilemenin en etkin yolu İslam’ı yaşayarak mesaj vermektir. Hayat İslam tarafından şekillenilirse sözden daha fazla muhatabı etkileyecektir. Söylenenlerin bizzat yaşandığına tanık olan muhatap karşılaştığı sözlerin arkasından gönüllüce gidecek.
İslami mücadelede öncülük yapmış ve bedeller ödemiş Müslüman kadınlar örnek alınsa ve hayata onlar gibi bakılsa İslami tebliğin bereketi daha fazla artacak.
Yaşadığımız ortam Müslüman kadına ne tür bir hizmeti zorunlu kılıyorsa, hangi açığı kapatması gerekiyorsa oraya yönelmeli. İnsanları İslam’a kazandırma ve toplumda İslami hayatı canlandırma vazifesini savaş cephesine benzetip, cephede herkesin farklı görevleri yerine getirdiği, başarının ancak bu şekilde sağlandığı bilinciyle hareket edip verilen görevler hakkıyla yerine getirildiği zaman toplumdaki İslamileşme çabaları daha etkin hal alacaktır.
Müslüman kadın başıboş ve cahili hayat yaşayan kadınlardan farklıdır. Vasıfları Kur’an ve hadiste zikredilirken, bunlara sahip Müslüman kadının toplumu şekillendirmede etkin olduğu kuşkusuzdur. Kur’an ve sünnet ışığında öncülük edecek ve İslami rengin toplumda belirginleşmesinde görev alacak Müslüman kadın numune halinde gelmede ve etkili olmada aşağıdaki vasıfları kendisinde toplamıştır:
Güzel ahlak üzeredir. Herkese karşı doğru sözlü ve dürüsttür. Hile yapmaz, aldatma ve ihanette bulunmaz. Yalancı şahitlik yapmaz. Nasihat eder. Hayırlara öncülük eder. Sözünde durur. Haya ve iffet sahibidir. Kendisini ilgilendirmeyen işlere karışmaz. İnsanların mahrem meselelerini araştırmaz. Gösterişten uzaktır. Her durumda adaleti gözetir. Zulmetmez. İnsanlara karşı insaflıdır. Başkalarının başına gelen kötülüğe sevinmez. Kötü zanda bulunmaz. Gıybet ve koğuculuk yapmaz. Çirkin söz söylemez. Kimseyle alay etmez. İnsanlara karşı yumuşak ve merhametlidir. Zor durumdakilere yardımcı olur. Cömerttir. Yaptığı iyiliklerle başa kalkmaz. Kıskançlık yapmaz. Yapmacık söz ve davranışlardan kaçınır. Güler yüzlüdür. Büyüklük taslamaz, alçak gönüllüdür. Boş işlerle uğraşmaz. Hastaları ve zorda kalanları ziyaret eder. İnsanların dertleriyle yakından ilgilenir. Başkalarını kendine tercih eder. Yapılan iyiliğe değer verir ve teşekkür eder.
Örf ve adetlerinde İslami ölçüyü esas alır. Büyüklere ve faziletli insanlara saygı gösterir. Kadınlara uygun olan işleri tercih eder. Erkeklere benzemeye çalışmaz. Hakk’a çağırır. Davetinde nazik ve hikmet sahibidir. Saliha kadınlarla bir arada bulunur. İslami hayatın yaygınlaşıp topluma yerleşmesi için gece gündüz çalışır. İslami mücadelede kendisine verilen görevi hakkıyla yerine getirmek için çabalar. İslam’ı bütün yönleriyle yaşamak için gayret eder. Bu alanda hiçbir kınayıcının kınamasından çekinmez.
Bu özellikleri taşıyan Müslüman kadın, büyük bir azim ve gayretle İslami mücadele saflarındaki vazifesini icra ederse ve kendisine ayrılan yeri doldurursa toplumun dönüşümünde ve İslami şekil almasında büyük rol üstlenecektir. İhlas ve samimiyeti öne alan camiamızın Müslüman kadınının büyük bir gayretle vazifesini icra edeceğine şüphe yoktur. Çünkü zaman bu büyük misyonu üstlenmesini zorunlu kılmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.