Meryem BAŞAK
Müslümanlara dayatılan savaş
Batı dünyası İslami tebliğin başladığı günden bu güne İslam’a her zaman düşmanlıkla karşılık verdi. Uzun yıllar süren Haçlı Savaşlarının temel amacı İslam’ı yeryüzünden silmekti. Ancak Batı, kursağında kalan bu hedefini hiçbir zaman gerçekleştirmeye muvaffak olamadı.
Ortaçağdan sonra yeni buluşlara ve teknolojik gelişmelere ön ayak olup birçok alanda ilerleme kaydeden Batının ilk işi ezeli rakip kabul ettiği Müslümanlardan intikam almaktı. İslam dünyasını yoğun bir işgale tabi tutarken, Müslümanları direnişten ve İslami bilinçten uzaklaştırmak için giriştiği çabalarında başarılar elde etti. Hayat kaynakları olan Kur’an’la Müslümanlar arasına mesafe koymayı başardı. Ancak uzun yıllar sonra Müslümanların gözü açıldı. Yeniden Kur’an’a yönelmeler başladı. Zalimlerden ve haklarını çiğneyen yöneticilerden hesap sormaya kalkıştılar. Başlarında Batı kılıklı tipleri ya da Batılı rejimleri görmek istemediklerini dillendirmeye başladılar.
İran’daki İslam inkılâbıyla birlikte Müslüman memleketlerini saran İslami uyanış dalgası Batının uykularını kaçırırken, yeni coğrafyaların özgürleşmesi korkusu Batı başkentlerinde rahatsızlıklara yol açıyordu. Müslüman halkları İslami bilinçten uzaklaştırmak ve tehlikeli rakip olarak ortaya çıkmalarını önlemek için üniversiteler, araştırma merkezleri, güvenlik ve istihbarat birimleri ve ilgili diğer müesseseler harekete geçirilerek kalıcı çözümler üzerinde yoğunlaştılar. Sıcak savaşların Müslümanları güçlendireceği, oyun, aldatma ve nifakın tek geçerli silah olduğu; yumuşak savaşın Müslümanlara karşı mücadelede en etkili ve tahrip edici güce sahip olduğu sonucuna vardılar. Bunun için de ilk etapta Müslüman halkların ruhiyesini keşfetme ve zaaflarını öğrenme üzerine yoğunlaştılar.
Bütün acımasızlığıyla üzerimize silahları doğrultulan yumuşak savaş, öncelikle Müslüman halkın düşünsel ve inançsal temellerini hedefine almaktadır. Düşünce kalıplarını değiştirip farklılaştırarak, toplumda yeni inanış ve davranış modelleri oluşturmaya çalışıyorlar. Bu savaşla hedefe alınan Müslümanları yenilgiye uğramış, ümitlerini yitirmiş, ye’se düşmüş ve bütün idealleri yıkılmış şahsiyetlere dönüştürmek için ilgili bütün müesseseler faal olarak sahaya sürülmüştür.
Tedrici ve adım adım ilerleyen yumuşak savaşta, yalancı cazibeler, pireyi deve yapan yoğun propagandalar ve büyük şovlarla hedef kitlenin zihnini işgal üzerine yoğunlaşırlar. Zamanın geçmesiyle yumuşak savaşın hedefindekilerin bir kısmını isteyerek ya da istemeyerek bu savaşın asli unsurlarına dönüştürürler. Bu, hızla gelişen ve hareket kabiliyeti yüksek bir savaş olmadığından yavaş başlamakta ve tedrici olarak ilerlemektedir. Yavaş ve tedrici olmasından dolayı çokları bu savaş türünü teşhis etmekten yoksundurlar.
Yumuşak savaşın başarılı olması durumunda sonuçları kalıcı hale gelir ve neticeleri toplum hayatına yerleşmeye başlar. Hedef, düşünce ve itikadı değiştirme olduğundan, böyle bir musibete müptela olan toplumun değişim geçirmesi ve eski halini alması zor ve meşakkatlidir. Sıcak savaşla kaybedilen toprak parçasını kısa sürede geri alma imkânı vardır. Ya da düşmanın vurduğu maddi bir darbenin intikamını almak fazla da zor değildir. Ancak yumuşak savaş yoluyla toplumun kalbine çengel atan düşmanlar, Müslümanların düşünceleri üzerinde tasarruf sağlayıp inançlarını şekillendirmeyi başarırlarsa bunların izlerini kolaylıkla silmek mümkün değildir. Düşmanın kirlerini yok etmek için yoğun çabalara ve uzun zamana ihtiyaç vardır.
Düşünce ve akide yönünden güçsüz ve koruma refleksleri zayıf olan gençler en önemli çalışma alanıdır. Cezbederek ve gözlerini kamaştırarak olgunlaşmamış fikri dağarcıklarını kendi değerleriyle doldurup dininden ve kültüründen kopuk bir gençlik oluşturmak için çabalarlar. Bunun için de televizyon programları, özellikle de internet en fazla etkili oldukları ve muhatabı istenilen alanlara sevk etmeye aracılık yapan araçlardır.
Müslüman gençliği dönüştürme aracı olarak kullanılan internet kirli bir ortama dönüştürüldü. İnternet ortamında faaliyet yürüten çok sayıda site ve ahlak dışı programlar düşmanın yumuşak savaş silahlarından bazılarını oluşturmaktadır.
Daha çok ABD ve Siyonistlerin mühendislikleri ve yoğun yatırımlarıyla harekete geçirilen bu programlarda asıl amaç insanlığa tahakküm iken, daha çok gelecekleri için tehlike gördükleri Müslümanları bertaraf etmek için çabalamaktadırlar. Bu alanda binlere varan televizyon kanalıyla İslam karşıtı yayınlar sistematik bir şekilde devam etmektedir. Halkın bir kısmının doğrudan internetle ilişkisi olmadığından televizyona yatırım yapan bu güçler, farklı dillerle yaptıkları yayınlarla yumuşak savaş silahlarını evlerin içine çekmeyi başardılar.
İslam dünyasındaki zeki gençleri cezp edip hizmetlerinde kullanmak için göz kamaştıran burslarla Batıya yönlendirme bu savaşın bir parçasıdır. Üniversitelerin bulunduğu alanlarda gençliği cezp edici mekânların yoğun olduğu gözden kaçmaz. İngilizce, kültür ve sanatı geliştirme dernekleri gibi yerler doğrudan ya da dolaylı şekilde bu amaç doğrultusunda işletilmektedir.
Müslüman kızları eğitimden uzaklaştırmak ya da saflarına zorlamak için okullarda tesettürün yasaklanması, karma eğitim, kız-erkek arkadaşlığının teşvik edilmesi, okul çevrelerinde gençlerin uğrak yerleri olan eğlence yerleri, yumuşak savaşın gençler cephesindeki çabalarını göstermektedir. Türkiye gibi bir ülkede okul çevrelerinde her türlü melanete göz yumulurken, liselerde namaz kılan öğrenciler için bir odanın tahsis edilmesine bile rıza gösterilmemekte, dolaylı ya da dolaysız bu savaşın bir parçası olan güçler tarafından kıyametler kopardığı görülmektedir. Müslüman bir gencin mükellef olduğu namaz ibadetini icra etmesi büyük bir suç olarak nitelendirilmekte ve yerilmektedir. Çünkü her şeyi elinin tersiyle itip namaza yönelen gencin, yumuşak savaş kurbanı olmayacağını ve tuzaklarına düşmeyeceğini iyi bilmektedirler.
Arap dünyasında başlayan İslami uyanış hareketleri müstekbir güçleri yumuşak savaş alanında daha fazla yoğunlaştırmaya ve yeni tedbirlere yönlendirdi. İslami uyanışı mesirinden uzaklaştırmak için yoğun çaba harcarken, yumuşak savaşın yeni silahlarıyla İslami uyanışın seyrini değiştirmek için büyük uğraşılar verdikleri gözden kaçmamaktadır.
Doğruhaber Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.