Muş'ta öğrenciler Mustazaflar'ı andı

Muş'ta öğrenciler Mustazaflar'ı andı

Muş Alparslan Üniversitesi "İlim Ve Fikir Topluluğu" öğrenci grubu tarafından Üniversite konferans salonunda düzenlenen "Dünya Mazlum ve Mustazafları '' konulu programda gösterime sunulan Sine vizyon katılımcıları gözyaşlarına boğdu.

MUŞ - Alpaslan Üniversitesi'nde okuyan öğrencilerden oluşan "İlim Ve Fikir Topluluğu" tarafından, 'Dünya Mustazaflar Haftası' nedeniyle organize edilen program, Araştırmacı Yazar Mehmet Yavuz'un konuşmacı olarak katılımıyla, İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlendi.

 

Programda özelde Ortadoğu genelde ise bütün dünya Müslümanlarının yaşadığı bölünmüşlük ve bu bölünmüşlüğün sonucu olarak uğradıkları zulümlere vurgu yapıldı.

 

Ezgiler eşliğinde sunulan Sine vizyon gösterimi esnasında katılımcılar gözyaşlarına hakim olamadı.

 

Sine vizyon gösteriminden sonra bir açılış konuşması yapan ''İlim ve Fikir Topluluğu" Başkanı Abdullah Durmaz, Muş Alpaslan Üniversitesi'nde oluşturdukları topluluğun isim, misyon ve vizyonu hakkında katılımcılara bazı bilgiler verdi.

 

"İlim ve Fikir Topluluğu"nun amacını açıklayan Durmaz, ''Muş Alparslan Üniversitesi ''İlim ve Fikir Topluluğu'', ilmi, fiziki ve tarihi güncel ve insani değerlerin topluma kazandırılması, korunması ve yaygınlaştırılması konularını kendisine amaç edinmiştir. İlimin ve âlimin sustuğu yerde, söz cahilin ve cehaletin olacaktır. Gençlerin daha sağlam temelli düşüncelere sahip olması için, böyle bir topluluğun kurulması ihtiyacını hissettik ve bu amaç doğrultusunda topluluğumuzu kurduk" dedi.

 

Açılış konuşmasının ardından programa konuşmacı olarak katılan Araştırmacı Yazar Mehmet Yavuz, Tarihin mazlumların ve müstekbirlerin yaşadığı bir tarih olduğunu söyleyerek, ''Gerek semavi dinlerde, gerekse insanlığın ortak değerleri adına, bozulmaması gereken bazı değerler vardır. Bazı mazlumiyet anları vardır, bazı unutulmazlar vardır. Bunlardan belki de en önemlisi bir annenin çocuğunu emzirdiği andır. Düşünebiliyor musunuz, bir anne ki çocuğunu emzirdiği esnada katlediliyor. Siz bunu müstekbirlik ve mazlumiyet adına nasıl yorumlarsınız. İnsanlık tarihi, zalimin mazlumun ve müstekbirin tarihidir. Dün zalimin adı firavundu, Buhtunnasr'dı, Nemrut'tu, Kabil'di. Bugün ise Amerikalar, İsrailler, İngilizler vesaire. Tabii ki bunların karşısındakiler Habiller, Ashab-ı Uhdut'lar, Kerbela'lar ve mazlumiyeti bütün hücrelerinde yaşayan Ortadoğu'nun mazlum Müslümanlarıdır. Zalimler zulümlerini tarihler üstü bir anlayışla sürdüre gelmişlerdir. Aslında zalimi zalim eden bir şey vardır. Hükmetme, daha fazlasını alma, her şeyi kendisi için isteme arzusu ve bu anlamda nefsi emarelerine uyarak kendilerine zulmetmedir" ifadelerini kullandı.

 

Yavuz konuşmasının devamında, Avrupa'nın ve onun hamiliğini yaptığı İsrail'in, Ortadoğu'da yaptıkları zulüm ve akıttıkları kandan bahsederek, istatistiki araştırmalara göre Ortadoğu'da öldürülen insanların sayısını rakamsal olarak açıklayarak, yapılan zulmün boyutuna değindi.

 

Hüsnü Mübarek tarafından Gazze halkına uygulanan ambargoya da temas eden Yavuz, "Hüsnü Mübarek, Furkan Savaşı'nda Gazze'den Mısır'a geçişler ya da Refah'tan Gazze'ye geçişlerin engellenmesi adına demir parmaklıklarla o tünelleri kapatmıştı. Allah'ın dostlarını demirden kafesler içine koymuştu. Vakti zamanında Halid El-İslambuli'leri, Zeynep Gazali'leri, Abdulkadir, Udeh'leri, Üstat Hasan El-Benna'ları şehid ettiren zalimler için, Allah'ın vaat ettiği gün geldi ve çağdaş Firavun ibretlik bir şekilde demir parmaklıklar içinde Müslümanlara hesap verdi Elhamdülillah" dedi.

 

Müslümanların bu zulüm ve esaretten kurtulabilmeleri için birlik olmaları ve tek yerden yönetilmeleri gerektiğine vurgu yapan Yavuz, ''Seyyid Kutup şöyle diyordu, '' Ya Rab bana küçücükte olsa bir toprak parçası nasip et. Senin ahkâmınla hükmetmek istiyorum. İslam'ın mükemmelliklerini izhar etmek istiyorum''. Bizim algılarımızla oynandı. Neslimizi bozmaya çalışıyorlar. İşbaşına geçtiler, ekini ve nesli yok etmeye çalışıyorlar. Ekinimiz yok oldu, neslimizi yok etmeye çalışıyorlar. Eşit ağırlıklı mesajlar veriliyor. Algılarımızla oynanıyor. Peki, biz neden bu mazlumiyeti yaşıyoruz. Her seferinde Haçlılar Müslümanlara yenildi. Müslümanların ne kadar uygarca ve izzetlice bir yaşam sürdürdüğünü kendilerinin ise ne kadar izzetsizce ve barbarca bir yaşam sürdürdüklerini öğrendiler. Müslümanlar ile tanıştıktan sonra bunun farkına vardılar. Doğru düzgün bir tuvalet ve temizlik kültüründen yoksundular. Biz terbiye ve ahlakımızı İslam'dan almış bir toplumuz''diye konuştu.

 

Türkiye'deki mevcut sistemin İslam'ın ahkâmından yoksun olması nedeniyle yıllardır ülke insanlarının etnik ayrımcılıktan dolayı yaşadıkları zulme de değinen Yavuz, '' İslam'ın olduğu yerde hak, hürriyet ve adalet vardır. Osmanlı Kürtlerin yaşadıkları yere Kürdistan demiştir, Arapların yaşadıkları yere Arabistan demiştir. Türklerin yaşadığı yere Türkistan dediği için 600 yıl ayakta kalabilmiştir. İşte görüldüğü gibi İslam'ın girdiği yerde hak ve adalet de hâkim olur" şeklinde konuştu.

 

Seyit Rızanın idamı esnasındaki talebini hatırlatan Yavuz, "Laik sistemin bu coğrafyanın insanına reva gördüğü zulümleri hiçbir semavi din ve hiçbir vicdan kabul edemez" dedi.

 

Program katılımcıların Mehmet Yavuz'a yazılı olarak sordukları sorulara verilen cevapların ardından sona erdi. (M. Şirin Çağlayan - İnan Sur - İLKHA)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.