Mehmet Ali GÖNÜL
Myanmar'daki Müslümanlarin büyük planı'(!)
Bir salon toplantısı ve Budistleri Myanmar'daki Müslümanların üzerine saldırtan Budist keşiş Ashin Wirathu, kendisine uyanlara internet ortamında gezen bir videoda konuşuyor:
“Bir yılan nerede olursa olsun zehirlidir. Sadece bir tane var diye yılanı küçümseyemezsin. Nerede olursa olsun tehlikelidir. İşte Müslümanlar da böyledir. Bugünden başlayarak inancımızı korumak gerekiyor mu gerekmiyor mu?” (Toplantıda olan Budistler hep bir ağızdan “Evet, keşiş!” diye bağırıyor.)
Muhabir sözü alıyor: Youtube ve Facebook'ta Myanmar'ın dört bir tarafındaki köylerde (bu keşişin) binlerce takipçisi var. İslam karşıtı mesajını, 969 Hareketi olarak bilinen örgüt üzerinden yaymakta. Hükümet örgütü yasakladı; ama Wirathu buna karşı gelerek devam etmekte. Fakat ülkenin 50 yıllık askeri diktatörlükten kurtulmasıyla birlikte, Budizm'in daha karanlık bir formu ortaya çıkmaya başladı. Yüzlerce insanın toplandığı Kalaw tepesine geldim. Burada bulunma sebepleri, bazılarının Neo-Nazi keşiş olarak tanımladığı Ashin Wirathu'yu selamlamak. Fakat Budist öğretilerinden biri Müslümanlara karşı nefret ve hoşgörüsüzlük.
Wirathu, kendisinin ve destekçilerinin isyanları teşvik ettiğini redediyor. ‘Aslına bakılırsa bu, cinayet değildi. Budistler tehdit edilmişti ve sadece kontrolden çıkan bir nefs-i müdafa idi.'
(Muhabir soruyor.) “Budisler için (Müslümanlar) nasıl bir sorun oluşturuyorlar?” (Keşiş cevaplıyor:) “Bir İslam Devleti isteyecekler ve onların bir Müslüman ülke kuracaklarından endişeleniyorum. Diğer toplumlardan kız alarak baskı kuracak ve diğer toplumları yutacaklar.”(Muhabir devam ediyor): Her yerde sorun oluşturanların Müslümanlar olduğunu düşünüyor.
Aung Thein (Myanmar'daki mazlumların haklarını savunan Müslüman Avukat) saldıranların Wirathu'nun milliyetçi hitabetinden etkilendiğine inanıyor: “Din nefretine dair mesajlarını aylardır Meiktila'da dile getirmekteydi. Wirathu, buraya geldiğinde, faaliyetlerini organize ettiler. DVD ve kitaplar dağıttılar.”
Radikal milliyetçi Budist grup Ma Ba Tha'nın (Din ve Irkı Koruma Örgütü) etkin olduğu Myanmar'ın Meiktila bölgesinde Budist keşiş Ashin Wirathu liderliğindeki Müslümanlara karşı şiddet ve soykırım olayları 2013 yılının başında 100 Müslümanın ölümüne ve tahmini 12 bin Müslümanın da evlerini terk etmesine yol açmıştı.
Dikkat edilirse bu keşiş, Müslümanlar için bir niyet okuyuculuğu yapmakta ve “Bir islam Devleti isteyecekler…” diye gelecek zamanlı bir fiil kullanmakta. Bununla şunu da itiraf ediyor. Yani söylediğinin mefhum-u muhalifi: ‘Müslümanlar, bir İslam Devleti kurma istekleri yok; fakat ilerde isteyebilme durumları olabilir. Dolayısıyla Müslüman bir ülke kurmalarından da endişeleniyorum. Hatta öyle ki, kendileri dışındaki toplumlardan kız almalarını bile bizi içlerinde eritme ve baskı unsuru olarak görüyorum. Bundan dolayı da Müslümanların yok edilmesi gerekir.'
Bu keşiş, Müslümanlar hakkındaki bu niyet okuyuculuğuna dayalı düşünceleriyle Müslümanların kendilerine karşı “Büyük Plan”larının olduğunu söylüyor. Yani Müslümanlar, Myanmar'ı İslam Devleti yapacaklarmış. BBC bile bu meseleyi ironiye dökmüş ve şöyle demiş: “Wirathu, Müslümanların Birmanya'yı/Myanmar'ı İslam devletine dönüştürmek için bir "Büyük Plan"ı olduğunu düşünüyor. Söylediği doğruysa, bu oldukça uzun vadeli bir proje olmalı. Çünkü 60 milyonluk Birmanya'da nüfusun %90'ı Budist ve sadece %5'i Müslüman.”
Bu tesbitlere karşın 15 yıl boyunca askeri diktatörlüğe karşı verdiği mücadelede hapis yatan Myanmar'ın Devlet Başkanı Aung San Suu Kyi, Budist rahiplerin yaptığı katliamlar için "sahte" ifadesini kullanmış. Dünya barışına sağladığı katkılardan dolayı Nobel barış ödülünü almış olan bu kadın, Budistlerin Müslüman soykırımına bu ifadesiyle göz yumuyor. Hatta kendi makamından yapılan açıklamada “Arakanlı kadınlar yalan söylüyor, tecavüz yok” denilerek dünyanın gözü önünde yapılan mezalimler için “uydurma hikayeler, abartılıyor” söylemlerinden kaynaklı yalan propagandalarla dünya uyutulmaya çalışılıyor.
Demek ki savaş ve soykırım, sadece Arakan'da veya Bangladeş'e geçişte suda boğulmalarda olmuyor. TV, internet ve sosyal medyada tüm gücüyle sürüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.