Selahaddin YILDIRIM
Namazın sembolik bazı anlamları üzerine
Namaz, kul ile Allah arasındaki irtibatı sağlayan ve insanı Allah'a yaklaştıran bir ibadet, kötülüklerden koruyan bir disiplindir. Kur'an'da en çok zikredilen, müminin hayatında en çok yer kapsayan kutsi, nurani bir farizadır. Kul, namaz aracılığıyla günde beş defa ilahi dergâha iltica eder, her şeye gücü yeten Mevla'sından yardım ve hidayet ister; verdiği sayısız nimetler için O'na hamd edip bağışlanmasını talep eder. Mü'min, namaz ile Allah'a yol alır ve O'na yaklaşır. Kısacası namaz mü'min'in miracıdır.
Namaz İslâmî dünya görüşünün bir ifadesi olduğu kadar, İslâm'ın dünyayı nasıl düzenlemek istediğini de anlatır. Yani namaz, hem insanın rabbi ile ilişkisinin, hem de insanın içinde yaşadığı toplum ile kurduğu ilişkisinin çerçevesini çizen geniş kapsamlı bir ibadettir. Sanki namaz, varlığın ve amacının bir özetidir. Bunun için ‘Namaz dinin direğidir' buyrulmuştur.
Namazın şekilsel veya görsel boyutu ve bunların ne tür anlamları simgelediği üzerinde durulmuştur. Biz de bundan sonraki bir iki yazımızda bu konu üzerinde durmaya çalışacağız.
Namazı oluşturan rükûnlardan önce, namazın kılındığı beş vaktin taşıdığı anlamlar ile konumuza başlayacağız. Üstat Bediüzzaman Said Nursi'nin sözler kitabında değindiği bu konuyu bazı ilavelerle beraber izah etmeye çalışacağız.
Namaz vakitlerinin her birinin; insan, kâinat ve insanın yaratılış amacıyla ilgili taşıdığı anlamlar vardır. Sabah namazının vakti; sırasıyla yılın ilk mevsimi olan baharın ilk günlerini, insanın anne karnında hayat bulduğu ilk anları ve kâinatın ilk yaratılış evresini çağrıştırır. Yaradılışın bu ilk safhalarındaki güzellik ve harikuladelikleri tefekkür etmekle insan, hayatı bahşeden Mevla'ya şükür duygusuyla dolar.
Fecirle beraber güneşin doğumuna kadar olan vakit, iman ile küfrün mücadelesini de simgeler. Fecir vakti, küfrün dağılışını, güneşin doğması da imanın hakimiyetini anlatır. “De ki: Hakk geldi, bâtıl yok oldu; çünkü gerçekten bâtıl yok olmaya mahkûmdur.” (İsra:81)
Sabah saatleri, günün diğer vakitlerinden net ve hissedilir bir şekilde farklıdır. Yoğurdun üzerindeki kaymak ne ise, sabah vaktinin günün diğer vakitlerine göre değeri de o kadar fazladır. Vücudun ve ruhun dinlenmiş olarak güne başladığı bu ilk saatlerde yapılan çalışmalar çok daha verimli ve bereketlidir. Tüketilen gıda maddeleri sabah saatlerinde daha kolay enerjiye dönüştürülür. Doğumlar en çok bu saatlerde olur. Sebze ve meyvelerin büyümeleri de bu vakitte gerçekleşir.
Sabah vakti bütün canlılar için uyanma vaktidir. Uzun bir geceden sonraki uyanış aynı zamanda yeniden dirilişin de simgesidir. Bu vakitte duyulan değişik kuş sesleri, insan ruhuna ilaç gibi tesir eder. Sanki bütün alem namaza durmuş, Allah'ı zikretmektedir. Horoz ise sabah namazına kaldıran müezzinimizdir. Horozun müezzinliği hususu sadece akıl ile değil, rivayetle de sabittir:
Zeyd İbni Hâlid el-Cühenî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Horoza sövmeyiniz. Çünkü o namaz için uyandırır." (Ebû Dâvûd, Edeb 115.)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.