Nasrallah: Trump’ın kararı siyonist israil için sonun başlangıcı olacak
Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs'le ilgili şer kararını protesto eden halka hitap ederek,kararın işgalci siyonist israil için sonun başlangıcı olacağını belirtti.
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü işgalci siyonistlerin "başkenti" olarak tanıyan şer kararını protesto etmek için Beyrut’un güneyinde düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Trump’ın kararının siyonistler için sonun başlangıcı olacağını söyledi.
Nasrallah, Filistin halkının belalara karşı göğsünü siper ettiğine işaret ederek, Filistinlilerin bıçakla ve taşla Kudüs’ü, Müslümanların ve Hıristiyanların mukaddesatını savunduğunu söyledi.
"Filistin halkının yanında olmak onlara saygı duymak ve onları savunmak bizim görevimiz"
Filistinlilerin fedakârlığına değinen Nasrallah, "Filistin halkı göğsünü belalara siper etti. Filistin halkı Filistin’i fedakarca savunurken, onların yanında olmak, onlara saygı duymak ve onları savunmak da bizim görevimiz." dedi.
"Trump yalnız kaldı"
Trump’ın aldığı küstah kararla yalnızlaştığına dikkat çeken Nasrallah, "Trump, gurur ve kibirle Kudüs’ü israilin başkenti olarak tanıyınca tüm dünyanın, Avrupa’nın, Çin’in, Arap ve İslam dünyasının, Kanada’nın, Avustralya’nın kendi kuyruğuna takılacağını sanıyordu. Ama yalnız kaldığı ve bu konuda israilden başka hiç kimsenin yanında olmadığı görüldü." ifadelerini kullandı.
Nasrallah, Kum ve Necef’teki dini şahsiyetler, Ehlisünnet âlimleri, Hıristiyan din adamları ve Filistin halkını savunan bütün kesimlerin sergilediği yaklaşımı ise takdire layık olarak nitelendirdi.
Nasrallah, "Biz daha önce de söyledik: Amerika’nın IŞİD’i desteklemesinin hedefi, kamuoyuna Filistin meselesini unutturmaktı. Amerikan kararına yönelik tepki ve Filistin’e destek için yapılan tüm gösteriler ve yürüyüşler, sizin Dahiye’de yaptığınız bu gösteri, Arap ve İslam dünyasında ve diğer ülkelerin başkentlerinde yapılan tüm gösteriler düşmana verilmiş en güzel cevaptır. Bunların değeri bilinmelidir." ifadelerini kullandı.
"Bahreyn rejiminin israillilere destek için heyet göndermesi rejimin kepazeliklerinden biridir"
Trum’un şer kararından hemen iki sonra Bahreyn’den siyonist rejime destek için giden heyete de göndermede bulunan Nasrallah şöyle devam etti: "Onlar Bahreyn halkının temsilcileri değildir. Onların israillilere destek ziyareti, Bahreyn halkının talebi değildir. Bunlar zalim rejimin temsilcileri olarak uzlaşma mesajı vermek için gönderilmiş kişilerdir. Bahreyn halkı sokaklara çıktı ve Kudüs’le dayanışmasını ilan etti. Bahreyn polisi ise onlara ateş açtı. Filistin halkına destek verdiği için kendi halkını ezen Bahreyn rejiminin israillilere destek için heyet göndermesi rejimin kepazeliklerinden biridir."
"Halklarımızı yok etmeyi amaçlayan bir Amerika-siyonist projesi sözkonusu"
Filistin halkına da seslenen Nasrallah, "Eğer siz dayatmalara karşı çıkar, Kudüs’ün Filistin’in ebedi başkenti olduğunu vurgulamaya devam ederseniz, değil Trump, binlerce Trump da gelse onu sizden alamaz. Trump’ın kararını açıklamasından iki gün sonra siyonist rejim 14 bin konutluk yeni bir yerleşim merkezi yapmaya ve sokakların Arapça isimlerini değiştirmeye başladı. Trump’ın kararı 2011’den beri bölgede yaşanan gelişmelerden bağımsız değil. Biz Trump’ın bu kararını Filistin’deki ve bölgedeki diğer gelişmelerin bir uzantısı olarak görmeli ve bunu ani bir karar olarak değerlendirmemeliyiz. Biraz geri döndüğümüzde geçtiğimiz yıllarda bölgede neler olduğunu anlıyoruz. Ülkelerimizi, ordularımızı ve halklarımızı yok etmeyi amaçlayan bir Amerika-siyonist projesi söz konusuydu ve bazı bölge ülkeleri de bu projeye destek vermişti." diye belirtti.
"Yaptırımlarla siyonist rejim yalnızlaştırılmalı"
İşgalci siyonistler ile yapılması gereken bazı yaptırım ve ambargolara da değinen Nasrallah, "İlişkilerini kesmesi için hükümetlere baskı yapılmalı. Bu karara tepki olarak tüm çabaların siyonist rejimi yalnızlaştırmaya yönelik olması gerekir. Halkların, meclislerin, sivil toplum kuruluşlarının baskısıyla hükümetlerin siyonist rejimi yalnızlaştırması sağlanmalıdır. israil ile ilişkilerini kesmeleri, elçiliklerini kapatmaları ve her türlü uzlaşmanın önlenmesi için hükümetlere baskı yapılmalıdır. Siyonist israil ile her türlü ilişki kesilmeli, ilişkilerin normalleştirilmesi durdurulmalıdır. Filistin halkına da sesleniyorum: İlişkilerin normalleştirilmesi için sizin yanınıza gelen her heyeti kovun." ifadeleri ile konuşmasına devam etti.
"Hiç değilse İsrail’le ilişkileri taktik gereği kesin"
"Filistin Özerk Yönetimi, Arap Birliği, İslam İşbirliği Örgütü ‘barış süreci’nin bittiğini ilan etmelidir. Bunu hiç değilse taktik gereği yapmalı ve Amerika bu kararını geri alıncaya kadar barış sürecine ve müzakerelere dönülmeyeceği söylenmelidir." çağrısında bulunan Nasrallah, , Trump’a verilmesi gereken en büyük cevabın işgal altındaki Filistin topraklarında üçüncü intifadanın başlatılması olduğunu söyleyerek, bütün Arap dünyasının ve Müslümanların Filistin’e destek vermesi gerektiğini vurguladı.
.Nasrallah, sözlerine şöyle devam etti: "Halkların Amerika’ya cevabı iki kelime olmalıdır: ‘Kahrolsun Amerika!’ Amerika, Filistin’de barışın destekçisi değil, israil terörizminin, işgalciliğin, Kudüs’ü yahudileştirilmenin, yıkımın ve fitnenin destekçisidir. Trump’ın bu kararı Amerika’dan Filistinliler lehine müdahale bekleyen ve hiçbir sonuç vermemesine rağmen müzakere adımları atan herkes için bu beklentinin ve bu adımların ne kadar anlamsız olduğunu gösteren açık bir kanıt oldu."
"Direnişe inan inan herkesten Kudüs’ü geri alabilmek için ortak bir tavır alınmalı"
Kudüs’ün Filistin’in ebedi başkenti olarak kalmaya devam edeceğini ve Kudüs’ün yalnız bırakmayacaklarına vurgu yapan Nasrallah, birlik çağrısı yaptı.
Direnişin zaferlerine de işaret eden Nasrallah, "Direniş Eksenine güvenin, Direniş Ekseni her meydandan zaferle çıktı; ümmeti yenilgiler döneminden zaferler dönemine taşıdı. Arap rejimlerinin diplomatik yenilgilerini, halkların zaferine dönüştürmeliyiz. Bölgedeki tüm Direniş gruplarından, direnişe inanan herkesten Kudüs’ü geri alabilmek için ortak bir tavır almasını istiyorum. Tüm direniş grupları bir araya gelmeli, iletişim halinde olmalı ve bu kapsamlı mücadele için ortak bir stratejik plan oluşturmalıdır. Bu büyük mücadele için tüm rollerin dağıtıldığı kapsamlı ve pratik bir plan hazırlamalıyız. Biz Hizbullah olarak bu alandaki sorumluluğumuzu yerine getirmeye hazırız." İfadelerini kullandı.
Nasrallah son olarak şer kararının siyonist işgalci israil için sonun başlangıcı olacağına dikkat çekerek , "Müslümanlar ve Hıristiyanlar özgürce ibadet edinceye kadar Kudüs’ün yanında olacağız. Filistin halkı Kudüs için ‘milyonlarca şehit verir, yine Kudüs’e gideriz’ diyor. Amerika ve israil, ABD elçiliğinin Kudüs’e taşınmasının Kudüs için sonun başlangıcı olmasını istiyor ancak inşallah Trump’ın bu kararı israil için sonun başlangıcı olacak. Müslümanlar Mescid-i Aksa’da özgürce namaz kılıncaya, Hıristiyanlar Kıyamet Kilisesinde özgürce dua edinceye kadar Filistin’in yanında olacağız." diyerek konuşmasını bitirdi.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.