Nasrullah: Kesin Kararlılığınız Filistin’de neredeydi
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrullah başta Yemen olmak üzere bölgede yaşanan son gelişmeleri canlı yayında değerlendirerek önemli tespitlerde bulundu. Nasrullah, Arap rejimlerine seslenerek, " Filistinliler için ne kesin kararlılık fırtınası esti ne
Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, el-Menar ve el-Meydin televizyonları tarafından canlı yayımlanan konuşmasında İşgalci Amerikan destekli Suud rejiminin ve diğer Arap ülkelerinin Yemen'e yaptığı saldırıları değerlendirdi.
Konuşmasına Lübnan'daki gelişmelerle başlayan Hizbullah Genel Sekreteri Nasrullah, Lübnan’da siyasi boşluğa sebep olanları ve Lübnan'da kaos çıkartanların Suud rejimi olduğuna dikkat çektikten sonra sözü Yemen'e yapılan saldırılara getirdi.
Nasrullah, daha sonra Suud rejiminin, İşgalci Amerika'nın desteğiyle on ülkenin, “Kesin Kararlılık Fırtınası” adıyla Yemen'e yapılan saldırıyı hatırlattı.
"Filistin için kesin kararlılık fırtınası esmedi"
"Acaba ne oldu da Arapların ‘Kesin Kararlılık Fırtınası’, kahramanlığı, iradesi, heybeti ortaya çıktı?" diye soran Nasrullah, " Bizler onlarca yıldır Filistin’de ve Filistin civarındaki ülkelerde 1948’den bugüne kadar Siyonist rejimin varlığıyla acılara ve musibetlere uğradık; ama bizim için ne kesin kararlılık fırtınası esti ne de kesin kararlılık meltemi… Bunlardan bir Arap meltemi esmesi bizim için bir rüya oldu." Dedi.
"Kesin kararlılığınız Filistin’de neredeydi?"
Nasrullah daha sonra şu önemli noktaya dikkat çekti: "Eğer mesele birilerinin bunu sizden istemesi ise, Filistin halkı yıllardır yardım çığlığı atıyor. 1982’de Lübnan halkı size seslendi; ama umutsuzluk buldu. 2006’da ben 'Sizden hiçbir şey istemediğimi' söyledim. 'Yalnızca bizi rahat bırakın' dedim. Ama Filistin halkı hala size sesleniyor ve sizden yardım istiyor. Gazze’ye yönelik son 51 günlük savaşta evler bombalandı; kadınlar, çocuklar öldürüldü. Bunlar da Sünni Müslümanlardı ve siz Arap krallarından ve liderlerinden yardım istediler; ama hiçbir adım atmadınız. Bu kahramanlığınız, iradeniz, heybetiniz ve kesin kararlılığınız neredeydi?! Bu, üzerinde düşünülmesi gereken acı bir durumdur. Onlarca yıldır bizim bölgelerimiz savaş ve yıkımla boğuşurken Arabistan kılını bile kıpırdatmıyor ama bir anda kesin kararlılık fırtınasının eseceği tutuyor!"
"Eğer mesele Yemen halkını kurtarmaksa onlarca yıldır Filistin halkını niye kurtarmadınız?" diye soran Nasrullah, "Hatta onlara karşı komplolar kumpaslar kurdunuz. Onları çıkmazlara soktunuz, onları İsrail’e ve Amerika’ya sattınız. İkincisi eğer mesele iddia ettiğiniz gibi yasal hükümeti geri getirmekse peki neden ondan daha da önemli olan Filistin yurdunu ve Filistin’deki Müslümanların ilk kıblesi olan İslam dünyasının mukaddesatını geri getirmiyorsunuz?" Diyerek Suud ve Arap rejimlerinin ikiyüzlülüğüne dikkat çekti.
Yemen’i tehdit görürken İsrail’den neden tehdit hissetmiyorsunuz?
Nasrullah sorularına şöyle devam etti: "Üçüncüsü, Yemen’deki yeni durumun Körfez’in ve Suudi Arabistan’ın güvenliğini tehdit ettiğini söylüyorsunuz. Hangi yeni durum? Henüz meydana gelmeyen bir şeyden nasıl tehlike hissediyorsunuz? Sizin yurdunuzun, denizlerinizin, limanlarınızın yakınındaki dünyanın en güçlü ordularından birine sahip olan İsrail’den neden tehdit hissetmiyorsunuz? Ey Arap ve Müslüman halkları, bu gelişmeler İsrail’in bu ülkeler tarafından düşman sayılmadığının, onu hiçbir zaman düşman hatta tehdit bile saymadıklarının yeni bir kanıtıdır.Saldırının sebeplerine ve bahanelerine gelince… Öne sürdükleri bahaneler, şiddetli ve yıkıcı bir savaşa izin verecek şeyler midir? Onlar evleri ve altyapı tesislerini yıkıyorlar. Sıradan vatandaşları, kadınları ve çocukları öldürüyorlar."
Yemen saldırısının gerekçeleri
İşgalci Amerika öncülüğünde yapılan saldırıların ulemadan üç nedenden dolayı fetva istendiğini hatırlatan Nasrullah, "Onlara göre birinci sebep yasal bir cumhurbaşkanı vardı; istifa etmişti ama o istifayı geri aldı. İstifasını geri alması Körfez İşbirliği Örgütü’nün planına göre de kabul edilir bir şey değildi; ama hadi onu da bir tarafa bırakalım. Farz edelim ki hepsi doğru, bir yasal cumhurbaşkanı onlardan iktidara dönmek için yardım istedi. Peki bu Yemen’e saldırı için bir gerekçe olabilir mi?
Siz daha önce böyle bir şey yapmamıştınız. Tunus halkı Zeynelabidin Bin Ali’ye karşı ayaklandığında Bin Ali Arabistan’a kaçtı ve hala da Arabistan’ın himayesinde. Arabistan Yemen halkının devrimine karşı sert bir tavır takındı.
" Suud, Zeynelabidin Bin Ali'nin Tunus'a dönmesi için neden bir koalisyon kurmadı"
Arabistan o dönemde Bin Ali’nin Tunus’a dönmesini istediği halde neden bir koalisyon kurmadı ve Tunus’a karşı savaş başlatmadı?
Diğer bir örnek de Mısır’dır. Hepimiz biliyoruz ki Hüsnü Mübarek’i iktidardan düşüren Mısır devrimine karşı Suudi Arabistan’ın tutumu olumsuzdu.
" Yasal cumhurbaşkanını görevine döndürme yalan ve içi boş bir gerekçedir"
Arabistan hatta Amerika ile bile ağız kavgası yaptı; Washington’u kolaylaştırıcı bir işbirlikçilikle suçladı. Siz o zaman büyük gürültüler kopardınız; ama koalisyon kurup Mısır halkını cezalandırmadınız ve size göre yasal olan cumhurbaşkanını görevine döndürmediniz. Peki Yemen’de ne oldu?
Dolaysıyla yasal cumhurbaşkanını görevine döndürme yalan ve içi boş bir gerekçedir, saldırı için bir bahanedir.
Dünyada sık rastlanan bir şeydir: Tepkisel bir girişim olur, sorunun çözümü ve diyalog için arabuluculuklardan ve barışçı imkânlardan yararlanılır. Güç kullanımına en son gündeme gelir.
Arabistan’ın Yemen’e karşı bu hızlı adımı çok tuhaf. Dolayısıyla mesele cumhurbaşkanı ve hükümetin geri döndürülmesi meselesi değil.
"George Bush’un mezhebine göre savaş"
Nasrullah ikinci sebebi ise şöyle izah etti: " Yeni durum, -Yeni durumdan Ensarullah Hareketi’nin liderliğinde Yemen ordusu ve kabilelerin de eşlik ettiği devrimi kastediyorlar- onları tehdit ediyor. Diyorlar ki ‘yeni durum’ Suudi Arabistan’ın, Körfez’in ve Kızıldeniz’in güvenliğini tehdit ediyor.
Peki bu doğru mu? Araplar, Müslümanlar, aydınlar ve size fetva veren alimler için mahkemede kabul olabilecek bir deliliniz var mı? Bu bir savaştır! Savaşta kan dökülür, zan ve kanaat ile savaş çıkarılamaz. Allah’ın dini bunu hoş görmez. Bu, George Bush’un mezhebidir.
"Yemen'in askeri imkanları ortadayken Suud için bir tehdit mümkün mü?"
Nasrullah konuşmasının devamında, Yemen’in askeri imkanları belli olduğunu ve, Yemen ordusunun askeri ihtiyaçlarını Suudi Arabistan’dan karşıladığını herkesin bildiğini belirterek, "Peki bu gerçekler ortadayken Yemen’in Suudi Arabistan için bir tehdit olabileceğine inanmak mümkün mü?" diye sordu.
"Arabistan İsrail’e karşı ayağa kalksaydı ona asker olurduk"
Bu savaşı onaylayanların ona ortak olduğunu sözlerine ekleyen Nasrullah devanka, "Her Müslüman kıyamette bundan sorguya çekilecek.Suudi Arabistan İsrail’e karşı ayağa kalksaydı, ona asker olurduk. Ama bu savaş bir Arap ve Müslüman halka karşı yapılıyor. Biz bu savaşı destekleyemeyiz." İfadelerine yer verdi.
Nasrullah üçüncü seçeneği de şöyle dile getirdi: " İddia edilen en önemli sebep. Basit bir mantık bunun ne kadar boş olduğunu ispat eder. Diyorlar ki Yemen İran tarafından işgal edildi. Bu, bu savaşın en büyük delili sayılıyor. Arap ve bölge medyasında sürekli olarak bu vurgulanıyor.
Onlar İran’ın Yemen’e hakim olduğundan, İran’ın Yemen’e müdahalesinden söz ediyorlar. Yemen’in İran olduğunu iddia ediyorlar. Yemen Arap’tır ve onu geri almalıyız diyorlar.
Yemen’i Körfez İşbirliği Örgütü’ne almadılar
İlginç olan şu ki Yemen’i Körfez İşbirliği Örgütüne üye olarak almadılar; çünkü onu ikinci sınıf görüyorlar. Büyük bir medya saldırısıyla bu büyük yalanı söz konusu ediyorlar.
" Eğer İran’ın Yemen’de askeri üsleri varsa İran’ı bu ülkeyi işgal etmekle suçlayabiliriz"
Yemen’in İran tarafından işgal edildiğinin delili nedir? Diye soran Nasrullah, "İşgalin boyutları vardır ve en önemlisi de işgalci ordunun varlığıdır. Eğer İran’ın Yemen’de askeri üsleri varsa İran’ı bu ülkeyi işgal etmekle suçlayabiliriz.Yemen’de İran’ın askeri üsleri ve askerleri mi var? İran gerçekten Yemen’i işgal mi etti? Bu, büyük ve tartışmaya bile gerek olmayan açık bir yalandır. İşgal yok; ama bir hakimiyet ve nüfuz var diyebilirler. Bu bölge meselelerini anlamak için konuşulup tartışılabilecek bir meseledir." İfadeleri ile konuşmasına devam etti.
"Filistinlileri de yalnız bıraktınız,Filistin halkına para mı verdiniz"
Filistin konusunda da değinen Nasrullah, " Siz Arap yöneticileri, özellikle de Körfez bölgesinin yöneticileri, sizler Filistinlileri yalnız bıraktınız. Öldürmesi, yağmalaması ve mülteci haline getirmesi, yıkması, esir etmesi için Filistinlileri İsrail’e teslim ettiniz.Filistin’i, beyhude siyasi çözüm müzakereleriyle perişan etmesi için Amerika’ya emanet ettiniz. Siz Filistin halkı için ne yaptınız? Para mı verdiniz? Siz milyarlarca dolara sahipken Filistin neden yoksuluk ve zavallılık içinde.
"Siz Filistin halkını işgale, açlığa, yoksulluğa, mülteciliğe acı ve sıkıntıya terk ettiniz"
Filistin hala en son savaşın yıkıntılarını onaramadı. Kudüs’ün sakinleri neden göçe zorlanıyor? Neden? Siz paraya sahipsiniz. Sizden askeri güçler, savaş uçakları ‘Kesin Kararlılık Fırtınası’ istemedik. Avrupa ve Amerika’da harcadığınız paralardan birazını Filistin’e verseydiniz. Siz Filistin halkını işgale, açlığa, yoksulluğa, mülteciliğe acı ve sıkıntıya terk ettiniz." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.