Nisanur Dergisi Şubat 2015 Sayısı Çıktı
“Ailemizin dergisi” Nisanur'un Şubat 2015 sayısı çıktı. Derginin bu ay ki dosya konusu “Yeme ve İçmede İtidalli Davranmak” üzerine ele alınmış. 39. sayıda başyazısında; ‘ilim öğrenmenin önemi' üzerinde durularak “imkânı olan ve hatta imkânlarını zorlayabi
“Ailemizin dergisi” Nisanur'un Şubat 2015 sayısı çıktı. Derginin bu ay ki dosya konusu “Yeme ve İçmede İtidalli Davranmak” üzerine ele alınmış. Nisanur Dergisi 39. sayı başyazısında okurlara; ‘ilim öğrenmenin önemi' üzerinde durularak “imkânı olan ve hatta imkânlarını zorlayabilen herkesin ilim tahsil edilen bir mekâna talebe olarak devam etmesi” gerektiği vurgulanıyor. Dergi bu ay Âlimler ve Medreseler Birliği gönüllüsü ve Batman'da bulunan bayan medresenin sorumlu hocalarından Selma Altun ile röportaj gerçekleştirmiş.
Nisanur Dergisi editör yazısında; “Kıymetli okurlarımız! Bizler her işimizde rızayı ilahiyi baz aldık/almaya çalıştık; almaya da devam edeceğiz biiznillah. Rehberimiz daima Allah'ın Resulü Muhammed-ül Emin oldu, öyle de kalacak inşallah. Hal böyleyken günlük yaşamımızın vazgeçilmezi olan ve büyük bir kısmını kapsayan yeme-içme mevzuunda ne derece itidalli olduğumuz/olmamız gerektiği hususunu bu ay dosya konumuz olarak belirlemeyi elzem bulduk. Zira maddi ve manevi birçok hastalığın yolunun mideden geçtiği aşikâr” sözlerine yer verilmiş.
Derginin editör yazısında dosya konusuna ilişkin yapılan açıklamada ise; “Takdir edersiniz ki; yiyip içtiklerimizin helal, haram ya da şüpheli olduğu mevzusu ne derece mühim ise helalinden yiyip içme noktasında ne derece dengeli olduğumuz da bir o kadar önemli! Bir o kadar irdelenmeye, üzerinde düşünmeye ve dengeyi tutturmaya değer bir mevzu… Zira kişisel bir nokta gibi görünse de esasen toplumun birçok yarasının ana damarı hükmü taşımakta” sözlerine yer verilmiş.
Nisanur Dergisi Şubat 2015 sayısında derginin işlediği konuların özeti yine editör yazısında okurlar ile paylaşılmış. Editör yazısında derginin içeriğine dair; yapılan açıklamaya bakacak olursak; “Acaba hiç düşündük mü, Rabbimiz İslam'ın beş temel direğinin arasına orucu niçin yerleştirmiştir? Oruç farizasına niçin bu kadar önem vermiştir? Sorularına dikkat çekerek güzel bir açlık terbiyesinin kişiyi ibadete sevk ettiği, Allah'a yönlendirdiği ve yoksullara yardım konusunda biraz daha öne atılmasını sağladığını… Daha sabah kahvaltısındayken sonraki öğünlerde ne yenileceğini düşünen ve tüm vakitlerini yemeği hazırlamakla, artıklarını temizlemekle geçiren kişilerin başka şeyleri tefekkür etmelerinin pek mümkün olmayacağını… Azgın ve doyumsuz olan nefsi en çok azdıran şeyin yeme ve içme olduğunu… Midenin doyumsuz arzularının şeytanın bir vasıtasıdır ve insanoğlu için en büyük tehlike olduğunu... Çok yemenin bedene ağırlık, yorgunluk ve tembellik verdiğini… Her noktada kanaatkâr ve itidalli bireyler yetiştirmek isteyen bir annenin işe yemekten başlayabileceğini… Yemekler ve ikram edilen meyveler vasıtasıyla çocuğu küçük yaştan itibaren tefekküre, teşekküre ve şükre alıştırmanın ve küçük birkaç dokunuşla, hikmetli birkaç sözle hem midesini hem de ruhunu doyurmanın mümkün olabileceğini… En önemlisi de sürekli tok olan, midesi devamlı dolu olan bir kimsenin, kalbinde Rabbini görmesinin pek mümkün olamadığını belirtiyorlar” açıklamalarına yer verilmiş.
Nisanur her ayın ikinci haftasında yeni sayısı ile Türkiye ve Avrupa'da okurlarıyla buluşuyor. Dergiye www.nisanurdergisi.com web adresinden ya da [email protected] mail adresinden ulaşılabilir, gerek abonelik gerekse de herhangi bir konu için irtibat kurulabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.