"O bir beşer sultanıdır"
'82 il 82 Sahabe' programı için Van'a gelen Araştırmacı Yazar Muhammed Emin Yıldırım, Hz. Muhammed'in (s.a.v) Hatemen Nebiyyin ve beşer sultanı olduğunu söyledi.
VAN- Siyer Araştırmaları Merkezi, Diyanet-Sen ve Memur-Sen Van Şubesi tarafından düzenlenen ‘82 il 82 Sahabe’ projesinin Van programına konuşmacı olarak katılan Araştırmacı Yazar Muhammed Emin Yıldırım, Hz. Muhammed’in (s.a.v) Hatemen Nebiyyin olduğunu ifade etti.
Siyer Araştırma Merkezinin Kurucusu olan Araştırmacı Yazar Muhammed Emin Yıldırım, ‘82 il 82 Sahabe’ programının ardından İlke Haber Ajansı’na konuştu. Yıldırım, insanların Hz. Muhammed (s.a.v)’e iman edip O’na ümmet olmakla en büyük şerefi kazandığını belirtti.
İşte Araştırmacı Yazar Muhammed Emin Yıldırım’la yaptığımız söyleşiden öne çıkanlar:
Muhammed bin Abdullah kimdir?
Esselatü Vesselamiveselam Efendimizin elbette birçok tarifi var ama gen güzel tarifi o Allah’ın en güzel kulu ve en son gönderdiği elçidir. Hâtemen Nebiyyindir. Beşere beşer içerisinde gönderilmiş hayatın her alanında ve her anında bir rehberdir. Bu manada da gerçekten değer ve kıymeti Kur’an tarafından onlarca ayette buyrulmuş bir beşer sultanıdır. Biz O’na iman etmekle, O’na ümmet olmakla en büyük şerefi kazanmışızdır. İnşallah Allah bizi o şereften mahrum etmez.
Muhammed (s.a.v)’in misyonu nedir?
Esselatü Vesselamiveselam Efendimizi Kur’an bize anlatıyor aslında. Onun gönderiliş gayesi de bellidir. Onun görev ve sorumlulukları da bellidir. Yetki ve sınırları da bellidir. Efendimiz Esselatü Vesselamiveselam’ı insanlığa bir model olarak gönderiyor. Kur’an’ın ifadesiyle Ahzab Suresi’nin 21’nci ayetinde en güzel örnek, en güzel kâmil misal anlamındadır. O bize bilmediklerimizi öğreten talim görevinin sahibidir. O bize Kur’an-ı ileten tebliğ görevinin sahibidir. O bizi Allah’a davet eden en büyük tai, en büyük davetçidir. O bize Kur’an- açıklayan, Rabbimizin maksadını duyuran tebyin görevinin sahibidir. O bize bu manada hayatın her alanında en ideal model ve örnektir. Bu ayetler çerçevesinde efendimiz (s.a.v)’i anladığımız zaman Hâtemen Nebiyyin oluşunu daha iyi anlamış oluruz. Onunla bu iş kemale erdiği için, hiçbir şey eksik kalmadığı için, din kemale erip nimet tamamlandığı için, efendimizde bu manada bu işin son mührü olarak imzayı çakan isim olduğu için, bize bu manada aslında nasıl bir görev icra ettiğini, Allah’ın O’nu konumlandırdığı, konuşlandırdığı yeri neresi olduğunu her haliyle beyan etmektedir.
İslam âleminin içinde bulunduğu durum malumdur. Sizce İslam âleminin kurtuluşu için ne yapılmalıdır?
Kurtuluş belli. Tek bir kurtuluş yolumuz var onu da Efendimiz Esselatü Vesselamiveselam bize söyledi. Giderken dedi ki, size sarıldığınız müddetçe dalalete sapmayacağınız, asla yoldan çıkmayacağınız iki ağır emanet bırakıyorum. Onlar Allah’ın kitabı ve benim sünnetimdir dedi. Ümmet ne zaman bu iki değere sarıldıysa sahili selamete doğru yürüdüler ve o yaşadıkları zaman diliminin her zaman için en üstünde oldular. Dünyaya hâkim oldular. Dünyada hiçbir zaman onlara karışan, onlara mensup olanlara el uzatanlar olmadı. İffetleri çiğnenmedi. Irzlarına el sürülmedi. Her zaman için topluma, insanlığa saadet getirdiler. Neden Kur’an ve sünnete sarıldıkları için.
Ama ne zaman ki bur Kur’an ve Sünnetten yüz çevirdiler o zaman işte dalalete saparsınız dediği efendimiz (s.a.v)’in beyan buyurduğu ortam ortala çıktı. Öyleyse eğer bugün bir milyar 700 milyon İslam ailesi darmadağın bir haldeyse, yanı başımızda Suriye’de her geçen gün biraz daha yüreğimizi dağlayan hadiseler yaşanıyorsa, Mısır’da her geçen gün yüreğimizi dağlayan hadiselere şahit oluyorsak, yaşadığımız şu bölgede her geçen gün başka başka hadiseler duyuyor ve bunlar bizi sıkıntıya sokuyorsa bunlardan kurtulmanın tek bir yolu var oda Allah’ın kitabına ve Resulü’nün sünnetine sarılmaktır.
Nasıl sarılacağımızı da efendimiz tasvir ediyor zaten. Meseleyi bir yönüyle bu nazara vermektedir. Ellerinizle tutun değil, azı dişlerinizle kavrayıp, azı dişlerinizle tutar gibi Kur’an ve Sünnete sarılın diyor. Öyleyse eğer Müslümanlar olarak biz azı dişlerimizle, varlığımızla neyimiz varsa onunla sarılırsak İlahi Kelama ve onun hayattaki yansıması olan sünneti Resulullah (s.a.v)’e inşallah bu halden kurtuluruz ve o özlediğimiz, o özlemini, hayalini çektiğimiz günlere ereriz. Dolayısıyla tekbir kurtuluş yolumuz var oda Allah’ın kitabına ve Resulün sünnetine bir daha Ashab-i Kiram efendimizin hasbilinde sarılabilmektir.
Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ediyoruz.
Ben teşekkür ediyorum ve sizler aracılığınızla tüm Rehber TV izleyen kardeşlerime selamlarımı, hürmetlerimi sunuyorum. Dua ediyorum. Allah daha hayırlı hizmetlerde hepinizi, hepimizi istihdam eylesin. Memnun ve razı olacağı amelleri hayatlarımızda çoğaltsın. İnşallah bizi huzuruna anlı ak olarak almayı nasip eylesin. (Hacı Yılmaz-İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.