Sezgin ÖZBAY
O da zeval bulacak, peki ne öğretti
Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da O’nun pak Rasûlüne olsun.
Coronavirüsle ilgili yazılacak çok şey var. Biz hızlı bir girişle, koronavirüsün bize öğrettiklerini ve hatırlattıklarını sıralayacağız inşâallah:
Allah’ın mutlak hâkim olduğunu ve O’nun gücünün üstünde bir güç olmadığını bütün dünyaca hatırladık. Yoksa Müslümanlara şiddetli düşmanlık eden bazı ülkeler Müslümanlardan dua istemezdi. İspanya sokaklarında 500 yıl sonra ezan okunmasına izin vermezlerdi. İstisnalar olacak elbet. Hz. Nuh’un oğlu, dev dalgalar üstüne gelirken, inançsızlığın da zirvesini yaşıyor, Allah’a değil dağa sığınıyordu. Bilim ne derse o değil, Allah ne derse o olur. Allah, istediğini bilimle de duayla da vesilesiz de öldürür.
Korona bütün dünyaya yüce dinimizin, sadece ahiret değil dünya için de en güzel, en koruyucu, en temiz din olduğunu öğretti. Avrupa’da, bizim temiz saymadığımız taharet musluklu klozet sayısında bile patlama yaşandı. El yıkama videoları birçok araç ve malzeme ile çekildi.
Korona, ihtiyaç sandığımız birçok şeyin aslında ihtiyaç olmadığını öğretti. Alışverişe çıktığımızda aldıklarımıza bakarak bunu anlayabiliriz. Eğlenceli şeylerin yerini temel ihtiyaçlar, süs eşyalarının yerini gerçek eşyalar aldı.
Korona erkeklere hanımların ne kadar değerli olduklarını öğretti. Evde akşama kadar oturulmadığını, çocuk-ev işi-yemek üçgeninde bir günün ne kadar zor olduğunu gösterdi. Ki kadınlar bu zor denilen işleri ustalıkla ve seve seve yaparlar.
Hayatın keşmekeşinde aile olduğumuzu unutmuştuk. Korona, “Yabancı değiller, idare ederler.” mantığıyla ailesini sürekli ihmal edenlere, bir ailesi olduğunu hatırlattı.
Hiç hastalanmayacakmış gibi yaşayan bizlere, ölümün burnumuzun ucunda olduğunu hatırlattı. Solunum sıkıntısından ölenleri gördükçe “Bir nefes sıhhat kadar önemli bir devlet (mutluluk)” olmadığını öğretti.
Biz kendi çabamızla evde duramaz, sakin duramaz, ailemizle haşır neşir olamazdık. Korona vesilesiyle Allah bize durmayı, sükûneti ve iç sesimizi dinlemeyi öğretti.
Koronayla az da olsa öğrendiğimiz şeylerden biri de dünyadaki mazlumların çektikleri çileler… Evden çıkamayarak Gazze’nin, camilerimize gidemeyerek Doğu Türkistan’ın, okullarımız kapanıp sürekli tehdit altında yaşayarak Suriye’nin ve diğer mazlum coğrafyaların neler çektiğini az da olsa anladık.
Belki her istediğimizde dışarı rahatça çıkıp hava alırken aklımıza gelmezdi engelliler. Ancak dışarı çıkacağımız zaman “Ne yapacağım? Başıma bir şey gelir mi?” hissi bize engellilerin neler çektiğini çok çok az da olsa öğretti.
Korona vesilesiyle, tesettürlü ve yüzünü kapatan bir kadının, insanları kendi hapşırığından bile koruduğunu öğrendi dünya.
Korona, hep şer peşinde olan zalimlere yardımlaşma ve dayanışmayı öğretti. Düşmeden anlaşılmazdı bazı şeyler. Düştüler ve anladılar.
Bazı gençlerin, fırsatını bulduğunda nasıl zalimleşebildiğini ve rahmetin teminatı olan yaşlılara, hatta engelli yaşlılara karşı nasıl aşağılık hareketlerde bulunabileceğini de korona vesilesiyle öğrenmiş olduk.
Koronanın öğrettikleri çoktur ancak bize ayrılan yere bu kadarını sığdırabildik. Her türlü virüsten uzak, afiyetli bir yaşam duasıyla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.