Abdullah ASLAN
O pes etmeden biz ettik sanki!
Aynı delikten ikinci sefer ısırılma gibi bir durumla karşı karşıyayız. Kovid-19 önlemleriyle ilgili birçok şey ifade edildi, tedbirler söylendi. Ancak şu günlerde ikinci bir salgın atağıyla karşı karşıyayız gibi. Bunun sebebi de ikinci gelen bir dalga değil, mevcut dalgayı tam atlatamadan rehavete kapılmamız olsa gerek.
Yapılan açıklamalara göre, önlem alınmadığı takdirde en azından başka hastalıkları olan birçok insan bu salgından olumsuz etkilenecektir. Tüm bunlarla beraber bizler bu salgın karşısında yelkenleri erken indirmiş gibiyiz.
Oysaki en azından aşı bulunana kadar hayatın normalin dışında ‘yeni normal’ vaziyet ile devam ettirilmesi icap ediyordu.
Mecburiyetten her ne yapılacaksa bunun tedbirler doğrultusunda yapılması gerekiyordu. Başka insanların hakkına girmemek veya tedbirsizlikten bulaş insanların durumuna düşmemek için konuyla ilgili önlemler doğrultusunda hareket etmeliydik.
Salgının konum, yer, makam, düzey dinlemediği yerde ‘normal’ hareket etmek kadar kötü bir durum olamaz.
Toplum olarak ‘yeni normal’ üzerinden ‘eski normal’e kancayı attık gibi. Düğünler, taziyeler, toplantılar mesafe vs. kurallara riayet edilmeden gerçekleştiriliyorsa, öncelikle içimizdeki daha önce farklı hastalıklar geçirmiş insanların canına okuduk/okuyoruz demektir.
Salgını ciddiye almıyoruz sanki, ama şu an yeniden karantinaya alınan bölgeler var. Salgın pes etmiş değil.
Yapıp ettiklerimizden ötürü musallat olmuş bu musibet karşısında sabır kalkanını kuşanmazsak toplum olarak -Allah korusun- büyük bir acıyla karşı karşıya kalabiliriz.
İş, güç, hareket vs. hayatın idamesi için elbette ki yapılacaklar yapılır, ancak bunları yaparken ‘yok bişey!’ aklıyla musafahalaşacak kadar normalleşirsek işin vehametini anlamamışlığın faturası ağır olur demektir.
Virüs tehdidinin bitmediği bu dönemde yaşanan rehavet, beraberinde ciddi bir artışı getirdi. Vaka sayılarında geçtiğimiz haftalardaki düşüş trendi, yerini artan vakalara bıraktı. Bu sebeple birçok yerde maske takma zorunluluğu getirildi. Son olarak İstanbul, Ankara ve Bursa'da da maskesiz sokağa çıkmanın yasaklandığı duyuruldu. Bu illerle birlikte maske takma zorunluluğu getirilen il sayısı 45'e yükseldi.
Virüs dünya genelinde 450 binden fazla can aldı. Ülkemizde vefat sayısı 5 bine yaklaştı. Farklı hastalık ve nedenlerden vefat edenlerin sayısı daha fazla olabilir, ancak virüsün salgın yönü ve çabuk bulaşıyor olması işin vehametini ortaya koymaktadır. Bu nedenle partili, esnaf, iş adamı, dava adamı her ne olursak olalım bu işi ciddiye almak durumundayız.
Bunu söylerken tam bir ürkeklikle tüm işlerimizi bırakalım manasında elbette ki söylemiyorum. Tedbirleri elden bırakmadan, bekleme sıralarında sabırdan ödün vermeden, o üzerimize yürümeden onu yani virüsü yenmenin yollarını aşındıralım, diyorum. İslam’ın da insanlık değerlerinin de bizden beklediği bu olsa gerek. Din, can, mal, akıl ve nesil emniyetini sağlama adına her ne gerekiyorsa onu yapalım.
Maskeyle, mesafeyle, temizlik ve hijyen ile işimizi de yapalım, mücadelemizi de. Sabrın sonu selamet olur inşaAllah!
Bu arada, bugün LGS’ye giren/girecek öğrencilerimize başarılar diliyorum; girdikleri bu yolda İslam ümmeti için, insanlık alemi için hayırlı bireyler olmalarını temenni ediyorum!
Allah yar ve yardımcımız olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.