O, Şehadete Layıktı
“Bize o dönemler de sizin içinizden biri şehid olacak” denseydi aklımıza ilk olarak Şehid Hamdullah gelirdi. Çünkü şehadete en layık olan oydu
Aslen Mardin’in Derik ilçesinden olan Şehid Hamdullah Yaşar’ın ailesi kan davasından dolayı uzun süre önce Nusaybin’e yerleşmiştir. Şehid Hamdullah1976 yılında Nusaybin’de dünyaya gelir. İlk dönemlerde cahili bir yaşantıya sahip olan Şehid Hamdullah, 1989 yılında bazı Müslümanların ilgilenmesiyle İslam’a ve Müslümanlara sempati duymaya başlar. Bu tarihten sonra Şehid, hızlı bir şekilde kendisini geliştirir ve İslami hizmetlerde bulunur. Nusaybin’de 1991 yılında PKK’nin Müslümanlara yönelik saldırıları artmaya başlayınca ailesi tarafından İstanbul’a gönderilir. 1993 yılına kadar İstanbul’da kalan Şehid, Nusaybin’de arkadaşlarına yönelik yapılan zulmü duyunca 1993 yılının Kurban Bayramı’nda Nusaybin’e döner ve arkadaşlarının “ne zaman geri gideceksin” sorusuna, “Nusaybin’de bu kadar şehid olurken, kardeşlerim İslam davası için mücadele ederken ben bir daha oralara gitmeyeceğim” diye cevap verir. Daha sonra ailesinden de ayrılan Şehid, evinden de ayrılarak camilerde kalmaya başlar. Çok kısa sürede bütün benliğiyle İslam hizmetinde bulunan Şehid Hamdullah, çok sosyal ve sevecendi. Camilerde bütün öğrenciler onun etrafında toplanırdı. Çok cesaretliydi ve buna rağmen çok da mütevazıydı. Şehid oluncaya kadar da camilerde dersler verdi. Şehid ilkokul mezunuydu ve arkadaşlarının da isteğiyle dışarıdan ortaokulu okudu. 94-95 yılları arasında da Nusaybin Lisesi’ne kayıt yaptırdı. Lisede de tebliğ çalışmalarını sürdürdü.
ŞEHADETİ
Nusaybin’de PKK’lı olarak bilinen, aynı zamanda devletin derin yapılarıyla da birlikte çalışan bir aşiretin ileri geleni, polisle iş birliği yaparak Müslümanları şikâyet etme ve evlerini basmak suretiyle baskılar uyguladı. Zulüm artık had safhaya ulaşmıştı ve Şehid Hamdullah yaşananları kabullenemiyordu. 14 Mayıs 1995 yılında bu şahsa yönelik olay oldu. Olay yerinden uzaklaşan Hamdullah fail olarak bilindi ve şehid edildi.
BİR ARKADAŞININ DİLİNDEN ŞEHİD HAMDULLAH
Polisin Müslümanlara yönelik saldırılarının daha yeni başladığı dönemlerde bir akşam Hamdullah ve 5-6 kadar arkadaşla beraberdik. Arkadaşlarımız uyumuşlardı. İkimiz uyanık kalmıştık, şehid bana dönerek “Benim kafamı çok kurcalayan bir şey var. Hepimiz bir aradayız; camilerde, evlerdeyiz. Bize yönelik bir operasyon yapılırsa yakalanacağız, İslami çalışmalarımız sekteye uğrayacak ve meydan İslam düşmanlarına kalacak. Bunun sonunu düşünemiyorum” diyordu. Henüz 17-18 yaşlarında bir genç bu kadar büyük düşünebiliyordu. İslam’a karşı arkadaşlarına karşı çok büyük bir sevgisi vardı. Yıllarca arkadaşlarıyla aynı evleri paylaştı ama bir kişi olsun ondan şikâyetçi olmadı. Çok hayâlı ve terbiyeli bir gençti. Bu yönüyle de hep takdir ediliyordu. Yumuşak huylu ama çok cesurdu. İbadetlerine çok düşkündü. Bize o dönemlerde “sizin içinizden biri şehid olacak” denseydi aklımıza ilk olarak Şehid Hamdullah gelirdi. Çünkü şehadete en layık olan oydu.
Doğruhaber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.