"Ödenemeyen ve geri dönen çek, senet miktarı yüzde 50 arttı"
Bölgede yaşanan olaylar nedeni ile esnafın ve işadamlarının sıkıntı yaşadığını belirten AGSİAD Başkanı Mehmet Akbaş, denemeyen ve geri dönen çek, senet miktarının 3 yıl önceye göre yüzde 50 arttığını söyledi.
Ağrı Girişimci Sanayici İş Adamları Derneği (AGSİAD) Başkanı Mehmet Akbaş, Ağrı ve bölgedeki illerin ekonomisi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Esnafın zor durumda olduğunu belirten Akbaş, ödenemeyen ve geri dönen çek, senet miktarının 3 yıl önceye göre yüzde 50 artmış durumda olduğuna dikkat çekti.
2002 yılından sonra Türkiye’de ciddi bir ekonomik hamlenin gerçekleştiğini yalnız Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin bu kalkınmadan yeterince nasiplenemediğine dikkat çeken Mehmet Akbaş, bölgenin yatırıma elverişli olduğunu ifade etti.
Doğuya atanan memurların ailelerini olaylar nedeni ile kendileri ile birlikte getiremediğini vurgulayan Başkan Akbaş, bu durumun ekonomik olarak problemlere yol açtığını söyledi.
Bölgede hayvancılığın durumu
AGSİAD Başkanı Akbaş, "TRA2 olarak adlandırılan Ağrı, Ardahan, Iğdır ve Kars illerinde belli başlı geçim kaynakları, hizmet sektörü, tarım ve hayvancılıktır. Büyük ve küçükbaş hayvan sayısında ciddi manada bir azalama söz konusu. Ve insanlar köyde ellerindeki tarla ve hayvanlarını satıp gelip merkezde işyeri alıp onun geliri ile geçinme planları yapmaktadır. Bu durum da bölgede hayvan sayısında düşüşe neden oldu." dedi.
Ekonomik anlamda ülkede yaşanan kalkınmadan, yetişmiş personel eksikliğinden dolayı bölgenin faydalanamadığını savunan Akbaş, "2002 yılı itibari ile ülkede müthiş bir ekonomik hamle meydana geldi. Bölgemiz bu kalkınmadan yeterince nasiplenemedi. O dönemden beri kurulan hükümetler, kalkınma ajansları, TKDK’lar, KOSGEP'le birlikte bölgeye bir ivme kazandırdılar. Yalnız şuna dikkat edilmedi. Yetişmiş personel, insan gücü olmadığından dolayı bunlardan yeterince istifade edilemedi. Çok iyi bir fizibilite çalışması yapılarak alınan projeler maalesef akamete uğruyor. Hem yatırımcımız ve hem de girişimcimizde heyecan bitmiş durumda. Bu da iyi yönetici bulunamamasından kaynaklanıyor. Ve çok iyi proje yapamayan insanlardan kaynaklanıyor. Genellikle projelerimizi dışarıdan yaptığımız için, dışarıdaki insanlar da bu bölgenin iklim koşullarını, fiziki yapısını bilemediklerinden bu bölgeye uygun projeler yapılamıyor. Ve yeterli verim elde edilemiyor." ifadelerini kullandı.
Devlet memurları endişeli
Devlet memurlarının ailelerini kendileri ile birlikte atandıkları ile getirmekten endişe duyduğunu anımsatan Akbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Buraya atanan devlet memurları eşini ve çocuğunu buraya getirmiyorlar. Misal olarak buraya 10 bin memurun tayini çıkmış durumda, eşi ve çocuğunu hesaplar isek 30 bin insan etmekte. Ama şimdi 10 bin insan sadece gelmekte buraya. Esnaf da 30 bin insana satacağı ürünü 10 bin insana satmakta. Bunlar ekonomiyi ciddi manada zora sokmakta. Var olan sıkıntıyı daha da kötüye götürmekte bu durum."
Akbaş bölge esnafının durumunu ise şöyle özetledi: "Zaten kredi ile dönen esnafımız şuanda kredi alamamakta. Ödenemeyen ve geri dönen çek, senet miktarı 3 yıl önceye göre yüzde 50 artmış durumda. Bu da bankaları tedirgin etmiş durumdadır. Ve malın tedarikçisinde de güven kaybı yaşanmakta. Meydana gelen olaylar sebebi ile esnaf elindeki malı nakde çevirememiş durumdadır. Ve tedarikçisine de geri dönememiştir."
Sınır ticareti
TRA2 bölgesi olarak adlandırılan Ağrı, Ardahan, Iğdır ve Kars illerinin sınır ticaretinden yeterince istifade edemediğini söyleyen Başkan Akbaş, "TRA2 bölgesi olarak konuştuğumuzda 3 tane sınır kapımız var. Ağrı ile ilgili olandan bahsetmek istiyorum. Gürbulak Sınır Kapısı Türkiye’nin en büyük 3 sınır kapısından biri. Ve İran gibi 80 milyonluk bakir bir alana hitap eden bir yer ve Orta Asya’ya açılan bir kapı. Bundan dolayı kapımız kapasite olarak gerçekten büyük bir kapı. Yeterince de bu kapıdan faydalanamıyoruz. Sınır kapılarındaki günü birlikçiler olarak faydalanıyoruz. İran ile yapılan protokollere göre burada serbest ticaret bölgesinin oluşturulması kararı alınmıştı. Türkiye bu anlaşamaya göre üzerine düşeni yapıyor ama İran üzerine düşenleri yerine getirmedi. O yüzden serbest ticaret bölgemiz oluşturulmadı. Eğer olsaydı Doğubayazıt bunun için uygun bir yerdi. Çünkü Van-Iğdır illerine yakın. Gümrükleme işi eskiden Doğubayazıt’ta olurken şu anda Türkiye’nin iç taraflarına doğru kaydırıldı. İşte Trabzon’a, Kayseri’ye götürüldü. İnsanlar burada mal veya mamul çıkarırken, götürüp Trabzon veya Kayseri’de gümrükleme işi yaptıktan sonra geri getirip Doğubayazıt, Ağrı’da veya diğer illerde satıyor. Bu da bir maliyet oluşturuyor. Bununla birlikte ürünün değeri daha da artıyor ve ucuzluk namına bir şey kalmıyor. O şekilde çalışan işadamı ve girişimcimiz maalesef gerekli verimi elde edemiyor." şeklinde konuştu.
2023 hedefleri kapsamında Ağrı’ya demiryolunun getirilmesi planlandığını belirten Mehmet Akbaş, demiryolunun ile getirilmesiyle birlikte İran’a, Türkiye’nin iç tarafına veya Avrupa’ya daha ucuz hammadde veya mamul çıkartmanın söz konusu olacağını söyledi.
Ağrı’da atıl durumdaki OSB
Son olarak Ağrı’da atıl durumda olan OSB’ye değinen Akbaş, "Oluşturulan OSB'miz atıl bir şekilde kalmış. 2 yatırımcımız vardı biri dondurma fabrikası ve bir de süt ürünleri işletecek bir fabrika. Onlar da ekonomik durumlarından dolayı iflas noktasına gelmişler. Çevre illerimizden olan Kars 2’nci OSB’de, Erzurum 4’üncü OSB, Iğdır 2’nci OSB de. Biz ise hala birinci OSB’nin 2-3 parselini işadamına karşılıksız verilmesiyle oluşturmuşuz. Bölgemizde doğmuş, batıya giden işadamlarımıza da çağrımız var. İşadamlarımıza holding ve gruplarını buraya taşımaları gerektiğini söylemiyoruz ama ürünlerinin yan ürünlerini acaba burada oluşturabilirler mi düşüncesindeyiz. Kendi bölgelerine, illerine, halklarına sahip çıkmalarını istiyoruz." diye konuştu. (Ömer Adıgüzel - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.