‘Öğrencilerin ruhuna ve kalbine hitap eden bir eğitim sistemi şart’
Milli Eğitim Şûrası’nda alınan kararların olumlu olduğunu vurgulayan Bingöl İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Sarı, öğrencilerin ruhuna ve kalbine hitap eden bir eğitim sisteminin gerekliliğine dikkat çekti.
19’uncu Milli Eğitim Şûrası’nda alınan kararları, İlke haber Ajansına (İLKHA) değerlendiren Bingöl İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Sarı, şûrada alınan kararların eğitimde öze dönüş olduğu savunarak, “19’uncu Milli Eğitim Şûrası’nda tavsiye kararı olarak alınan özelikle Osmanlıca dersleri, anaokullarında değerler eğitimi, birinci sınıflardan itibaren Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin konulması son derece isabetlidir.” dedi.
İl Milli Eğitim Müdürü Sarı, “Bizim en büyük vazifemiz, insanlara hizmettir, insana hürmettir. Bu da ruhuna, kalbine hitap eden eğitim sistemiyle olur. Sadece akla hitap eden bir eğitim sistemi olursa; şuanda karşılaştığımız bir gençlik tipi var; ye, iç, gez, toz, sorumluluk alma, şükür etme ve nimetin kıymetini bilmeme gibi bir durum var karşımızda.” diye belirtti.
“Din dersinin verilmesi Anayasa ile sabittir”
Çocuklara yönelik din dersi verilmesinin Anayasa ile sabit olduğunu belirten sarı, “Malumunuz Anayasa’nın 24. Maddesi gereği okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin verilmesi mecburidir. Anayasa’da olan bir şeyin tekrar tartışılmasının bir mantığı yoktur.” ifadelerini kullandı.
Milli Eğitim Şûrası’nda alınan kararlara değinen Sarı, “Osmanlıca, zaten sosyal bilimler liselerinde seçmeli bir ders. Milli Eğitim Şûrası kararlarıyla Osmanlıca, okullarımızda seçmeli ders olarak getirildi. Anadolu İmam Hatip Liselerinde mecburi ders olarak konuldu.” diyerek düzenlemenin isabetli olduğunu söyledi.
“Osmanlıca, Arapça harflerle yazılan bir dildir”
Kamuoyunda Osmanlıca öğrenme ile ilgili yanlış bir algı oluştuğunu ifade eden Sarı, “Osmanlıca yeni bir dil değildir, Osmanlıca halis Türkçe’dir. Sadece Latin harfler yerine Arap alfabesiyle yazılıyor. Bu milletin kadim kültürü olan ve Orta Doğu’nun da kadim dilli olan Arapça dilliyle yazılan bir dildir. Son yüzyılda bu coğrafyanın, binlerce ve milyonlarca tarihi eseri var, tarihi vesikaları var ama bu dili ve Osmanlıca harflerini bu nesile öğretemediğimiz ve aktaramadığımız için şu anda geçmişle ciddi anlamda bir bağ kopmuş durumdadır.”dedi.
İnsanlık tarihinde yazının, çok önemli yerinin olduğuna dikkat çeken Sarı, “İnsanlığın hayatında en önemli iki buluştan biri yazı diğeri de internettir. Hakikaten internetle birlikte dünya küçüldü.” diye belirtti.
Sarı, “Türkiye’nin bulunduğu konum itibarıyla insani anlamda, yardımsever olma anlamda güçlü olabilmesi için yeni bir kültür kimliğine ihtiyaç var. Bunun yolu, geçmişte yapılan hataları yapmadan, geçmişimizin birikimini geleceğe taşmakla olur. Cumhurbaşkanımız, ‘Şuanda çok veciz bir şekilde mezar taşlarımızı bile okuyamıyoruz’ dedi. Bugün mezar taşlarında bir kültür, bir medeniyet ve bir tarih yatıyor. Bu anlamda Osmanlıca bizim geçmişle bağlantımızı kurup, geleceğe daha iyi ve güzel bir şekilde bakmamız için gereklidir.” diye konuştu.
“Kadim değerlerimizi ve kültürümüzü gençlerimize aktarmak zorundayız”
“Hızı ve hazzı esas alan bir gençlikle karşı karşıyayız.”diyen Sarı, “Hakikatten hiçbir şeyden mutlu olmuyor, memnun olmuyor, verdikçe daha da alası geliyor. Tükettikçe tükenen bir toplumla karşı karşıyayız. Yani her şeyin yemeden-içmeden ibaret olmadığını, günümüzü gün etmekten ibaret olmadığını anlatmamız lazım. Ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren ailesini, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına saygılı bir vatandaş yetiştirmemiz lazım. Böyle bir gençlik yetiştirmek için kadim değerlerimizi ve kültürümüzü onlara aktarmak zorundayız. Bu coğrafya, yıllarca bu şekilde ayakta kaldı. Ne zaman bu coğrafya örfünden, âdetinden, geleneğinden ve dininden uzaklaştı, o zaman bizler de kurda kuşa yem olduk. Ne zaman ki, bu değerlere sarıldı, tekrar toparlanma sürecine girdi.” ifadelerini kullandı.
“Şûra’da alınan kararlar olumlu”
Milli Eğitim Şûrası’ndaki; anaokulunda değerler eğitimi, birinci sınıftan itibaren Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi konulmasının son derece isabetli olduğunu dile getiren Sarı, “Bu kararlar, son derece güzel, bir an önce de uygulamaya geçilmesi lazım. İnşallah Bakanlığımız, seneye 2014-2015 Eğitim Öğretim yılında uygulamaya koyar. Biz de yeni nesillere aktarırız. Çünkü aileler çocuklarını bize tertemiz teslim ediyorlar. Biz de verdiğimiz eğitimle onları farklı noktalara getiriyoruz. Bu anlamda 19’uncu Milli Eğitim Şuarası hakikatten “Eğitimde öze dönüş şurasıdır, kimlik inşası şurasıdır” İnşallah ilk defa kendi ayakları üzerinde duran bir nesil yetiştirme şurasıdır ve bu anlamda da çok hayırlı ve güzel oldu.” şeklinde konuştu.
“Gençlerin ruhuna ve kalbine hitap eden bir eğitim sistemi şart”
Son olarak İl Milli Eğitim Müdürü Sarı, “Önemli olan elinden, dilinden bir başkasına zarar vermeyen bir nesil yetiştirmektir. Hz Ali efendimiz, insanlarla dost geçinmek zorundasınız, ya yaratışta birsiniz, ya da din kardeşinizdir, diyor. Yaratılışta biz biriz. Adam inanır, inanmaz o kendisine kalmış bir şey. Önemli olan insandır. Dolaysısıyla bizim en büyük vazifemiz, insanlara hizmettir, insana hürmettir. Bu da ruhuna, kalbine hitap eden eğitim sistemiyle olur. Sadece akla hitap eden bir eğitim sistemi olursa; şuanda karşılaştığımız bir gençlik tipi var; ye, iç, gez, toz, sorumluluk alma, şükür etme ve nimetin kıymetini bilmeme gibi bir durum var karşımızda.” diyerek sözlerini tamamladı. (Nihat Kanat-İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.