"Öğretmen performans sisteminin hukuki dayanağı yok"
Öğretmen performans sistemine tepki göstermek amacıyla kitlesel basın açıklaması düzenleyen Eğitim-Bir-Sen Mardin Şubesi, sistemin hukuki bir dayanağının olmadığını savundu.
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Mardin Şubesi; eğitimdeki şiddeti, ücretli öğretmenliği ve öğretmen performans sistemini protesto etti.
Mardin Artuklu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü binası önünde bir araya gelen sendika üyeleri, "Şiddete dur de", "Performansa hayır", "Öğretmene değer ver" dövizler ile "Öğretmen örselenmememli, önemsemeli" pankartlar açtı.
Sendika üyeleri ayrıca, "Öğretmene not verme, öğretmene değer ver", "Performans getirme, öğretmeni küstürme", "Bakanlık uyama, öğretmene sahip çık!" şeklinde sloganlar attı.
Sendika üyeleri adına basın açıklamasını yapan Şube Başkanı Eyyüp Değer, performans değerlendirme sistemine karşı olduklarını söyledi.
"Performans değerlendirmesine son verilsin"
Performans değerlendirme sisteminin öğretmen motivasyonunu olumsuz yönde etkileyeceğine dikkat çeken Değer, performans değerlendirme sistemine bir an önce son verilmesini istediklerini ifade etti.
Değer, "Öğretmene getirilen performans sistemi taslağı bir bütün olarak incelendiğinde, eğitimin niteliğine ve öğretmenin mesleki gelişimine hiçbir katkısının olmayacağı, aksine kurumsal bütünlüğü, mesleki motivasyonu, çalışma barışını ve iş birliğini zedeleyeceği, öğretmeni mesleğine odaklanmak yerine performans puanını yükseltme ve yazılı sınava hazırlanma eksenli bir çalışma hayatına yönlendireceği görülmektedir. Performansı ölçmek iddiasıyla öğretmenleri ayrıştıracak, kurumsal bütünlüğü, mesleki dayanışmayı, iş birliği içinde çalışma güdüsünü zedeleyecek bir uygulamanın eğitimin var olan niteliğine de bir darbe vuracağı hesaba katılmalıdır." dedi.
"Hukuki ve kanuni dayanağı yok"
Hayata geçirilmek istenen performans değerlendirmesinin hukuki ve kanuni dayanağının olduğunu savunan Değer, şunları söyledi:
"Performans değerlendirmesinin, herhangi bir analizin sonucu olmadığı gibi, neye hizmet ettiği de belli değildir. Performans değerlendirmesi uygulanabilir bir politika aracı değildir. Eşit olmayan şartlarda hizmet verenleri aynı kıstaslarla ölçmeye çalışmak hakkaniyete aykırıdır. Bakanlığın kurumsal performansı sorgulanmadan öğretmenin performansı değerlendirilemez. Eğitimin öznelerine değinmeyen performans değerlendirmesi puan toplamaktan başka bir amaca hizmet etmez. Bakanlığın aceleci ve plansız bir tavırla hukuki ve kanuni dayanağı olmayan Performans değerlendirme sistemini uygulamaya koymaktaki gereksiz ısrar, hatalara ve mağduriyetlere sebep olacaktır."
"Sözleşmeli öğretmenlikten de vazgeçilmeli"
"Verdiğimiz mücadele sonucu 2011 yılında kaldırılan sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına 2016’da 668 sayılı KHK ile tekrar geçilmiştir." diyen Değer, "Aynı işi yapmalarına rağmen sözleşmeli öğretmenlerle diğer meslektaşları arasında birçok fark var. Sözleşmeli öğretmen, eşi öğretmen olmadığı durumda dahi eş durumu nedeniyle bir araya gelemiyor, eş ile iş arasında bir tercih yapmak zorunda bırakılıyor. Bu durum, aile bütünlüğüne ilişkin anayasal temel hakkın ihlalidir. Bakanlık, öğretmenler arasında fark oluşturan ve öğretmenlerin özlük haklarında sorunlara neden olan sözleşmeli öğretmenlik uygulaması yerine, dezavantajlı bölgelerde çalışacak öğretmenleri teşvik edecek bir mekanizma geliştirmelidir." diye konuştu.
"Şiddetin önlenmesi için ivedilikle tedbir alınmalı"
Son günlerde eğitimcilere yönelik artan şiddet olaylarını da değinen Değer, son olarak şunları söyledi:
"Şiddetin aileden sokağa ve çalışma ortamına kadar hayatın her alanında gözleniyor oluşu, sağlıksız bir gidişatı işaret etmektedir. Öğretmenlerin emeğini yok sayan, itibarını örseleyen, eğitimdeki etki alanını daraltan, eğitimin aktörünü neredeyse bir figürana dönüştüren, bu mesleği her türlü haksızlığa ve saldırıya açık hâle getiren yaklaşımlar, politikalar bugün geldiğimiz noktanın sebebidir. Yaşanan mesleki erozyon öğretmeni savunmasız bırakmış, saldırılara açık hâle getirmiştir. Topluma verdiklerine ters orantılı olarak yeteri kadar mağdur edilen öğretmenlerimiz ilgisiz, desteksiz, çaresiz bırakılmamalıdır. Öncelikle MEB, misyonuyla yakıştıramadığımız ve anlaşılmaz bir şekilde her defasında öğretmeni zora sokan, mağdur eden uygulamalardan bir an önce vazgeçmeli, onları en etkili ve güven verici tarzda korumalıdır. Eğitim-Bir-Sen olarak, performans değerlendirmesi başta olmak üzere, öğretmenlik mesleğini değersizleştiren ve eğitimin sorunlarını derinleştiren uygulamalara karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz."
Yapılan açıklamanın ardından grup, sesiz bir şekilde dağıldılar. (M. Salih Keskin – İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.