Hasan YILMAZ
Olumlu Düşünüp Çabalamak Yeterli
Günümüzün en önemli problemlerinden biri psikolojik sıkıntılar ve davranış bazında ritim bozukluğudur. Sebeplerini irdelediğimizde ekonomik, sosyo-kültürel, değer ve inanç bazında nedenler serdedebiliriz. Bu nedenleri derinlemesine düşündüğümüzde gereksiz yere stres yaptığımızı söylemek mümkün.
Bizler ekonomik anlamda gereken çabayı gösterdikten sonra Yaradan her türlü çabanın karşılığını verdiği gibi çaresiz kalan hayvanlara bile rızık konusunda kefil olduğunu vurgulamaktadır. O’nun bu cömertliğinden hareketle çıkarım yaparak bizlerin de cömert olması gerekir. Cömertler en iyi ödüle layık görülürken cimrilerin bu ödüle layık görülmemesi ziyadesiyle düşünülmesi ve teffekkür edilmesi gereken bir konu.
İşin özüne baktığımızda bizleri yaratan rızık veren sonsuz kudret, kurduğu bu sisteme katkı sunmamızı istiyor. Herkes gücü nisbetinde insanlara ve diğer canlılara yardım ederse Allah, daha fazlasını verecektir. Bizim mantığımızla, sadece bizim çabalarımızla işlerin çözüleceğini de düşünmemiz çok doğru bir mantık olmaz. Hepimiz çok iyi gördük ki Allah kar yağdırmadıktan sonra her şey nafile ya da Allah’ın güneşi doğmadıktan sonra birçok şey nafile. İstediğimiz kadar teknolojik olarak iyi bir noktaya gelelim O’nun havası olmadıktan sonra her şey boş ve beyhude.
Her şeyin hakimi olan Allah, iyilik yapmamızı, insanlara faydalı olmamızı istiyor. Paramız yok nasıl yapacağız? İyilik yapmak her zaman parayla pulla olan bir durum değildir. Yoldaki dikeni, taşı, kesici aleti kaldırmak da bir iyiliktir. Arabada büyüklere, kadınlara yer vermek ilim tahsil eden birine yardımcı olmak da bir iyiliktir. Yolda yürürken tanıdığımız, tanımadığımız insanlara selam vermek tebessüm etmek de bir iyiliktir. Karşıdan karşıya geçmeye çalışan çaresiz birinin koluna girerek onun karşıya geçmesini sağlamak da bir iyiliktir. Pişirdiğimiz çorbayı komşumuza ikram etmek, komşumuzun misafirini ağırlamak da bir iyiliktir.
Peki biz bunları yapmıyor muyuz?
O eskidendi. O kadar duyarsız kalmışız ki yanımızda biri rahatsız olsa elimizi uzatmaya üşeniyoruz. Kuşlar bile elinden geleni yapmaya çalışırken insanların iyilikler noktasında pasif kalması oldukça üzücü bir durum. İşte sosyo-kültürel anlamda erozyona uğramamız bizleri bu hale getirdi. Psikolojik olarak rahatsızlıklar, davranışlardaki ritim bozukluğu, kendi kültürümüze kendi değerlerimize yabancılaştığımızdan başka bir şey değil. Bu durumu teşbihte hata olmasın, bazı hayvanların durumuna benzetebiliriz. Bazı insanların iyilikleri, güzellikleri görmeyip hep kötülükleri görmesi kendi kendini zehirlemekten başka bir şey değildir. Tıpkı akrep gibi.
Düşünen ve akıl eden insanların iyilik yapmaktan başka bir işi olamaz. İnanan ve samimi bir şekilde faydalı olmaya çalışan bir insanın davranış ritmi bozuk olmaz. Allah’ın izniyle psikolojisi çok sağlam olur. Böylesi insanlar bilir ki bu dünyanın bütün sıkıntıları meşakkatleri kendisi ve diğer insanlar için bir imtihandır. Ve yine çok iyi bilirler ki bütün güzellikler, bütün zenginlikler kendilerinin değildir. Bunlar yüzünden de lüzumsuz husumetlere girmezler. Ne olursa olsun ne kendilerini nede başkalarını zehirlemezler tam tersine insanlardan birinin ayağına diken battığında acısını kendilerinde hissederler. Rabbim böyle düşünen insanların sayısını ve çalışmalarını daim kılsın.
Selam ve dua ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.