Önemli olan Hazreti Hüseyin’in mücadelesini bugünlere taşıyabilmektir
Bingöl’de düzenlenen “Hazreti Hüseyin’i Anma ve Anlama” etkinliğinde konuşan Araştırmacı Sertaç Tekdal, önemli olanın, Hazreti Hüseyin’in mücadelesini bugünlere taşıyabilmek olduğunu vurguladı.
Bingöl’de Mustazaflar Cemiyeti tarafından “Hazreti Hüseyin’i Anma ve Anlama” etkinliği düzenlendi.
Bingöl Belediye Kültür Merkezi’nde düzenlenen program, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Hazreti Hüseyin ve davasını konu alan sinevizyon gösterisinin ardından programda Araştırmacı Sertaç Tekdal, bir konuşma yaptı.
14 asırdır, Kerbela konuşulmakta veya konuşulmaya devam edildiğini söyleyen Tekdal, Elbette ki Kerbela, İslam tarihinin en acı olaylarından biri olduğunu ifade etti.
İslam Ümmetinin yüreğine saplanan bir hançer gibi 14 asırdır bu acılar yüreklerde tazeliğini koruduğunu dile getiren Tekdal, “Tabii ki bu Kerbela'nın karanlık ve zulumat dolu tablosudur. Yani Kerbela'nın yas boyutudur. Elbette ki yürekler davranmakta ve elbette ki gözlerden yaşlar akmaktadır ve akması gerekiyor. Ancak Kerbela’yı sadece yas boyutuyla eğer değerlendirirsek nakıs kalmış olur.” dedi.
“Kerbela'nın ak ve bembeyaz bir sayfası vardır ki o da miras boyutudur”
Kerbela'nın ak ve bembeyaz bir sayfası vardır ki o da miras boyutu olduğuna dikkat çeken Tekdal, “Bu miras boyutunda; kahramanlık, adanmışlık, fedakârlık ve direniş gibi bazı hasretler mevcuttur. O nedenle Kerbela'yı yas olduğu gibi bir miras olarak da değerlendirmek hepimizin görevidir. İmam Hüseyin Radıyallahu anh'ın da bizden isteyeceği bu olsa gerek.” İfadelerini kullandı.
“Zeynep'in şahsiyetinde hepimize güzel mesajlar ve dersler vardır”
Kerbela olayında Zeynep'i unutmamak gerektiğini söyleyen Tekdal, şunları söyledi: “Zeynep bu acıları bizatihi yaşamış bir şahsiyet, aslında bizim için güzel bir örnek, Zeynep'in şahsiyetinde hepimize güzel mesajlar ve dersler vardır. Zira tüm bu acıları bizatihi yaşamış birisi olmasına rağmen, İmam Hüseyin'in mirasını bugünlere taşıyan kendisi ve etrafındakilerdir. Yaşadığı acılar içerisinde boğulmuyor, vazgeçmiyor. O mirası, o davayı bugünlere taşıma noktasında gayret ve mücadelesinden vazgeçmiyor.” diye konuştu.
“Önemli olan Hazreti Hüseyin’inin mücadelesini bugünlere taşıyabilmektir”
Tekdal, “Bu anlamda bugün davamızı sahiplenme de davayı ileriye taşımada karşılaştığımız bazı sıkıntıları bazı problemleri olağanüstü derecede büyüterek içinde boğularak davadan uzak kalmak, davada tembellik yapmak, herhalde Zeynep'in şahsiyetinde bizim için bir utanç olsa gerek. Dolayısıyla bu yassı bizzat yaşayan Zeynep, eğer bu davayı için bu direnişi, bu mücadeleyi eğer sergilenmişse, bize düşen daha büyük bir mücadele sergilemektir. Onların o yiğitliklerini mücadelelerini bugünlere taşıyabilmek önemlidir.” dedi.
Hazreti Hüseyin’i anlamanın önemli olduğunu vurgulayan Tekdal, “Bizler de elbette yad edeceğiz, ama bir adım atarak yad edeceğiz. Bir hizmet yaparak yad edeceğiz, bir mücadele vererek yad edeceğiz. Bizler böyle bir Kerbela'yı yaşanması durumunda sahip olduğumuz mülkü, sahip olduğumuz aileyi, sahip olduğumuz tüm rahatlıkları canı gönülden terk ederek ona gidebilecek durumunda mıyız acaba? Bunu durup düşünmek gerekir. Sadece yad etmek, o yüzden yeterli değil diyoruz.” İfadelerini kullandı.
“Hak batıl mücadelesi kıyamet gününe kadar devam eder”
Tekdal sözlerini şöyle tamamladı: “İnsanoğlunun maalesef zaafıdır, yad ederiz, zikir ederiz anarız, ama anlama noktasında ciddi bazı sıkıntılar yaşarız. Muhabbetimiz var, aşkımız var ama İslam ümmeti olarak maalesef bilinç ve şuurdan yoksun bir muhabbet ve aşka dönüşebiliyor bazen. Aslında hepimizin içinde insan olmamız hesabıyla, bir şeytani ve yezidi taraf vardır, böyle bir boyut vardır. Bu şeytani yezidi tarafı da makam, mal mülk, safahat ve dünya hırsını temsil etmektedir. Öte yandan bir yanımız bir tarafımızda Rahmanidir ve Hüseyin'i taraftır, bu da direniştir, imandır, mücadeledir, adanmışlıktır bunu temsil etmektedir. Her iki durumu da taşımaktayız. Ancak hangi tarafı daha çok beslersek işte biz onun safında yer alacağız. Onun yanında yer alacak onun davasını güdeceğiz, onun mücadelesini vereceğiz. Bu nedenle de ne zalimlere karşı duran mazlumların, mustazafların hamisi olan Hüseyinler biter ne saltanatı ve iktidarı uğruna vahşileşen Yezidler biter ve ne de dünya ve makam uğruna dinini satan İbn-i Saadlar biter. Bunlar her zaman var olmaya devam ediyor ve devam edecektir.”
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.