Onlar 300 derece sıcaklığın önünde oruç tutarak mükafatını Rablerinden bekliyor
Ramazan ayında meslekleri gereği yaklaşık 300 derece sıcaklığın önünde rızıklarını kazanmak için çalışan fırıncılar tüm zorluklara rağmen oruç ibadetlerini yerine getiriyor.
Diyarbakır sıcaklığının yanında günün 12-13 saatini yaklaşık 300 derece sıcaklıktaki fırın ocağının önünde geçiren fırıncılar, bir yandan günlük yevmiyelerini kazanırken öteki yandan üzerlerine farz olan oruç ibadetlerini ifa ediyorlar.
Yoğun ve zorlu mesleklerden biri olarak bilinen fırın sektörü çalışanları, işleri gereği yüksek sıcaklık önünde sergiledikleri sabır örneğiyle ibadetin ifa edilmesi noktasında çevrelerine önemli mesajlar veriyor.
Hakan Elhakan
Diyarbakır'da yaklaşık 20 yıldır fırın sektöründe çalışan Hakan Elhakan, bu süre zarfı içerisinde son 7-8 seneden beri pişirici olarak mesleğini sürdürdüğünü belirterek işlerinin zorluğuna dikkat çekti.
"Hava serin, oruç tutmamak için kimsenin bir mazereti olmamalı"
Yaz aylarının daha sıcak olduğunu hatırlatan Elhakan, "Bunun yanına oruçta gelince mecburen Allah'ın emrettiği ibadeti de yapmak zorunda olduğumuz gibi rızkımızı da kazanmalıyız. Günün ortalama 12-13 saati çalışıyoruz. Bu yazın 14-15 saate kadar yükseliyor. Gücümüz yetiyor çok şükür orucumuzu da tutuyoruz ama sıcak. Nihayetinde 300 derece ateşin önündeyiz. Şu an hava soğuk olmasına rağmen terliyorum." dedi.
Bundan 4-5 yıl önceki ramazanların çok daha sıcak olduğunu belirten Elhakan, "Az da olsa oruç tutanımız vardı ama şu an geçmiş ramazanlara göre durum çok iyi. Bence şu an oruç tutmamak için kimsenin bir mazereti olmamalı. Çünkü hava yağmurlu, serin, oruç tutabiliyoruz." ifadelerini kullandı.
Süleyman Akçakaya
Fırının hamur bölümü ustalarından Süleyman Akçakaya, iş yoğunluklarının normalin aksine olduğunu ifade ederek "13 yıldır bu işi yapıyorum, hamur bölümündeyim. Bilindiği üzere Ramazan ayındayız ve iftar yaklaştıkça mesai yoğunluğu artıyor. Halbuki diğer mesleklere baktığımızda mesai bitiminde veya saat 17.00 olduğunda kişiler evlerine gidip dinlenebiliyor iken biz iftar saatine doğru daha bir fazla efor sarf ederek insanlara bu hizmeti sunmak zorundayız." şeklinde konuştu.
Akçakaya, "Günlük ortalama 12-13 saat çalışıyoruz. İşimiz zahmetlidir. Normal zamanlarda ağzımıza su çalkalayıp sıvı ve gıda ihtiyacımızı giderebiliyoruz ama Ramazan ayında Allah'ın emrettiği oruç ibadetini yerine getirebilmek için mecburen sabrediyoruz ve mükafatını Allah'tan bekliyoruz." dedi.
Zülfikar İçöz
"Rabbimiz emretmiş bizlerde orucumuzu tutuyoruz"
Sektörde tırnakçı olarak bilinip ekmeğe şekil verme işini yürüten ustalardan Zülfikar İçöz ise şöyle konuştu:
"İlkokul 2'nci sınıfta okulu bırakıp bu mesleğe başladım. Yani yaklaşık 30 yıldır mesleği içerisindeyim. Mesleğimiz gerek sıcaklık gerek yoruculuk ve sürekli ayakta bekleme bakımından olsun biraz zahmetlidir. Hamdolsun, nihayetinde elimizde bulundurduğumuz bir meslektir ve bunun mücadelesi içerisindeyiz."
İçöz, "Çok şükür Allah bizlere Ramazan ayını nasip etti. Orucumuzu da tutmaya çalışıyoruz. Şu an çok şükür havalar serin. Mesleğimizin ağır şartlarının yanına Diyarbakır'ın malum sıcağını eklediğimizde ocak önünde oruç tutan ustalarımızın baygınlığı olabiliyor ama yine hamdolsun, Rabbimiz emretmiş bizlerde orucumuzu tutuyoruz. Akşam saatlerine doğru oluşan yoğunluk bizleri yorsa da bu da işimizin tatlı telaşıdır." şeklinde konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.