Ortadoğu’daki sorunlar, uluslararası emperyalizmin planlarının sonucudur
Musul operasyonuyla birlikte Türkiye’ye muhtemel mülteci akını olabileceğine dikkat çeken Hür-Der Başkanı Avukat Şaban Dalgın, Ortadoğu’da yaşanan sorunların uluslararası emperyalizmin planlarının sonucu olduğunu söyledi.
Musul operasyonuyla birlikte Türkiye’ye muhtemel mülteci akını ve operasyondaki amaç hakkında İLKHA’YA değerlendirmelerde bulunan İnsan Hak ve Hürriyetler Derneği (Hür-Der) Başkanı Avukat Şaban Dalgın, Ortadoğu’da yaşanan sorunların uluslararası emperyalizmin planlarının sonucu olduğuna dikkat çekti.
Ortadoğu üzerinde yapılan planların bozulması için Türkiye’nin adil bir şahitlik sorumluluğunun olduğunu belirten Dalgın, Türkiye dışında mültecilerin içler acısı durumunu üstlenen başka bir ülkenin olmadığını söyledi.
İsrail’in bekası için çevre ülkelerin karışıklık içerisinde olması ve birbirleriyle uğraşmasının hedeflendiğine vurgu yapan Dalgın, “İsrail'in rahat edebilmesi için Ortadoğu’da güçlü Müslüman bir ülkenin büyük bir İslami kitlenin olması istenmiyor. Mutlaka bunların bölük pörçük olması ve birbirleriyle uğraşması İsrail'in bekası için şarttır. İsrail'in bekası gereği, hem Türkiye'de hem Irak'ta hem Suriye'de hem Lübnan'da hem Mısır'da çünkü bunlar çevre ülkeleri sayılır, bunların öyle ya da böyle karışıklık içerisinde olması lazım. Hatta Amerika'nın hesabına göre, İŞİD’in 30 sene daha devam etmesi lazım ki İsrail bu süre içerisinde rahat etsin. Kimse onun yaptığı zulümleri, oradaki Müslümanlara Mescid-i Aksa ya yönelik planlarını görmesin işitmesin. Yani temel sebep budur İsrail'in rahatlığını ve güvenliğini sağlamak için bu bölgenin ayrıca bölgenin sömürülmesini sağlamak için küçük küçük parçalara ayrıştırılması ve bu parçaların birbirleriyle dövüştürülmesi gerek.” dedi.
“Ortadoğu sorunları uluslararası emperyalizmin planlarının sonucudur”
Uluslararası emperyalizmin, yaptığı oyunları peyderpey işlediğini söyleyen Dalgın, “Bu planın bir parçası olmamak için öncelikle Müslümanlar arasında vahdetin gelişmesi lazım. Vahdetin oluşabilmesi için Müslümanların, Müslümanlara öncelikle tahammüllü olması lazım. Yani Şii ve Sünni'nin birbirini tekfir ettiği, birbirini düşman gördüğü bir ortamda İsrail mutlaka kendine rahat bir alan bulacaktır. Bunlar sürekli birbirini yiyecek ve birbirinin güçlerini tüketecektir. Güçlü olan İsrail olacaktır. Burada, buraları sömüren, petrolleri götüren Amerika olacaktır, sömürü güçleri ve sömürge şirketleri olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Dalgın, “Gördüğümüz kadarıyla Türkiye, Musul'dan gelebilecek göç dalgasını önlemek için önlemlerini alıyor. Bu göçün Türkiye’ye girmesini engellemeye çalışıyor. Haklıdır da çünkü Suriye'den gelen göçte Türkiye büyük bir yük altına girdi. O insanların, mültecilerin içler acısı durumunu, tahammül edilemez durumunu hiç kimse yüklenmedi.”
Türkiye’nin Suriye’den gelen göçte yalnız bırakıldığını ve Avrupa’nın taahhütlerde bulunmasına rağmen gerekli yardımlarda bulunmadığını hatırlatan Dalgın, Musul halkının göç etmesini engelleyecek önlemler alınması gerektiğini belirtti.
“Musul halkının güvenliği sağlanmalıdır”
İŞİD’e karşı Musul’a girenlerin, Musul halkına zulüm etmelerinin engellenmesi gerektiğini söyleyen Dalgın, “Musul halkına eziyet etme niyetiyle gidilmesini engellemek lazım. İster Şii olsun, ister Sünni, ister Kürt bölgesinden olsun oraya İŞİD'i çıkartmak için giden insanların, sivil halka zulüm etmelerini engellemek için mutlaka hem Türkiye hem de Dünya kamuoyu bir tedbir almak zorundadır. Musul halkının korkusunu gidermek için, insanların kendilerini güvende hissedebilecekleri Uluslararası emniyet güçlerinin Musul’un mutlaka içine girip o insanları koruma altına alması lazım.” şeklinde konuştu.
Oluşabilecek göçün Türkiye ve Suriye’ye olacağını ancak Rusya’nın muhtemel bir göçte halkı bombalayabileceği ihtimalinin olduğunu söyleyen Dalgın, bu durumda Musul halkının Türkiye’ye doğru akın edeceğini belirtti.
“Musul halkı bir soykırımından geçirilmesin”
Türkiye’nin de bu açıdan tedbirini Irak içerisinde almaya çalıştığını belirten Dalgın, “Ne kadar başarılı olacağını bilemiyoruz, fakat umuyoruz diliyoruz Musul halkı bir soykırımından geçirilmesin. Musul halkı İŞİD'in yaptığı zulümlerden sorumlu tutulmasın. Oradaki sivil halkın güvenliğini sağlayabilecek uluslararası bir konsorsiyum oluşup, orada Musul halkına bir güven verecek şekilde bulunması zorunludur.” dedi.
Dalgın son olarak şöyle konuştu: “Musul'dan gelecek göçü engellemeye Türkiye Cumhuriyeti kararlı gözüküyor. Herhangi bir göç durumunda Türkiye askerini büyük ihtimalle Irak’a sokacak ve bir önlem almaya çalışacak. Bu önlem gelecek nüfus yoğunluğundan göre etkili olup olmayacağı anlaşılacaktır. Yüzbinlerce insan gelirse Türkiye Cumhuriyeti dâhil engelleyemezler. Çünkü yüzbinlerce insanın bakımı, beslenmesi bunlar çok büyük sorun. Böyle çölde kimse onları durduramaz.”
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.