Mehmet GÖKTAŞ
Örtününce İşten Çıkarmıştı
Yok yok, hiç de sizin düşündüğünüz gibi değil anlatacağım mesele. Hani şu tesettüre girdiği için örtü düşmanları tarafından işten çıkarmalardan biri değil.
Allah rahmet eylesin, kendisi vefât etti. Hayırlı olsun diye yeni kurduğu şirketin ofisine varmıştım. Bize çay getiren bayanı gördüğümde şaşırmıştım. İslami düşünceye mensup birisinin bu şekilde sıradan bir bayanı çalıştırmasını hatta çevresinde bu kadar işsiz gencimiz varken bayan çalıştırmasını iyi karşılamamıştık fakat o anda içeri kalabalık olduğu için söyleyeceklerimizi başka bir güne ertelemiştik.
Aradan epey zaman geçmişti, bu bayanın boş vakitlerini arkadaşımızdan aldığı kitapları okuyarak geçirdiğini gördük. Ve bir gün tesettüre büründü, çok sevindik.
Aradan bir kaç ay geçmişti, yine bir ziyaretimizde o bayanın olmadığını gördük. “Çıkardım” dedi, niçin diye sebebini sorduk. Hemen cevap vermedi, belki de bizi vereceği cevaba hazırlıyordu;
“Biliyor musunuz, ben böyle tesettüre bürünmüş bir bayana “çay getir, şunu götür, bunu getir, şunu yap, şurayı temizle filan diye emredemem, Allah’a sığınırım” dedi.
İşten ayırmadan önce meseleyi kendisine güzelce izah ettiğini, Müslüman bir bayanın izzetini, onurunu koruması gerektiğini, hızlı bir okuma temposuyla kendisini geliştirmesini, gerektiği durumlarda yardımcı olacağını tembih ettiğini söyledi.
Biraz sustuktan sonra değişik bir ses tonuyla devam etti;
“Biliyor musunuz hocam, İslam düşmanları bilinçli bir şekilde bunun tam aksini uyguladılar ve uyguluyorlar. Kızlarımıza örtünme yasakken o okuldaki müstahdem bayan genellikle örtülüydü, isimleri de bizim isimlerimizdi; Ayşe, Fatma, Emine, Hatice. Okulun müdürü Oktay Bey, Kaya Bey; ama okulun müstahdemi Ahmet Efendiydi. Hocam bilmiyorum, televizyondaki dizileri izliyor musunuz? Küfre ve kafirce hayata özendiren baş rol oyuncuların isimlerine bakın, bir de o dizide ne kadar kötü ve düşük karakter var bir de onların isimlerine bakın. Okullardaki örnekler aynen bu dizilerde de bilinçli bir şekilde uygulanıyor; dizide evin hizmetlisi Emine ve başı örtülü. Bu arada şerefsiz, karaktersiz ve üçkâğıtçı kişinin adı da Sevgili Peygamber Şuayb Aleyhisselamın adı...”
İşin bir acı yönü de “Müstahdem Ahmet Efendi”nin şahsında aşağılanan sadece Ahmet, Mehmet ismi değil, “Efendi” unvanı da cinayete kurban gidiyordu. Okulun müdürü ve öğretmenler “bey”, müstahdem ise “Efendi”. İyi bir şey yaptıklarını zannediyorlar hâlbuki “bey” kelimesinin hiç de iyi bir geçmişi yoktur; derebeyi, külhanbeyi hatta Bolu beyi, yani daha çok zalimdir, zorbadır.
Halbuki “Efendi” denildiğinde insan orada bir durmalıdır.
Evet, rahmetli arkadaşımın yaptığı şeyi yüzde yüz İslami ölçü olarak vermiyoruz, boşluklar olabilir. Fakat İslam’ın ve Müslümanın izzet ve onurunu tartışmayız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.