Pandemi Sürecinde İnternet Kullanımı
Hey gidi günler hey! Eskiden, yani bundan sadece bir yıl kadar önce komşular birbirinden Wifi şifresi alırdı. Alamayanlar da şifre kırmaya çalışırdı. Bunun için kullanılan programlar popülerdi. Peki ya şimdi?
Hamd âlemlerin Rabbine, salat ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.
Hey gidi günler hey! Eskiden, yani bundan sadece bir yıl kadar önce komşular birbirinden Wifi şifresi alırdı. Alamayanlar da şifre kırmaya çalışırdı. Bunun için kullanılan programlar popülerdi. Peki ya şimdi?
Şimdi hemen herkes evine internet çekti. Uzun yıllar kendisine karşı konulan, kapıdan içeri adım attırılmayan modem, evlerimize önemli bir misafir gibi buyur edildi. Onun için en uygun yer seçildi. Nerde rahat eder, nerde incitilmez oraya yerleştirildi. “Aman kablosu zarar görmesin, aman değmeyin ha!”
Eve internet çekilmesine en çok çocuklarımız için razı olduk, normalde kabul etmediğimiz birçok şeyi çocuklarımız için kabul ettiğimiz gibi. Online dersler için eve kabul edilen internet, yaramaz bir misafir çocuğu gibi birçok evin altını üstüne getirdi. Ancak bu öyle yarım saatte düzeltilecek bir dağınıklık da değildi.
Pandemi süreci en çok anneleri vurdu, bunun aksini iddia etmek haksızlık olur. Evde sürekli yiyecek içecek ve atıştırmalık bekleyen aile fertlerine yetişme, sık biriken bulaşıkları yıkama, kavgaya tutuşan çocukları ayırma, gürültüye katlanma görevi çoğunlukla annenin üzerinde. Hal böyle olunca birçok anne çocuklarını internetin kucağına atmış durumda. Sadece çocukları mı? Belki kendisini de.
Uluslararası bir araştırmaya göre pandemi sürecinde çevrimiçi oyun etkinliğinde ve oyun ile ilgili internet trafiğinde yaklaşık %70’lik artış gözlenmiştir. Bunun çevrimiçi olmayanlarını da sayarsak, oran bir hayli fazlalaşıyor.
Kabul etsek de etmesek de hepimiz bu süreçte internete biraz daha alıştık. Birçoğumuz internet ve sosyal medya bağımlısı olduk. Sosyal medya hesabınız varsa dikkatinizi çekmiştir, abuk sabuk paylaşımlar arttı, beğeni bildirimleri gelsin diye yapılmadık rezillik kalmadı.
Çocuklarımız da internete fazlaca alıştı, ekran onları kendine bağladı ama nedense bu durum online dersler için söz konusu olmadı. Neden? Çünkü aşırı teknoloji kullanımı, çocuklarımızda dikkat eksikliğine yol açtı. Bu da çocukların derse ve sonrasında ödeve odaklanmasının önünde çok büyük bir engel…
Peki, interneti verimli kullanmak ve zararlarından korunmak için ne yapılmalı?
Çocuklarımız için:
1. Okul öncesi yaşlardaki çocuklarımıza evcil hayvanın, pasta yapmanın, top oynamanın, boyamanın sanalını değil gerçeğini temin edelim. Özellikle de evlere çekildiğimiz şu süreçte ‘Bunu yapabilir mi?’ demeyin. Önlerine imkânları serin, neler yapabildiklerine hayret edeceksiniz. Örneğin bir kediyi okşamak, onunla evde koşup oynamak, çocuğumuza sanal hayvandan daha eğlenceli gelir.
2. Aile ile oynanabilecek oyunlar üretmek yahut temin etmek, ev halkını internet ve zararlarından olabildiğince uzaklaştıracaktır inşallah. Bunun için, zararlarından kaçındığımız internette çokça materyal ve ürün var.
3. Akıllı telefon ve tablet, bir ödül değildir. Bu anlamda çocuğumuz güzel bir şey yaptığında onu bunlarla ödüllendirmeyelim. Ceza verirken de bunlardan mahrum bırakma cezası vermeyelim.
4. Çocuklar sözlerimizi değil adımlarımızı takip ederler. O yüzden onların nasıl olmalarını istiyorsak kendimiz de her manada öyle davranalım. Elinden telefon düşmeyen bir anne babanın, çocuklarının kitaba yumulmasını beklemek beyhude bir çabadır.
5. Bundan 10 yıl önce internet ve akıllı telefonlar yokken de bizler aile idik, şimdi de. Bunun farkına varalım ve evlerimizde internet, telefon ve tabletsiz de yaşayabileceğimiz çözüm yolları keşfedelim.
6. Madem istediğimiz gibi çıkıp gezemiyoruz, ailecek spor yapalım. Madem parka gidemiyoruz, parkı eve getirelim. İmkân varsa evimize bir salıncak kurmak, süngerden kaydırak ya da ev, yastıktan at yapmak bize basit gelse de çocuklarımızı fazlasıyla mutlu edecektir Allah’ın izniyle. Hatırlar mısınız çubuktan at, çamurdan araba yaptığımız günleri? Ne kadar da mutluyduk öyle değil mi?
7. Evde çocuklarımızın kullandığı bilgisayar, tablet ve telefonlara aile koruma paketi yükleyelim ve bu araçları çocukların odasına değil evin ortak kullanım alanına yerleştirelim.
8. Malumunuz bu aralar çocuklarımız günde birkaç saat dışarı çıkabiliyorlar. O saatlerde arkadaşlarıyla açık alanda buluşmalarını sağlayıp, fiziksel mesafeye dikkat ederek oyun oynamalarını sağlayalım. Bu onların ileride içe kapanık ya da bencil bireyler olmalarının önüne geçmesi içindir.
9. Çocuklar kendileri için istediğimiz yahu istemediğimiz bir şeyin hikmetini anlamayabilir. Onlara uzun uzun internetin zararlarını, bilgisayar başında oturmanın insanı hantallaştırdığını, zekâ geriliğine ve dikkat eksikliğine yol açtığını, kalbi yıpratıp sinir sistemini hasara uğrattığını vs anlatmamız nafile. Âcizane tek tavsiyemiz; onları iyi şeylerle meşgul etmek.
10. Online dersler, ödevler, araştırmalar derken çocuklarımız illa ki internet kullanıyor. Onlara, kişisel ve ailevi bilgilerimizi internet ortamına aktarmamalarını, -varsa- sosyal medya hesaplarında paylaşmamalarını, olası bir siber zorbalık ve tehlike durumunda çekinmeden bize bildirmelerini anlatalım.
11. Lise yaşındaki çocuklarımızda, küçük çocuklarımızdaki gibi kesin bir kısıtlamaya gitmek yerine onların internette verimli vakit geçirmelerini sağlayalım. Dil öğrenme, dijital fotoğrafçılık, tasarım, kodlama ve yazılım bunlardan bazıları.
Sıra bizde… Bizler de “Sen kendini hak ile meşgul etmezsen, batıl seni işgal eder.” Kaidesince kendimizi mümkün mertebe hak ile meşgul edelim. Kendimiz ve sevdiklerimiz için dua ederken virüsten ve hastalıklardan sığındığımız gibi internetin de zararlarından Allah’a sığınalım.
Oyun indiren veya oyun sitelerine giren %70’in içinde belki biz de varız. Ya kendimiz oyun oynuyoruz ya da çocuklarımız için indirdik. Keşke oynamasak, ahiretimize fayda vermeyecek hiçbir şeyi yapmasak ama ille de oynuyorsak; bu oyunların bizi bir örümcek ağı gibi sarmasına müsaade etmeyelim.
Sosyal medyanın, ailemizin sosyalliğine gölge düşürmesine müsaade etmeyelim. Bugün sosyal medya hesabımıza bakarken kafamızı kaldırmadan dinlediğimiz çocuğumuzun, ilerde bize aynısını yapacağını unutmayalım. İnsan kimse için yapamadığı şeyi çocukları için yapar. O halde ilerde bize benzeyecek çocuklarımız için bir iyilik yapalım ve onları nasıl görmek istiyorsak bizler de öyle olalım. Selametle kalın.
Sezgin Özbay | Nisanur Dergisi | Ocak 2021 | 110. Sayı
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.