Paskalya Tatilini Umre'de Geçirecekler

Paskalya Tatilini Umre'de Geçirecekler

Avrupa'da yaşayan gençler, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Paskalya (Ostern) Bayramı dolayısıyla okulların tatil olmasından yararlanarak Umre'ye gidecekler.

ALMANYA - Manevi havanın çok az olduğu Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslümanlar, yaptıkları alternatif organizasyonlarla aile müessesini muhafaza etmek için elinden gelen gayreti sarf etmeye çabalıyorlar.

 

O organizasyonlardan biri de Meş'ar Hacc ve Umre Organizasyonu…
"Ticari kaygılardan uzak, tamamen Müslümanların manevi ikliminden faydalanmasına yardımcı olmak için kuruldu"ğu ifade edilen Meş'ar Hacc ve Umre Organizasyonu yetkililerinden Çetin Tufanoğlu ile çalışmaları ve özellikle gençlerle gittikleri Umre ziyareti hakkında konuştuk.

 

Meş'ar Organizasyon olarak kaç yıldır bu işi yapıyorsunuz?
4 yıldır Hac organizasyonu, 2 yıldır da Umre organizasyonlarımız oldu.
2 yıldır Umre ziyaretlerini organize ettiğinizi söylediniz. Geçen yıl kaç kişi müracaat etmişti, bu yıl kaç kişi müracaatta bulundu?
Geçen yıl 17 kişiyle ziyareti gerçekleştirmiştik. Kısmet olursa Bu yıl 34 kişiyle gerçekleştireceğiz.

 

Umre ziyaretini genel hatlarıyla anlatmanızı istesek neler söylersiniz?
Umre ziyareti Hac'ın içinde olacağı gibi Hac'ın dışında da yapılabilinen bir ibadettir. Umre, Peygamber (sav)'i ziyaret, Kabe'yi tavaf ve Safa ile Merve arasında yürümektir. Genel hatlarıyla Umre denilince akla bunlar gelir.

 

Umre ziyaretini gerçekleştirmekteki gayeniz nedir?
Umre ziyareti dini menasiklerimizdendir. Bununla birlikte asıl gayemiz; Avrupa'daki Müslümanların manevi açlıklarına bir nevi derman olmaktır. Ki Umre ziyaretlerine gençleri düşünerek başladık. Paskalya tatiline denk getirmemizin nedeni de burdur. Malumunuz olduğu üzere Avrupa'daki yaşantı ve sosyal çevre maneviyattan, dini değerlerden çok çok uzaktır. Mesela Ezan sesi duyamazsınız ve Camiler çok azdır. Var olan Camilere de, ancak içeriye girdiğinizde manevi havayı teneffüs edebiliyorsunuz ki; buda çoğu zaman kişinin manevi havaya olan ihtiyacını karşılamaya biliyor. İşte bu yüzdendir ki gerek Ramazanlardaki iftar sofraları, gerekse de çeşitli etkinlikler vesile edilerek yemekli toplantılar yapılıyor. Allah (cc) bu konularda gayret gösteren samimi Müslümanlardan razı olsun.
Az önce belirttiğim gibi gençlere yönelik Umre programlarına ağırlık vermemizin nedeni işte bu manevi açlıktır. Gençler o mekanları birebir gördüğü zaman, Ezanı, Camiyi, Efendimiz (sav)'i ziyaret ettiğinde kendilerine geliyorlar. Tabi bunun devamı çok önemli.

 

Ziyaretlere nereden başlıyorsunuz ve hangi mekanlar ziyaret ediliyor?
Ziyaretler ya Mekke'den başlıyor veya Medine'den başlıyor. O grupların isteğine bağlıdır. Eğer Medine ise başlangıç Ravda'dır. Resullah (sav)'i ziyaret ediyorlar. Ondan sonra Uhud'dur. Efendim bazı camilerdir. Hz. Ebubekir, Hz. Osman, Hz. Ali camileri, Hendek, Medine'nin hurmalıkları, Kıbleteyn, Cennetul Baki, -ki burası Sahabelerin ekseriyetinin meftun olduğu mekandır- bu tür mekanları ziyaret ediyorlar.
Umre'nin asıl menasikleri (Umre ibadeti esnasında yerine getirilmesi gereken vazifeler) ise, Mekke'de başlıyor. Orada aynı Hac gibi ihrama giriliyor. Kabe tavaf ediliyor. Safa ve Merve arasında say -yürüyüş- gerçekleştiriliyor. Son olarak da Zemzem içilerek Umre tamamlanıyor. Bu ibadet defalarca tekrarlanıyor. Bunun dışında Hz. Hatice (ra)'ın meftun olduğu kabristan, Cin mescidi, Arafat, Müzdelife, Mina, Hira mağarası ve Nur dağının ziyaretlerine de gidiliyor.

 

Bahsettiğiniz ziyaretleri kaç gün içinde gerçekleştiriyorsunuz?
Takribi olarak 10 gün içinde gerçekleştiriyoruz. Yani 5 gün Mekke ve 5 gün Medine olmak üzere ziyaret gerçekleşiyor. Tabi daha önce de söylediğim gibi bu ziyaretler grupların isteğine bağlıdır. Gerek grup kalabalık ve zaman açısından problem yoksa bu süreyi çoğalta biliyoruz. Ancak standart olarak 10 ile 14 gün arası bir program tertipliyoruz.

 

Gençler dışında diğer yaş gruplarından da talep oluyor mu?
Bize her yaştan başvurular olabiliyor. Zaten gençler de aile nispetiyle başvuruda bulunuyorlar. Mesela bu yılki Umre programımızda bir aileden 6 fert var. Yani 3 yaşından çocuktan tutun, 40 yaşındaki adamada kadar aile komple gidiyor. Dolayısıyla o konuda bir sınırlama söz konusu değil. Fakat Paskalya bayramında okullar tatil olduğundan ağırlıklı olarak gençlerdir.

 

Gençlerle diğer yaş grupları arasında uyum nasıl, bugüne kadar bir sorun yaşadınız mı, örneğin büyüklerin gençlere olumsuz manada müdahalesi oluyor mu?
Hayır, böyle bir müdahale söz konusu değil. Tabi burada motivasyon çok önemli, grup başkanının motivasyonu çok önemlidir. Grup başkanı eğer İslam'ın edebini, örfünü, kalkıp oturma adabını ki Avrupa toplumunda bunlar büyük bir problemdir- yönlendirici olarak gündeme getiriyor, mesela yaşlıları daha geniş olmaya, gençleri hürmetli olmaya yönlendirdiği zaman hiçbir problem çıkmıyor. Tam tersine yaşlı ve gençler birbirine destek çıkıyorlar. Yani birinin tecrübesi diğerinin enerjisini tamamlıyor. Diyelim ki Hira dağına çıkılacak, gençler kuş gibidir, hemen çıkıyor. Ama yaşlılar öyle değil. Ne oluyor gençler onların koluna girerek onların çıkmasına yardımcı oluyor. Böylelikle birliktelik oluşmuş oluyor.
Diğer taraftan menasikler konusunda gençler tecrübe ve bilgileri az olabiliyor. Ancak yaşlılar ibadetler konusunda daha bilgili ve tecrübeli olduklarından, bu defa onlar gençlere yardımcı oluyor. Dolayısıyla güzel bir vukufiyet (vakıf olma) oluşuyor.
Umre veya Hacca gitmek isteyenler nasıl size ulaşıyorlar, siz mi buluyorsunuz onları, onlar mı sizi buluyor, nasıl oluyor?
Bizi bulanlarda var. Daha önce tanıdıklarımız veya kardeş kurumların aracılığıyla ulaştıklarımız-ulaşanlarda var. Fakat genel olarak organizemiz internet sitemiz üzerindendir. www.mesarhac.com adresi üzerinden online olarak müracaat formunu doldurup bize gönderebiliyorlar. Ayrıca orada adrestir, telefondur, faxtır diğer iletişim bilgileri de mevcuttur. Başvurular belli bir sayıya ulaşınca o zaman organizasyonu yapabiliyoruz. Mesela bir Umre ziyareti için en az 15 kişinin olması lazım.

 

Hac için Hangi ülkelerden size başvurabilirler, Öyle bir sınırlamanız var mı?
Hayır, herhangi bir sınırlama söz konusu değil. Bize Avrupa'nın herhangi bir ülkesinden başvuru yapılabileceği gibi, Türkiye'den de yapılacak başvuruları kabul ediyoruz. Bilinmesi açısından şunu da belirteyim; Türkiye'den gönderdiklerimiz Diyanet kontenjanından değildir. Direk oradan uçağa binip bizim otellerde kalıp, Avrupa'dan giden hacılarla birlikte görevlerini ifa ettikten sonra yine uçakla Türkiye'ye dönüyorlar.

 

Farklı ülkelerden müracaatlar olduğunu söylediniz. Organizede zorlandığınız olmuyor mu?
Bundan beş yıl önce çok daha rahattı. O dönem Suudi Arabistan konsolosluğu herhangi bir ülkede yapılan vize başvurusunu yeterli görüyordu. Diyelim ki İtalya'da ikamet eden birisi Almanya'dan vize başvurusunda bulunabiliyordu. Fakat son bey yıldır her Avrupa ülkesine belli kısıtlamalar getirildi. Örneğin bir ülkede başvuru için o ülkede 6 ay ikamet etme şartı koşuldu. Dolayısıyla sizin her ülkede seyahat acentesi veya orada bulunan bir seyahat acentesi ile bağınız olması lazım ki organizeyi birleştirebilesiniz. Bu yönüyle hakikaten bu zor ve meşakkatli bir iştir. Eğer işin hayrat yanı olmaz ise, maddiyat yönüyle bu iş yapılmaz.

 

Organizasyon kurumlarının özelliklerinden bahseder misiniz?
Umre veya Hacc organizasyonlarında asıl etmen otellerin güzelliği veyahut ulaşım araçlarının yeniliği değil. Evet, bunlar önemlidir. Fakat asıl önemli olan rehberlik hizmetleridir. Meş'ar organizasyon olarak bizim yaptığımız rehberlik hizmetidir. Ticari bir organizasyon değiliz. Yalnızca gençleri o beldelere götürme amaçlı kurulmuş bir organizasyon kurumuyuz da diyebilirim.

 

Takip ettiğimiz kadarıyla Hac bölgesi sürekli yenileniyor ve de büyütülüyor. Buna rağmen sizce Suudi Arabistan yönetimi neden kota uyguluyor?
İşin doğrusu Hac Bakanlığının yaptığı bazı icraatları uzaktan bakarak yanlış değerlendirebiliyoruz. Halbuki işler hiç de zannettiğimiz gibi değil. Bazı icraatları olması gereken icraatlardır. Bir düşünelim, Avrupa'nın hangi ülkesine bir anda 1 milyon insan yığılsa -ki bu hac mevsiminde 7 milyon insanı buluyor- inanıyorum çöplükten geçilmez. Hakikaten büyük bir organizasyondur yapılan. "Bu organize hakkıyla yapılıyor mu" diye sorarsanız, o zaman derim ki, bu Arap aleminin büyük bir sancısıdır. Arap alemi, yenilenme ve kendini çağa uydurma, Kur'an'nın yenilenen üslubuna uydurma konusunda umumi olarak problemi vardır. Onun için oradaki halk ayaklanmalarına "Arap Baharı" diyorlar. Başka yerde bahar yok, sade onlarda var. Neden, çünkü olardan henüz kıştan çıkamadılar. Bununla beraber yaptıkları çok büyük bir organizasyondur. Kotalar meselesine gelince, kotaları iki şekilde değerlendirebiliriz. 1. Haccın genel kotalarıdır ki, malum her yerin belli bir kapasitesi vardır. Ondan dolayı insanları o kapasiteye göre kabul etmeniz gerekir. Yoksa facialara yol açmış olursunuz. Bu manada genel kotalar normaldir. Fakat Avrupa'daki kota meselesi bana göre siyasidir. Bunu da Suudi yetkililerin değil de Avrupalı liderlerin bir isteği olduğu kanısındayım. Bunu da Avrupa'daki İslami yapıların değeri sayılır bir kapasiteye ulaşmasına bağlıyorum.

 

Tekrar gençlerin Umre ziyaretlerine dönecek olursak, geçen yıl Umre'ye giden gençlerle karşılaştınız mı, karşılaştıysanız onlarda ne tür değişiklikler gözlediniz?
Şimdi bakın gençler İslam tarihini ya kitaplardan okuyorlar veya hocalardan dinliyorlar. Bu dinleme özellikle gençlerdeki sorgulama dönemi itibariyle bazen şüphe, bazen de olabilirliklerle karşılanabiliyor. Özellikle o mekanları gidip gören ve hakikaten güzel bir organize nisbetiyle -yeterli donanıma sahip bir imam arkadaşın gözetiminde yapılan bu geziler- o gençlerde aynel yakîn oluşturuyor. Teoride öğrendiklerini, pratikte yaşadıklarından dolayı, hayatlarındaki dönüm noktası oluyor. Avrupa'daki kötülük bataklıklarına düşen Müslüman gençlerin, teoride söylenen güzellerin pratikte görmediklerinden dolayı "acaba" demesindendir. Oysa gidip o mekanı görenler, özellikle Kabe'nin o cezbedici havasını teneffüs eden gençlerin içinde "acaba" diyecekleri bir nokta kalmıyor.

 

Umre'ye ne zaman gidiyorsunuz, yeni müracaat kabul ediyor musunuz?
Kısmet olursa 3 Nisan'da gidiyoruz. Bu yılki grubumuz iki merkezden gidiyorlar. Almanya'dan başvurular çok olduğundan bir gurubumuz Frankfurt'tan, diğer grubumuz ise Münih'ten gidecek. Ayrıca Müracaat olursa tabiî ki kabul edilir.
(Basri Özmen - İLKHA)

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.