Diyarbakır Peygamber Sevdalıları: Kınama dili bırakılmalı, fiili stratejiler hayata geçirilmelidir
Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından Diyarbakır'da gerçekleştirilen Aksa Tufanı'na destek basın açıklamasında "gelinen süreç itibariyle yöneticilerin kınama dilini terk edip siyonistlere karşı askeri, siyasi, ekonomik, diplomatik ve ticari stratejileri
Aksa Tufanı operasyonu 7 ayı geride bırakırken ilk günden bu yana meydanları boş bırakmayan Peygamber Sevdalıları Vakfı, bu hafta da düzenlediği basın açıklamasıyla Gazze'de devam eden direnişe Diyarbakır'dan destek verdi.
Merkez Yenişehir ilçesi Selahaddin Eyyubi Camii önünde cuma namazı sonrası yapılan basın açıklamasını, Peygamber Sevdalıları Vakfı adına Cengiz Aydın okudu.
Açıklamasına "İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşanların Allah yanında derecesi çok büyüktür. İşte bunlar kurtuluş ve başarıya erenlerin ta kendileridir." ayeti kerimesiyle başlayan Aydın, siyonist işgal rejiminin dünya istikbarını da arkasına alarak 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye yönelik vahşet ve dehşeti devam ettirdiğini belirtti.
"Modern çağın, vahşi, karanlık, hayâsız ve vicdansız yüzü ortaya çıktı"
Tarihte ender rastlanan bir katliamla yerleşim yerlerine saldırarak soykırım suçu işleyen siyonistlerin kundaktaki bebeleri, masum çocuk ve anneleri, canlı her ne varsa dünyanın gözleri önünde vahşice katlettiğini sözlerine ekleyen Aydın, "Kadın, çocuk, yaşlı, savunmasız sivillere saldıran işgalci siyonistler, Gazze'de şu ana kadar 17 binden fazla çocuk, 12 binden fazla kadın olmak üzere yaklaşık 40 bin Filistinli kardeşimizi şehit etmiştir. Hastane odaları ve bahçelerinde ortaya çıkan toplu mezar görüntüleri, siyonist vahşetin acılar içinde kıvranan yaralılara muamelesini gün yüzüne çıkarmaktadır. Hastanelerde katledilen on binlerce yaralı kardeşlerimiz dışında yaralanmış olan 80 bin kardeşimiz tıbbi imkânsızlıklardan dolayı şehit olacakları günü beklemektedirler." dedi.
Kana, talana, işgale doymayan siyonistlerin 75 yıldır her geçen gün Filistin'de işgali genişletmeye devam ettiğini ifade eden Aydın, "Gazze ve Kudüs başta olmak üzere Filistin'in asıl sahibi olan kardeşlerimize yönelik her türlü hak ihlalleri yapılmaktadır. Siyonistler tarafından mazlum kardeşlerimizin evleri, arazileri, bağ ve bahçeleri gasp edilmekte; kardeşlerimiz sürgün, işkence, tutuklama ve katledilmeye maruz bırakılmaktadır. Gazzeliler, dünyanın gözleri önünde siyonistler tarafından bir yandan soykırıma maruz kalırken diğer yandan açlık, kıtlık ve insani yardımlara ulaşamamaktadır. Yaşanan bu mezalim modern çağın; vahşi, karanlık, hayâsız ve vicdansız yüzünü ortaya çıkarmıştır." ifadelerini kullandı.
"Zaman, vahşet ve soykırımı durdurma zamanıdır"
Aydın, "Sözde çağdaş, ilerici, insan hakları evrensel bildirgeleriyle yaldızlı sözlerle dünya halklarına ideolojileri bir afyon gibi enjekte eden seküler zihniyetin çirkin ve vahşi yüzü tüm dünya halklarının lanetine uğramaktadır. Siyonist-evanjelist çağdaş barbarlar tarafından Gazze'de gerçekleştirilen mezalim, dünyanın gözleri önünde canlı yayınlarla yayınlanmakta, bu vahşi ve hayâsız siyonizm akımına karşı dünyanın çeşitli ülkelerindeki halkları meydanlara dökmektedir." şeklinde konuştu.
Farklı coğrafyalarda yapılan Filistin'e ve Gazze'deki direnişe destek gösterilerine de değinen Aydın, "Amerika'daki üniversite öğrencileri başta olmak üzere tüm dünya halkları zulme destek veren idarecilerine lanet etmekte, katliamın durdurulmasını talep etmektedirler. Büyük bir dönüşümün kapısını aralayan Gazze, halkı Müslüman olan devletler başta olmak üzere zulmü kabul etmeyen ülkeler açısından devrim niteliğinde yeni bir dönemin kapısını aralamıştır. Kınama mesajları, uluslararası hukuk ve insan hakları bildirgeleri gibi kriterleri hiçe sayan siyonist çarkın dişleri kırılmalı, kınama dilinden vaz geçerek fiili stratejiler hayata geçirilmelidir. Zira zaman kınama zamanı değil; siyonistlere karşı askeri, siyasi, ekonomik, diplomatik, ticari, stratejik hamleleri devreye sokma; vahşet ve soykırımı durdurma zamanıdır." diye belirtti.
"HAMAS maddi ve manevi desteklenmelidir"
Bugün siyonistlerin arz-ı mevud projelerine karşı gerekli tedbirlerin alınması için çok geç kalınmadığını, yaşanan gelişmelerin kısa, orta ve uzun vadede ele alınarak siyonistlerin Gazze'de işgal ettiği yerlerden geri çekilmesine yönelik ciddi adımların atılmasını gerekli kıldığını kaydeden Aydın, Gazze'nin işgal rejimi tarafından ele geçirilmesinin, başka işgallerin de kapısını aralayacağına vurgu yaptı.
Başta Türkiye olmak üzere tüm ülkelerin, siyonistleri durdurma ve söz konusu işgale son verme noktasında azami çabayı göstermesi gerektiğini söyleyen Aydın, "İslam dünyası, siyonist vahşete karşı bütün sinir uçları nerede ise onları harekete geçirmeli, bu vahşet ve dehşet durdurulmalıdır. Siyonist işgal rejiminin sözde ordusunun Refah'a yönelik kara saldırılarının şiddeti her geçen gün artmaktadır. Bununla birlikte siyonist işgalcilere karşı direnen kahraman mücahidler, siyonist çetelere ve sözde ordusuna ağır kayıplar verdirmektedir. Bu da göstermektedir ki siyonistlere karşı kahramanca mücadele eden HAMAS maddi ve manevi desteklemelidir." dedi.
"Türkiye'den israile gönderilen suyun muslukları mutlaka kapatılmalıdır"
Nekbe felaketinin yıl dönümünde, bir daha felaketlerin yaşanmaması için kahramanca direnen Filistin halkının, özgürlüğüne kavuşacağı her eylemin yanında olduklarının altını çizen Aydın, Uluslararası toplum ve vicdan sahibi devletlerden talepleri ise şöyle sıraladı:
1) Siyonist işgal rejiminin Gazze'ye yönelik saldırılarının son bulması için kalıcı bir ateşkesin sağlanması, insani koridorun açılması ve yurtlarından edilmiş olanların pazarlıksız şekilde yaşadıkları yerlere geri dönmesi sağlanmalıdır.
2) İşgal rejiminin saldırıları nedeniyle yıkılan veya tahrip edilen yerler, cami, okul, hastane, sağlık kuruluşu, kamu binaları başta olmak üzere 300 bin konutun inşası yönünde adımlar atılmalı ve tahrip edilen yerleşim yerleri yeniden mamur edilmelidir.
3) HAMAS'ın aracı devletlerin garantörlüğü ile hazırlanan ateşkes şartlarına olumlu görüş bildirmesine rağmen siyonist canilerin ateşkesten vazgeçip vahşet ve soykırıma devam etmesi uluslararası toplum ve kurumlar tarafından mutlaka yaptırıma tabi tutulmalıdır.
4) HAMAS'ın ateşkesten yana olmakla Filistin halkının meşru temsilcisi, dünyadaki vicdan sahibi insanların ise yüz akı olduğu gerçeği mutlaka kabul edilmelidir. Uluslararası mecralarda yürütülen çalışmalar bu hakikat göz önünde bulundurularak yürütülmelidir.
5) Siyonistlerin Filistin'deki tarım arazilerini bitirmesi, su kaynaklarını tahrip etmesine yönelik ciddi adımlar atılmalı, buna karşılık Türkiye'den israile gönderilen suyun muslukları mutlaka kapatılmalıdır.
"Ticaret Bakanlığı'nın israille ticareti durdurma kararı"
6) Refah kapısının ABD'ye bağlı şirketlerin idaresine verilmesi şeklindeki şeytani teklif mutlak olarak reddedilmelidir. Filistin halkı kendi sınırları ve kapılarının idaresini üstlenmekle tek yetkili merci kabul edilmelidir.
7) ABD'ye bilgi akışı sağlayarak siyonist vahşete doğrudan veya dolaylı olarak katkı sağlayan ABD'nin Türkiye'deki radar üsleri kapatılmalıdır.
8) Ticaret Bakanlığının, israil ile tüm ürünleri kapsayacak şekilde ticareti durdurma kararı, Gazze'ye kesintisiz insani yardım akışı sağlanana kadar geçerli olacağını vurgulaması geç de olsa atılmış olumlu bir adımdır, sürdürülmelidir.
Aydın, basın açıklamasının sonunda "Peygamber Sevdalıları olarak bir kez daha diyoruz ki; ilk kıblemiz Mescid-i Aksâ'nın ve Müslüman kardeşlerimizin yanındayız. Filistin'in ve Mescid-i Aksâ'nın özgürlüğüne giden her eylemin yanındayız ve destekçisiyiz. Bu yolda üzerimize düşen her türlü fedakârlığı yapmaya hazırız. Allah'ın selamı rahmeti ve bereketi üzerine olsun." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.